Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Coğrafya bir kader midir?

Ben de Ressam Ahmet Güneştekin'in "Güneş Çemberinin Vârisi" adlı kişisel sergisi Türkiye ve dünyadan pek çok sanatseveri, koleksiyoneri, iş ve sanat dünyasının önde gelen isimlerinin buluştuğu Monaco'daydım.
Kısacık bir seyahatti ama hem gururu okşayan, hem de birbirinden güzel insanların bir araya geldiği hoş bir buluşmaydı.
Serginin sponsorluğunu üstlenen Çalık Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık'ın bizzat eşlik ettiği açılışa kabineden iki de mühim bakan iştirak etti. Biri Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'ti. Diğeri ise Maliye Bakanı Mehmet Şimşek. Bu arada Güneştekin'in resimlerinin sergilendiği Marlborough Gallery ile ilgili kısa bir bilgi vereyim. Dünyanın en saygın galerilerinden biri. Çalıştığı ressamların özgün eser sahibi olabilmelerine çok önem veriyor. Güneştekin'in resimlerinde de ilk göze çarpan şey özgünlüğü. Hem özgün yani kendine has tarz sahibi olması hem de bu coğrafyanın 'öteki' mahallesinden gelen bir sanatçı olması onu Marlborough Gallery'nin gözde sanatçılarından biri durumuna taşımış. Serginin açılışı sonrası verilen yemekte bir konuşma yapan Bakan Ömer Çelik'in Güneştekin'i "Kaderini sırtında taşıyan bir entelektüel" olarak tanımlaması ve İbn-i Haldun'a atıfla coğrafyanın insanın kaderi olduğuna vurgu yapması gecenin en çok tartışılan konusuydu. Bence son derece anlamlı olan; "Güneştekin Batmanlı olmanın kaderini ömrü boyunca sırtında taşıyacak" ifadelerine itiraz gerçeği reddetmektir.
Çünkü gerçekten de hangi coğrafyada dünyaya geldiğin bir kaderdir ve bu kaderi değiştirmek de büyük bir mücadele ister. Güneştekin daha bi lokma çocuk iken Allah'ın lütfuna haiz olmuş büyük bir sanatçı. Yıllardır fırçasıyla hizmet veriyor sanat dünyasına. Ve Türkiye daha yeni yeni tanışıyor bu isimle. Ben söylemiyorum bunu Marlborough Gallery yetkilisi diyor ki;
"Gerçekten de çok özel bir yetenek!"
Tabii ister istemez de insan şunu soruyor ve sorguluyor; "Peki bu özel yetenek neden henüz keşfedilebildi? Acaba bu özel yetenek Batman'da doğmuş bir Kürt yerine İstanbul'da ya da Denizli'de dünyaya gelmiş bir Türk olsaydı bu kadar geç kalınır mıydı?"
Eminimki kalınmazdı... Hiçbir artısı, özgünlüğü, fark yaratır bir tarafı olmadığı halde sırf Nişantaşı ve civarındakilerle ahbaplık ilişkisi var diye kimlerin nasıl piyasa yaptığını hepimiz biliyoruz. Elbetteki; "Kürt coğrafyasında dünyaya gelen her sanatçının muhakkak çok yetenekli" olduğunu ya da; "Batıda dünyaya gelen sanatçıların tümünün de haybeye bir yerlere geldiğini" söylemiyorum.
Böyle bir mana falan çıkmasın sözlerimden ama şunun altını özellikle çiziyorum; Zamanın ruhunun büyük etkisi vardır muhakkak ama insanın hangi coğrafyada hangi etnik kimlikle doğduğu mühimdir.
Zira bazen hayatı kolaylaştırır doğduğun topraklar... Bazen de zorlaştırır. Güneştekin Batman'da değil eğer Denizli'de doğmuş olsaydı Monaco'ya giden yolu açmak için onca yıl kazma sallamak zorunda kalmazdı.
O yolu çok daha kısa zamanda bulurdu...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA