GEÇEN hafta Şükran Ay'ın torunu, Savaş Ay'ın oğlu sevgili Ulaş Ay kardeşimiz, "Gamzeler" adlı albümünü tanıttı. Şöyle uzaktan bir baktım da bizim "A Takımı"nın kaptanının gözlerinin içi gülüyordu. Oğlunun yanında kameralara poz verirken, gururla göğsünü şişiriyordu. Nasıl şişirmesin ki? Ulaş pırıl pırıl bir genç. Etrafına ışık saçıyor. Eh, albümü de "olmuş" yani... Hele "Bula Bula" isimli bir şarkısı var ki, bu yaz pek çok kulüpte gençleri azdıracak gibi!.. Ulaş'ın albümünde söz olarak Savaş Ay'ın buram buram romantizm kokan şiirlerini bulacağımı sanıyordum, ama yanıldım. Bu genç adam, albümdeki tüm besteleri kendi yapmış, sözlerini kendi yazmış. Yani "Ay" ışığına muhtaç olmadan, kendi mehtabını yaratmış! Helal olsun ona... Bu arada Ulaş'ın, Savaş Ay'a hiç benzemediğini fark ettim. Bir kere tam bir salon beyefendisi. (Şimdi Kaptan'ın sunturlu bir küfür savurup, "Ulan biz sokak çocuğu muyuz?" dediğini duyar gibiyim.) Sonra akordeon değil, gitar çalıyor. Hem de "iyi" çalıyor. (Yine kulağım çınladı) Bir de ben "A Takımı" şapkasının genetik olduğunu ve kafa derisiyle birlikte geliştiğini sanıyordum. Savaş Ay'ın oğlunda göremeyince çok şaşırdım! Şaka bir yana, böylesine özel bir günde Savaş Ay'ın Ulaş'tığı bu güzelliği sizlerle paylaşmak istedim. Yazının sonuna ise bir "jüri klişesi" eklemeyi uygun buldum: "Yolun açık olsun sevgili Ulaş..."