"Savunmada ne yapacak?" En büyük merak, Hamburg maçı öncesi bu. Olasılıklar bir sudoku oyunundaki kadar. Ama Bülent Hoca en 'şaka gibi' olanını seçiyor. Bir maçın kalan dakikalarında ihtimalsizlikten belki olabilecek bir çözümü, kritik oyuna adapte ediyor! Sonuçta savuma sağdan sola: Acemi (Serkan), gergin (Hakan Balta), tedirgin (Kewell), tedbirli (Volkan) olarak sıralanıyor. Trabzon maçında güzelce 'terbiyede bekletilen' Lincoln'ü de rakip libero Silva kitleyip kanatlar 'önce savunma' prensibine uyunca ilk yarı üretemiyor G.Saray. Ama korkunç çaba ve ona eşlik eden hırs göz dolduruyor. Rakibe gelince... Uyuşukluk gitmiş üzerlerinden. Oyunu ileri taşımaya, sol kanattaki Pitroipa'nın hızına forvet Olic'in fırsatçılığını katmaya çalışıyorlar. 10'da Olic'in kafasını De Sanctis tokatlamasa efendilik de taslayacaklar. Ama G.Saray kendine güvenini kazanınca fiyakası bozuluyor Almanlar'ın. 'Yarısı yürek, yarısı zeka Arda'nın başlattığı atağın öbür ucu Baros'a ulaşıp da Boateng onu ancak çelmeyle durdurunca gelen penaltıyı Kewell 42'de 'gol'e çeviriyor. İkinci yarı, ilk yarının rüzgarıyla başlıyor: 48'de yine akıl damlayan bir Arda asistiyle Baros ikinci golü atıyor. Ama G.Saray'a rahat batıyor! Rakip hoca sadece Pitropia'yı soldan sağa alıyor, zayıf savunmanın bütün zaaflarından birer birer faydalanıp iki gol buluyor: Guerrero'nun 57'de uzaktan şutu ve 60'da tavana astığı top 'süpürüveriyor' Ali Sami Yen'deki 'geliyoruz' havasını... 67'de Lincoln'ün Karan'la değişmesi Brezilyalı'ya kesin dönüş bileti oluyor muhtemelen protestosu yüzünden... Bu tavır bu maça olmaz ama çıkacak adam o mudur ve takibinde gelen değişiklikler olur mu? Bu da tartışma konusu...Olic'in 90'da gelen golü Ali Sami Yen 'cehennemi'ni 'kutup'a çeviriyor... Eee, böyle başa böyle tarak... İçten alkışlar futbolculara. Bu maçı onlar değil yönetim kaybediyor.
MAÇTAN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ...