Bugünlerde özellikle Çamlıca'da, ellerinde dürbün havaya bakarken gördüğünüz insanlar, kuş gözlemciliği yapıyor. Aslında onlara Türkiye'nin her yerinde, göl kıyılarında ve tepelerde rastlamak mümkün. Kuş gözlemciliği, detaylarıyla insanı oyalayan zevkli bir hobi. Bunun yanı sıra kuş gözlemi yapanlar yani 'kuşçular', çevre bilinci konusunda herkesi bilgilendirmeye çalışıyor. Nasıl mı? Öncelikle gördükleri kuşlar konusunda çok hassaslar ve onların yaşam alanlarının korunması için uğraşıyorlar, bunun yanı sıra bilimsel araştırmalara katkıda bulunuyorlar. Örneğin bugünlerde İstanbul Üniversitesi'nde gerçekleşen "İstanbul Boğazı 2008-2009 Bahar ve Güz Süzülen Kuşların Göçleri Üzerine Bir Araştırma" projesi gibi...
KUŞ ÇEŞİTLİLİĞİ YÜKSEK
Konu hakkında kuş gözlemcisi Cem Dalyan'ın görüşlerini aldık: "Yard. Doç. Dr. Zeynel Arslangündoğdu tarafından sürdürülen proje kapsamında baharda Sarıyer sırtlarında binlerce yırtıcı kuşun ve leyleğin geçişine şahitlik ettik. Geçen güz ve bu güz de 31 Ekim 2009'e dek Büyük Çamlıca Tepesi'nde göç konumumuzu aldık. Toplamda 31 türe ait yüzbinlerce kuş sayıldı. Leylek, küçük orman kartalı ve şahin, sayıca en fazla rakamlara ulaşan türler. "Elde edilen veri, uluslararası bilimsel dergilerde iki makale ve bir kitap hazırlanması için kullanılacak." Türkiye'de 400'ün üzerinde kuş türü yaşıyor. Bu oldukça yüksek bir çeşitlilik. Ekim sonuna dek Çamlıca Tepesi'nden, süzülen yırtıcı kuşlar dürbün ve teleskopla gözlenebilir. Ocakşubat döneminde Büyükçekmece, Terkos, Ömerli'ye su kuşları geliyor. Ancak kuşların da, tıpkı diğer tüm canlılar gibi ormanlara ihtiyacı var.