Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Erdoğan, zenginin zengin kalması üzerine kurulmuş sistemi nasıl tersine çevirecek?

Ünlü Amerikan iktisatçı Joseph Stiglitz, New York Times gazetesine 16 Şubat'ta yazdığı "Fırsat eşitliği, bizim ulusal düşümüz" başlıklı makalede ABD'de gelir adaletsizliğinin hızla arttığını ileri sürüyor.
Fakirin daha fakirleştiğini, orta gelirlilerin yerinde saydığını, zenginlerin ise daha da zenginleştiğini söylüyor. Stiglitz, bu gelir farkını yaratan en önemli etkenin eğitimdeki fırsat eşitsizliği olduğunu düşünüyor. Zenginlerin çocuklarının daha iyi beslendiğini, sağlıklı olduklarını ve bu nedenle daha iyi öğrendiklerini, bu arada çocuklarına müzik dersi, yaz kampları ve özel kurslar aldırarak onların düşünsel kapasitelerini, yeteneklerini genişlettiklerini belirtiyor.
Bu yüzden de Stiglitz, Başkan Obama'nın ikinci Başkanlık dönemi konuşmasında, "biz fakir çocuklarına yeterli beslenme ve sağlık hizmetini vermeliyiz" sözlerinin eğitimde fırsat eşitliğinin en önemli koşullarından biri olduğunu söylüyor. Tabii bu önerilere Cumhuriyetçiler karşı çıkıyor. Onlar, fakir çocukları için zengin vergisi vermek istemiyor.
Aslında Stiglitz'in dikkat çektiği ABD'de yaşanan bu güncel sorunun bir benzeri Türkiye'de yaşanıyor. Başbakan Erdoğan'ın fakir çocuklarına fırsat eşitliği sağlayacak her hamlesi elitlerin ve zenginlerin temsilcisi CHP, TÜSİAD ve TOBB tarafından büyük tepkiyle karşılanıyor.
Erdoğan'ın karşı karşıya kaldığı bu tepkileri somut örnekleriyle açıklayalım... 2004'te Cumhuriyet tarihinde ilk defa eğitim ve sağlık harcamaları askeri harcamaların üzerine çıkarıldı ve o gün bugün bu ülkede bütçe tasarımı fakirlerden yana değişti.
Bu bütçe harcama değişikliğinden hoşlanmayan kesimlerin, İstanbul sermayesinden aldıkları destekle yaptıkları darbe girişimleri savcılık iddianamelerinde yer aldı. Bu süreçte yaşanan AK Parti'yi kapatma davası, 2008'de çıkan ABD mali krizini medya kanalıyla sanki Türkiye'de çıkmış gibi gösterip ekonomik kriz yoluyla hükümeti düşürme girişimi, demokratik anayasa girişimine karşı çıkılması, fakir çocuklarına verilecek tablet bilgisayarların "israf" olduğu propagandasının yapılması, (Bu propaganda TOBB'un sözde araştırma kuruluşu TEPAV tarafından başlatıldı), çocuklara verilen sütlerin gereksiz olduğu ve onları zehirlediği propagandasının üretilmesi, Sayıştay denetimini çok önemseyip yeni Türk Ticaret Kanunu'nun özel şirketleri disiplin altına alan, onları tüketici yararına denetleyen maddelerinin kaldırılmasını önemsizleştirme kampanyaları, (Bu maddelerin kaldırılmasını ve önemsizleştirmeyi CHP, TÜSİAD ve TOBB birlikte organize edip diğer partileri adeta zorladılar), konutları depreme dayanıklı ve sağlıklı hale getirecek kentsel dönüşümü sanki İslami sermayenin kazanç kapısıymış gibi medyada işleyip "inşaat ya Resulallah" manşetleriyle bu dönüşümü durdurma girişimleri...
İşte bu hamlelerin hepsinin aslında fakirlere fırsat eşitliği sağlama hizmetlerinin önüne engel çıkarmaya yönelik elit kesimin propagandası olduğu açık bir gerçek.
Nitekim Başbakan Erdoğan, hafta sonunda yaptığı açıklamada, "zenginin zengin kalması üzerine kurulmuş bu sistemi tersine çevireceğiz. Onlar kapıcı çocuğu, kapıcı kalacak, derler. Fakir çocuklarının iyi okullarda okumasını istemezler. Kendileri en iyi konutlarda otururlar, yoksulu gecekonduya mahkûm ederler. Onlar yoksulları büyük şehirlerden uzak tutmaya çalışıyorlar" derken, kentsel dönüşümün fakirlere fırsat eşitliğini sağlayacağını anlattı.
Erdoğan meseleye böyle bakıyor çünkü diğerlerinden çok önemli bir noktada ayrılıyor. Kendisi yönetici sınıfına geçtiği halde, Türkiye'de dedesi ya da kendisi tahta bavuluyla köyden gelip kendi sınıfına ihanet eden şimdiki sözde elitlerin yaptığını yapmıyor. Aksine Erdoğan, Cumhuriyet'in kurucu bürokratlarının haksız yere üzerine oturdukları gayrimenkullerin getirdiği rantlarla zenginleşen, kendilerine sağlanan haksız imtiyazlarla ve verilen Batılı şirket temsilcilikleriyle beslenen sözde elitlerle kıyasıya kavgaya girişiyor. Zenginin zengin kalması üzerine kurulmuş bu düzeni değiştiriyor.
İşte Türkiye'de bir süredir yaşanan kavga bu kavga. Bir tarafta sözde elitlerin temsilcileri olan CHP, TÜSİAD ve TOBB var. Diğer tarafta da fakirlikten kurtulmak isteyen halk ve Erdoğan var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA