Türk savunma sanayisinin kara aracı üreticilerinden Otokar, özel görevlerde kullanılmak üzere yeni bir araç tasarımına imza attı.
Otokar, 30 Nisan-3 Mayıs'ta gerçekleştirilecek 14. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF'19) zırhlı personel taşıyıcı Ural platformunun en yeni türevi olan Ural Özel Harekat Aracı'nı (Ural SOV) ilk kez sergileyecek.
Şirketin yenilikçi bakış açısının özgün bir ürünü olan Ural platformu, farklı kullanıcıların değişik konfigürasyonlardaki 4x4 zırhlı veya zırhsız taktik araç ihtiyaçlarının, çok yönlü ve modüler bir çözümle karşılanabilmesi amacıyla tasarlandı. Modüler yapısı ve ölçüleri sayesinde farklı görevlerin gerektirdiği ekipman, silah sistemleri ve konfigürasyona kolaylıkla adapte edilebilen Ural platfomunun, kullanıcı isteklerine göre uyarlanmış versiyonları halen yurt içi ve yurt dışında pek çok görevde kullanılıyor.
Üstün hareket ve koruma özellikleri
Özel kuvvetler tarafından icra edilen operasyonların ihtiyaçlarına yönelik olarak tasarlanan Ural Özel Harekat Aracı, üstün hareket kabiliyetinin yanı sıra, yarım gövde zırhı, taban ve ateş duvarının zırhlı olması sayesinde, mürettebatına üst düzey balistik, mayın ve el yapımı patlayıcı koruması sağlıyor.
Komutan ve sürücü dahil 5 kişilik personel taşıma kapasitesine sahip araç, en zorlu arazi ve iklim koşullarında yüksek taktik mobilite performansı yakalarken, tavanında 12,7 milimetre, ön ve arka tarafa 7,62 milimetre silah takılabilme özelliğiyle derin keşif ve taktik akın görevleri için ideal bir çözüm sunuyor.
Ural SOV, 168 beygir motor ve 106 litre yakıt tankıyla görev yapıyor. Demir yolu, deniz yolu, hava yolu ile taşınabilen aracın 6,4 ton ağırlığı bulunuyor. Saatte 110 kilometre hıza çıkabilen Ural SOV, 600 kilometre harekat sığasına sahip. Araç, isteğe bağlı olarak kendini kurtarma vinci, sis havanları, kamuflaj ışık sistemi, kızılötesi far gibi ekipmanlarla donatılabiliyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarının nehir ve akarsuları güvenle aşmasını sağlayan ve "transformer" benzetmesi yapılan Samur, Türk savunma sanayisinin ilk özgün tasarım ve geliştirme projesi olarak başarıyla görev yapıyor. Projeyi gerçekleştiren ve bu alanda sayılı firma arasına giren FNSS, gelecek dönemde ihracat hedefliyor.
TSK envanterinde bulunan köprücülük teçhizatının çok ağır ve hantal malzemelerden oluşması eğitimler, malzemenin nakliyesi ve kurulumunda zorluklara yol açıyordu. Ayrıca bu durum çok fazla personel gereksinimi yaratıyordu. Söz konusu nedenlerle modern orduların envanterinde bulunan yeni nesil köprülerin bir an önce silahlı kuvvetlere kazandırılmasına yönelik çalışmalara başlandı.
Yürütülen çalışmalar sonunda ortaya Türk savunma sanayisinin kara araçları alanında ilk özgün tasarım ve geliştirme projesi olan "Samur" çıktı. Samur Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü, TSK'nın taktik harekat ihtiyaçlarına uygun olarak muharebe sahasında sulu açıklıklardan süratle ve emniyetle geçişi sağlayacak bir nakliye takımı ve köprü sistemi olarak tasarlandı. Samur'un, suda hafif, karada dayanıklı olması için özel malzemeler seçildi ve özel teknikler uygulandı.
Samur, binlerce parçadan oluşan karmaşık bir sistem olmasına rağmen, arayüzü sayesinde kolayca kullanılabiliyor. Suda ise bir "joystick" ile idare edilebiliyor ve 360 derece her yöne hareket ettiriliyor.
Milli imkanlarla tasarlanan "Samur"ların 12'sinin bir araya gelmesiyle yaklaşık 25 dakikada 150 metre uzunluğunda bir köprü oluşturuluyor ve araçların kıyılar arası geçişine olanak sağlanıyor.
Sınıfındaki en hızlı hücum köprülerinden biri olan Samur sisteminde, 5-6 dakika gibi kısa sürede araçlar ayrılıp kendi başlarına karşı kıyıya çıkabiliyor.
Başlangıçtan itibaren tümüyle Türk mühendisler tarafından TSK'nın ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda üretilen Samur, silah ve yedek parça tedariki bakımından dışa bağımlılığı azaltması yanında ekonomiye fayda sağladı.
Barajda test edildi
Samur'un üretiminin ardından test için uygun ortam bulunmakta güçlük çekildi. Test için gerekli hızlarda akan bir nehir bulunamayınca yapay olarak uygun test ortamının sağlanması için arayışlara girildi. Sonunda Kesikköprü Barajı'nda savakların açılarak ihtiyaç duyulan akıntı hızının sağlanabileceği değerlendirildi ve ücret ödenerek test gerçekleştirildi.
Türk savunma sanayisi açısından birçok ilki barındıran Samur'un ortaya çıkış süreci FNSS tarafından belgesele dönüştürüldü. Belgeselde projede görev alan isimler bu süreçte yaşadıklarını ve deneyimlerini anlattı.
Hazır alımdan yerli üretime
FNSS Genel Müdürü Nail Kurt, Samur'un heyecan verici ve önemli sorumluluk içeren bir proje olduğunu söyledi. Bu ihtiyacın başlangıçta hazır alımla yurt dışından karşılanmasının planlandığını belirten Kurt, şöyle konuştu:
"Dünyada bunu üreten bir tek Almanlar var. Bir Alman firması hem tasarımını hem üretimini üstlenmişti. Bu sistemin içeride yapılıp yapılamayacağı incelendi. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) bizimle de istişare halindeydi. Bir telefon geldi, "Böyle bir şey yapabilir misiniz?" diye. 2 günlük çalışma sonucunda "Evet" yanıtını verdim. İki aylık süreçte detaylı fizibilite çalışması hazırlandı ve o rapor SSB'yi ikna etti. Ondan sonra yurt dışı alımı durduruldu ve ihaleye çıkıldı. İhaleye iki firma katıldık. FNSS beklendiği gibi bu ihaleyi kazandı. Yurt dışından hazır alıma oranla yaklaşık yüzde 30 tasarruf sağlanmış oldu."
"Almanlar desteğe yanaşmadı"
İhaleyi aldıktan sonra benzer platformları yapan Alman firmasının yöneticisiyle aralarında geçen diyaloğu da anlatan Kurt, şunları kaydetti:
"Avrupa'da bir iş seyahatine çıkıyordum. Bir telefon geldi. Almanya'da bu işi yapan firmanın genel müdürü benimle görüşmek istediğini söylüyordu. Bir fırsat yaratıp Münih Havalimanı'nda kendisiyle buluştuk. Merhabalaştıktan sonra ilk sözü 'Siz ne yapıyorsunuz?' oldu. Şaşırtıcı bir soruydu. Enteresan bir konuşma geçti aramızda, 'Kaç yılda bitecek bu proje?' dedi. 'Yaklaşık 6 yıl.' dedim. '6 yılda tasarımı ve 52 aracın üretimini yapacağınızı mı düşünüyorsunuz?' dedi, 'Evet' yanıtını verdim. '6 yılda bir tane bile araç yapamazsınız.
"biz 40 yıldır bu işi yapıyoruz, nelere mal olduğunu, nasıl bir tecrübe, bilgi birikimi gerektirdiğini biliyorum, hiçbir şey yapamazsınız.' dedi. 'Peki bunları söylemek için mi çağırdın beni?' dedim. 'Hayır, bunları tabii ki söyleyeceğim ama bir önerim var.' dedi. 'Nedir?' diye sordum. 'Bizden alın bunları, verin Türkiye'ye.' dedi. 'Kahve, çay için teşekkür ederim ama bu bir opsiyon değil, bu bir özgün tasarım projesi. Bunun altına elimizi koyduk ve başaracağız. Destek vermek isterseniz konuşabiliriz.' dedim. Tabii ki Almanlar desteğe yanaşmadılar. 'Tamamen hazır alın'a getiriyorlardı. Bu bizim için bir opsiyon değildi. Tabii ki reddettik."
Bu diyaloğun 2 hafta rüyalarına girdiğini dile getiren Kurt, "Bu zorlu projeden yüzümüzün akıyla çıktık. Bütün bu başlangıç korkularını, zorluklarını bir bir yenerek gerçekten Türk savunma sanayisinde, kara sistemlerinde örnek teşkil eden ve bilahare özgün tasarımların da fazlasıyla önünü açan çok önemli bir projeydi, layıkıyla yerine getirdik." dedi.
FNSS, Samur'un ortaya koyduğu performansla bu araç sınıfında dünyadaki sayılı firma arasına girdi. Şirket, söz konusu platformla Türkiye'deki başarısını uluslararası alana taşımayı ve ihracatı hedefliyor.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) tank mühimmatı ihtiyacını karşılamak amacıyla yürütülen çalışmalar başarıyla sonuçlandı. Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) tarafından yerli ve milli olarak üretilen modern tank topu mühimmatında bin adetlik ilk kafile teslim edilirken, envanterdeki tanklarla gerçekleştirilen atışlı testler başarıyla geçildi.
MKEK, Türkiye'de daha önceden üretimi yapılmayan 120 milimetre MOD300 HE-T Tank Topu mühimmatı için kurum öz kaynaklarıyla 20 Ocak 2017'de Ar-Ge faaliyetlerine başladı. Yürütülen çalışmalar sonunda 1 Mart 2018'de tasarım doğrulama testleri başarıyla tamamlandı.
Kurumun tesislerinde, bir yıl gibi kısa sürede tamamı yerli ve milli olarak üretilen bin adetlik ilk kafile mühimmatın atışlı testleri Milli Savunma Bakanlığı (MSB) temsilcilerinin katılımıyla 25 Aralık'ta başarıyla gerçekleştirildi.
İhtiyaçlara yanıt olacak
Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyaçları ve talebi doğrultusunda geliştirilen modern tank topu mühimmatı, açık alandaki, beton sütre gerisindeki ve bina içindeki düşman unsurlarına karşı etkili oluyor.
Mühimmat, TSK'nin iç güvenlik operasyonlarıyla Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında ortaya çıkan ve gelecek süreçte ortaya çıkabilecek operasyonel ihtiyaçları karşılamak üzere MKEK'nin yoğun Ar-Ge çalışmaları sonucunda, kurumun imkan ve kabiliyetleri içinde tasarlandı ve geliştirildi.
MSB ile MKEK arasında imzalanan 8 bin adetlik sözleşmenin, kalan 7 bin adedine yönelik üretim faaliyetleri hızla devam ediyor.
Türk savunma sanayisi, geçen yıl güvenlik güçlerinin kullanımına, yerli ve milli gurur kaynağı birçok teknolojik ürünü sundu.
Savunma Sanayii Başkanlığının koordinasyonunda kabiliyetlerini her geçen gün artıran yerli üreticiler, yeni ürün ve kabiliyetler ortaya koyuyor. Zorlu test süreçlerinden başarıyla geçen ürünler, güvenlik güçlerinin ihtiyaçları doğrultusunda envanterde yerini alıyor.
Bu kapsamda, Zırhlı Personel Taşıyıcı Araç Kirpi-2, Mayına Karşı Korumalı Ambulans Kirpi, insansız hava aracı (İHA) Anka-S, LGK-84, Teber-82 ve KGK-82 güdüm kitleri, MAM-C mühimmatı, özgün yerli tabanca Mete, Duvar Arkası Hedef Tespit Radarı (DAR), Dijital Parmak İzi Alma ve Gönderme Seti ilk kez kullanılmaya başlandı.
PERSONEL VE MÜHİMMATLAR GÜVENLE TAŞINIYOR
Kirpi-2 araçları, personel, silah, mühimmat ve ikmal maddelerinin emniyetle ve süratle taşınması, manevra unsurlarına etkin ve devamlı muharebe hizmet desteği sağlanması, klasik askeri harekatın yanı sıra yüksek mayın/el yapımı patlayıcı tehdidinin olduğu teröristle mücadele, barışı destekleme ve hudut görevlerinde personel taşınması amacıyla tedarik edildi.
Araçlar, 375 beygir motor gücüne, yüksek hareket ve taktik kabiliyetine, uzaktan komutalı silah istasyonuna, sürücü ve personel iç/dış, gece/gündüz görüş sistemlerine, IR aydınlatma farlar ve IR flaşörlere, iç/dış yangın söndürme, KBRN, navigasyon ve birlik takip, iç konuşma, atış yeri hedef tespit, karıştırma/köreltme sistemlerine sahip bulunuyor.