- İlk single'nızın ismi Anlamsız.
Gençken karamsar ve umutsuz biri miydiniz? - Her zaman gülümser olarak bakarım hayata ama suratsız bir herifimdir. İnsanlarla kolay arkadaş olamam. Hep beraber Kilyos'a gidelim, denize gidelim vardır ya; 16 kişi gider. O grubun adamı değildim açıkçası. İnsanlarla açık temas kuramıyorum ya da kurmak istemiyorum. Bilmiyorum işte...
- 1998 tarihli Light albümünüz bayağı ağır bir albümdü insanlığın hallerine dair söyledikleriyle. 2000'li yılların habercisi gibiydi biraz. Öyle mi sizce de? - Hayattaki değişiklikler geometrik olarak artıyor. 90'lı yıllarda sözgelimi hayatınızda her yıl 50 şey değişiyorduysa bu yıllarda 5 bin 50 tanesi değişiyor. O kadar değişim var ki bunlara ayak uyduramıyorsunuz. Yaşlanmaya başlayan anneler babalar teknolojiden korkarlar ya, o insanları anlar oldum. Yurtdışında otobüs bileti almaya korkuyorum mesela. Şimdiki genç o korkuyu yaşamıyor ama kendini update etmezse bu teknolojiyle gelişimin dışında kalabilir.
- Milenyum zamanlarının bu hızlı değişimi 80'lere benzetiyorum biraz ben. 80'lerde de memleket hızla değişmeye başladı. - Bence de benziyor. Şimdiki değişim globalizmle birlikte dünyanın tek kutuplu olması, herkesin her şeye erişebilmesi, inanılmaz bir bilgi paylaşımının etkisiyle. O zamanlarda Türkiye'nin kendi kabuğundan çıkıp Özal'ın liberal durumuna geçişi söz konusu. O da büyük bir değişim tabii. Bu değişimi yaşadık hep beraber. Andy Warhol'un lafı vardır ya '15 dakikada herkes meşhur olacak,' bunun kolay olduğuna ve mümkün olduğuna herkes inandı Özal zamanından sonra. Bunun arkasında bir altyapı olması gerektiği kimsenin aklına gelmiyor. O sanki Allah tarafından zerk ediliyor insana gibi.