Moda haftaları serüveninin sonuna geldik. Arka arkaya dört büyük moda başkentinde tüm moda ve tekstil dünyasına yön veren marka ve tasarımcılar koleksiyonlarını sergiledi. Bu büyük dörtlü moda haftası serüveninin kapanışıysa Paris'te geçtiğimiz hafta gerçekleşti. Sosyal medyanın ardından eski önemini yitirdiği düşünülen moda haftaları Paris ile bir kez daha ne kadar önemli olduklarını ortaya koydu. Sokak modası kavramıyla bir anda popülerleşen sosyal medya içerik üreticilerinin yani influencer'ların eski popülaritelerinin yerinde yerler estiğini yine Paris ile net bir şekilde gördük. Ön sıra yıllar önce olduğu gibi şarkıcı, oyuncu, sporcu gibi kısaca gerçek influencer'lar olarak nitelendirebileceğimiz kitledeydi. Ve doğal olarak moda basını, satın almacılar ve müşteriler defilelerde ağırlıklı olarak yer aldı.

10 SENE SÜREN TREND DEĞİŞTİ
Onların dışında tabii ki hazırladıkları özgün içeriklerle dikkat çeken influencer'lar da son 10 senedir görmeye alışık olduğumuz oranın çok altında bir miktarda da olsa defileleri izleyenler arasındaydı. Ancak dediğimiz gibi bir trendin yeniden farklılaştığına şahit olduğumuz bir dönemin içindeyiz. Paris Moda Haftası'nda Hollywood'un neredeyse tüm A seviyesi ünlü isimleri defileleri takip etti. Bu isimlerin sayısı o kadar fazlaydı ki bir anda tüm moda haftası Oscar Ödül Töreni'ni andıran bir hale büründü. Tüm dünyadan Paris'e gelen magazin basını defileler arasında hangi ünlüyü takip edeceğini şaşırdığı günler yaşadı. Eminim şu an içinizden "İdil çok güzel detaylar veriyorsun. Paris Moda Haftası'nı zaten geçen hafta pazar günü Günaydın'da yayınlanan köşende yazmıştın da. Bugün neyi anlatacaksın bize?" diye sorduğunuza eminim.
ŞİMDİDEN YÖN VERİYOR
Dünyanın önde gelen tasarımcı ve moda evleri eylül ve ekim aylarında bizlere gelecek yıl ilkbahar yaz aylarında giyeceklerimizi gösterdi. Tabii ki birçok hazır giyim markası bu koleksiyonlardan feyz alarak satış için dikkat çekici parçalar hazırlayacak. Bu koleksiyonların bir kısmı tabii ki ilkbahar aylarında karşımıza çıkacak. Ancak emin olun bir kısmı da yavaş yavaş önümüzdeki günlerde karşımıza çıkmaya başlayacak. Yani kısa süre içinde mağazalarda görmeye başlayacağınız bazı parçalar gelecek günlerde ve en çok da ilkbahar-yaz aylarında dolabınızda 'muhakkak olması gereken' parça olacak. O zaman haydi gelin yakından bakalım gelecek günlerde dolabımızda olacak olan trend parçalara ve olmazsa olmaz trendlere...

AKILLI YATIRIM PUSULASI
Moda haftalarının en güzel yanı birkaç ay içinde etkin olacak trendleri bize önceden göstermeleri. Yani bu eylül ve ekim aylarında gördüğümüz defilelere bakarak sadece gelecek yazı değil gelecek günlerde yavaş yavaş etkin olacak trendleri de saptayabiliriz. Bu da bizlere çok daha akıllıca alışveriş yapmanın önünü açar. Geride kalacak trendler için mesela bu sezon mağazalara gidip anlamsız paralar harcamayız. Ya da şu anda raflarda gördüğümüz ve gelecek aylarda patlayacak olan trendlere dair parçaları şimdiden daha uygun fiyatlara satın alabiliriz. İşte bu nedenle moda haftaları bizim kendi kişisel dolaplarımıza akıllıca yatırım yapmamızın önünü açar ve bizlere yani son tüketicilere de ilham verir.
OVERSİZE'İN YÜKSELİŞİ
Rahatlık artık bizler için olmazsa olmaz. Hatta artık estetiğin bir parçası. Bu moda haftasında da podyumlarda dökümlü kesimler, pamuklu kumaşlar ve hareket özgürlüğü sağlayan parçalar ön plandaydı. Oversize hoodie'ler, bol eşofmanlar, geniş kesim tişörtler... Bu "cool rahatlık" üzerine kurulu. Tek fark; podyumlarda bu rahatlık, artık "lüks" olarak tanımlanıyor.

YÜZDE YÜZ PAMUK VE DOĞAL DOKULAR
Ben yazmaktan yoruldum yıllardır ancak hâlâ sentetik malzemelere anlamsız paralar yatırıyorsanız ne olur bu mantığınızı bir kenara bırakın. Önümüzdeki günlerin yıldızı: Doğallık. Parlak yerine mat, gösterişli yerine sade görünümleri tercih edin. Ve bunu kumaş tercihlerinize de uygulayın. Kumaşın nefes alması, cildin konforu, doğaya saygı... Moda artık "iyi hissettiren" kumaşlarla ölçülüyor. Paris'te birçok defilede pamuk, keten, viskon gibi doğal lifler sahnedeydi.
MİNİMALİZM
Bu kavramı son birkaç yıldır oldukça sık duymuşsunuzdur. Quiet luxury yani sessiz lüks hala moda arenasında oldukça iddialı bir şekilde. Ancak bu sefer hayatın içinde olan bir sessiz lüks kavramıyla karşı karşıyayız. Günlük kıyafetler giyilebilir, abartılı olmayan kesimlerde ve renklerde. Marka logoları çok uzun zamandır olduğu gibi görünmeyecek şekilde hayatımızın içinde. Kıyafetlerin duruş, kesimi, kalitesi ise her zaman olduğundan da daha çok ön planda. Mükemmel dikimli ve şehir koşturmacasıyla da uyumlu parçalar önümüzdeki günlerin yıldızı. Minimal tasarım, logonun geri planda kaldığı, kumaş kalitesinin öne çıktığı parçalar...

SOKAK STİLİNİN YÜKSELİŞİ
Birkaç yıldır ofisten biraz da yorgun ve koşturmaca içinde çıkmış kadınların stilleri moda evlerinin gözdesi. Moda haftalarında; yaşayan, çalışan ve üreten insanların giyim tarzı olarak kabul edeceğimiz bir "sokak modası" trendi oldukça göz önündeydi. Eskiden haute couture'un karşısında duran streetwear, artık aynı masada oturuyor. Spor giyim parçaları, çok klasik parçalar ve trendi öğeler aynı kombinlerin içinde yer alıyor. Bu stil sadeece rahatlık değil, estetik bir duruşun parçası.
SOKAKLAR TRENDLERİ BELİRLEDİ
Paris Moda Haftası'nın belki de en ilham verici kısmı defile sonrası sokaklardı. Uzun bir zaman sonra ilk kez sokaklar yeniden modaya hem ilham kaynağıydı hem de ilham verendi. Editörler, influencer'lar, sanatçılar... Hepsi şehirde adeta yürüyen birer trend panosu gibiydi. Oversize tişörtler, bol eşofmanlar, minimalist sneaker'lar, sade şapkalar ve doğal renklerde hoodie'ler... Yani bu dört büyük moda hastası sırasında sokaklar adeta an ve an defilelerin ve podyumların birer yansıması olarak karşımıza çıktı.