Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Yunan gazeteciler

SABAH'TAN MEKTUP

Başbakan Erdoğan'ın Atina ziyaretinde, iki ülke lideri de zamanlarının önemli bir bölümünü medyayı bilgilendirmeye ayırdılar.
İlk gün ortak basın toplantıları 2 saatten fazla sürdü. İkinci ve son gün Erdoğan, Yunan meslektaşlarımızla kahvaltı etti, Yunanistan Başbakanı Papandreu da biz Türk gazetecilerle.
Erdoğan ve Papandreu'nun basına özel bir önem vermelerinin tek nedeni vardı: "Sesimizi iyi duyurursak, hem iki toplumu daha kolay kaynaştırabilir, hem de bu süreci hızlandırabiliriz."
Ne yazık ki, Yunan meslektaşlarımız bu amacı sabote etmek için ellerinden gelen ve gelmeyen her şeyi yaptılar.
Erdoğan dönüş yolunda bize sordu: "Papandreu ile kahvaltınız iyi geçti, değil mi?"
"Evet" dedik, çünkü gerçekten de yapıcı, samimi ve karşılıklı saygıyla beslenen bir sohbet olmuştu.
"Sizin Yunan gazetecilerle kahvaltınız pek iyi değilmiş galiba" diye sorduk, Erdoğan olumsuz anlamda başını salladı. Çünkü komşu meslektaşlarımız, ilk gün basın toplantısında sergiledikleri kışkırtıcı tutumlarının dozunu daha da artırmışlardı. Erdoğan'a yönelttikleri soruların hemen tümü de Yunan halkının korkularını kamçılamak üstüneydi. Erdoğan'ın "İki ülke hükümetlerinin attıkları olumlu adımlara medya olarak destek vermelisiniz" dileğini bile umursamamışlardı.
Onların bu tutumları Atina temsilcimiz Stelyo Berberakis'in 2009 Temmuz'unda bana gönderdiği ve bir bölümünü yayınladığım bilgi notunu hatırlattı. Buyurun:
"Erdoğan, Atina gezisini son anda iptal etmesine rağmen; ertesi gün To Vima, Ethnos, Eleftherotypia gibi gazeteler gelmiş gibi göstermiş; üstelik Karamanlis ile sert ve soğuk bir görüşme yaptığını yazmışlardı. Bu skandal üstüne To Vima Genel Yayın Yönetmeni Stavros Psyharis yayınladığı özür mektubunda 'Affedilemeyecek gazetecilik gafı'ndan 'Hükümet çevrelerini' sorumlu göstermişti...
Ancak bu olayın ardında daha büyük bir mekanizmanın bulunduğu yönündeki kuşkularım, Korfu adasındaki AGİT dışişleri bakanları toplantısında daha da güçlendi. Şöyle:
Korfu'da Ahmet Davutoğlu ile Dora Bakoyanni ilk kez ikili görüşme yaptılar. 1.5 saatlik görüşmeden sonra Davutoğlu, Türk basın mensuplarına 'On', Bakoyanni ise Yunan basın mensuplarına 'Off' konuştular.
İkisini de izledim... Davutoğlu ile Bakoyanni anlaşmışlar gibi aynı şeyleri söylediler: 'Görüşmeler samimi, olumlu ve yapıcı geçti.'
Davutoğlu ek olarak Ege konusunda görüş ayrılıkları olduğunu, bu anlaşmazlıkların giderilmesi için dışişleri bakanlarının iki sert müzakereci olarak değil; iyi niyetle görüşmeleri gerektiğini, Ruhban Okulu'nu da görüştüklerini ama Batı Trakya'daki Türk azınlığın durumunun da gözden geçirildiğini' anlattı. Bakoyanni ise 'Ege'deki Türk savaş uçaklarının Yunan hava sahasını ihlal etmesinden duyulan endişeleri dile getirdiğini ve Davutoğlu'nun bunu not ettiğini' söyledi,
Ertesi gün Yunan gazetelerine baktığımda gözlerime inanamadım. Tümü de 'Davutoğlu'nun sert bir tavır sergilediği'; Ege'deki hava ihlalleri, kaçak göçmenler ve Ruhban Okulu konularında 'Dora'ya kapıyı gösterdiği' gibi haberler verdiler.
Yunan basınının Türk-Yunan ilişkilerinde önyargılı olduğu bilinen bir gerçek. Ancak son iki olay bu haberlerin 'Birileri tarafından' manipüle edildiğini gösteriyor.
Kanımca, Yunan hükümeti, bir yandan 'Biz Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyoruz; her alanda işbirliği istiyoruz' izlenimi yayarken, bir yandan da Yunan basınına 'Sızdırdığı' bilgilerle olumsuz hava yaratıyor.
Yunan hükümeti Türkiye konusunda sözde 'Kamuoyu baskısı altında olduğu' izlenimi yaratmak için bu 'Güdümlü' haberlerle basını kullanıyor."
Yazıyı "Fazla söze gerek var mı?" sorusuyla noktalamıştım. O soru bugün de geçerliliğini koruyor.
Bir farkla: Bu kez başta Papandreu olmak üzere Yunan iktidarı, ister ekonomik nedenlere bağlayın, ister konjonktüre, ister iyi niyetlerine, Türk-Yunan ilişkilerinde yepyeni bir sayfa açılmasını gerçekten istiyorlar. Ama Yunan basını, kanını Karamanlis döneminde zerkedilen "Önyargılar"dan temizleyemiyor. Yazık.
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA