İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un taraftar grubu Bozbaykuşlar'a büyük sempati beslediğimi, futbolunu ve yönetimini çok beğendiğim kulübün taraftarı olduğumu geçenlerde bu sütunlarda ilan etmiştim. Kupa finalini de bu heyecanla izledim.
Öncelikle Beşiktaş'ı gönülden kutluyorum. Bileklerinin hakkıyla kupayı müzelerine götürdüler.
Ama asıl alkışım Büyükşehir'e...
Son derece mütevazı kadrolarıyla ligde 4 büyüklere adeta kan kusturdular. Tarihlerinde ilk defa Türkiye Kupası'nda finale yükseldiler. Karşılarında Guti, Quaresma, Almeida, Simao, Fernandez gibi dünya futbolunda söz sahibi oyuncular olmasına rağmen kupayı 'kıl payı' kaçırdılar. Ve kaybetmelerine karşın, oyunu bir an olsun çirkinleştirmedikleri için benim gibi pek çok futbolseverin gönlünde taht kurdular.
Başkanları Göksel Gümüşdağ hem iyi yönetici hem iyi insan. Teknik direktörleri Abdullah Avcı büyük başarısına rağmen bir tevazu abidesi. Taraftarı az ama son derece etkili ve yaratıcı. Lige getirdikleri renk, tartışılmaz.
Bence bu yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin en önemli icraatı, böyle bir takıma sahip olmaktı. Eğer penaltılar kaçmasa, bu mütevazı ekip kupayı kaldırsa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş elinde kupa ile bir otobüsün üstünde şehri turlayabilse, gelecek yerel seçimlerde oy oranını en az yüzde 15 artırırdı. Zira bizim ülkemizde en etkin halkla ilişkiler yönteminin adı, 'futbol'dur.
(BKZ: Her mitinge o kentin futbol takımının atkısını boyunlarına dolayarak çıkan siyasi parti liderleri...)