"Kendi Düşen Ağlamaz" dizisiyle bir anda parladı. "Hızlı şöhret beni korkutmuyor" diyen Enes Koçak, "şöhretin getirdiği bir sorumluluk var, bunun da farkındayım ve ona göre de adımlar atıyorum" dedi. Partneri Eylül Tumbar'a övgüler yağdıran Koçak, "Eylül harika bir insan. İyi ki onunla partner olmuşum, çok mutluyum ve çok şanslıyım" ifadelerini kullandı. Bir 'zengin kız fakir oğlan' hikayesinde boy gösteren oyuncu, aşk hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulundu. "Aşk her engeli aşabilir" sözleriyle dikkatleri üzerine çekti. İşte Enes Koçak'ın dikkat çeken röportajının tüm detayları…
-Öncelikle nasılsın, keyifler nasıl?
Çok iyiyiz, keyifliyiz. Sürekli setteyiz gördüğünüz gibi.
-Modellik yarışmasında birinci oluyorsun, oradan oyunculuğa geçiyorsun… Önce senin hikayeni kısaca dinleyebilir miyiz?
Aslında benim kariyerim oyunculukla başladı, sonrasında modellik yarışmasına katıldım. İlk "Hakim" dizisinde Erdal Beşikçioğlu ile oynadım. Ondan sonra çevreden gelen bir istek ile modellik yarışması bende bir soru işareti oldu, kendimi merak ettim. Katılma isteği doğdu içimde, katıldım. Birincilikle sonuçlandı çok şükür. Sonra da oyunculukla ilgili adımlarımı atmaya devam ettim.
-Eğitimini oyunculuk üzerine mi devam ettirdin?
Okul olarak okumadım ama birçok atölyede eğitim aldım.
-Hayalin hep oyunculuk muydu?
İsteğim vardı hep. Kendimi deneme fırsatım oldu. Deneyimledim, daha çok istedim o zaman da.
-"Kendi Düşen Ağlamaz" ile de ilk başrolünü aldın. Başrol oyuncusu olmak nasıl bir şeymiş, neler söylemek istersin?
Çok heyecanlı bir durum. Çok keyifli, çok mutluyum başrolüm. İşimi de çok seviyorum. Hikayemizi seviyorum, set ortamı güzel. Oyuncular güzel. Harika bir enerji var sette o yüzden çok mutluyum.
-Biraz diziden bahsedelim… Senaryoyu ilk okuduğunda neler hissettin?
Hikayemizin o sıcaklığı, samimiyeti, tadında bir aşk ve komedisi… hikayeyi okurken gülümsememe engel olamadım. Yani o beni bir cezbetti hikaye, heyecanlandırdı.
-Eylül ile de (Tumbar) çok yakıştığınıza dair yorumlar gördüm. Nasıl bir partner oldunuz sence?
Eylül harika bir insan. Çok profesyonel. İyi ki onunla partner olmuşum, çok mutluyum ve çok şanslıyım. Aramızda çok güzel bir enerji var ve bunun ekrana yansıdığını düşünüyorum.
-"Kendi Düşen Ağlamaz" ile bir anda parladın. Hızlı şöhret seni korkutuyor mu?
Parladım mı bilmiyorum ama artık bir tanınır olmaya başladım. Şöhret beni korkutmuyor, şöhretin getirdiği bir sorumluluk var, bunun da farkındayım ve ona göre de adımlar atıyorum.
-Peki, sosyal medyadan nasıl dönüşler alıyorsun? Aldığın ve en unutamadığın o yorum diye sorsam?
Bütün yorumlar beni pozitif etkiliyor, yorum ayıramayacağım (gülüyor).
-Seyirci 'Serkan' karakterini çok sevdi, sen Serkan'ı nasıl anlatırsın? Var mı benzerlikleri Enes ile Serkan'ın?
Serkan harika bir karakter. İlk okuduğumdaki o heyecan… Ya yabancı değil. Türk halkında her mahallede bir Serkan vardır yani. Bana da çok yabancı değil. Çok doğru dürüst biri. Ben çok sevdim Serkan'ı, Türk halkının da seveceğini düşündüm. Umarım sevmişlerdir.
-Peki, benzer yönleri?
Var evet. Şimdi burada ne söyleyebilirim, övüyor gibi olmasın. Utandım (gülüyor).
AŞK HER ENGELİ AŞABİLİR!
-Fakir bir oğlanın zengin bir kızla hikayesini izliyoruz. Gerçek hayatta olsaydı bu durum, senin için kabul edilebilir miydi?
Bence aşk varsa her şey olabilir ya.
-İddialı bir cümle. Aşk varsa her şey tamam mıdır?
Her şey tamam değildir ama iki taraf da aşık ise bence her engeli aşabilirler.
O ADIM KIRILMA NOKTAMDI
-Kısa Sorular'a geçeceğim son sorum, herkesin hayatında bir dönüm noktası olduğunu düşünürüm. Senin için var mı bir kırılma noktası?
Benim kırılma noktam sanırım oyunculukla attığım ilk deneyim, "Hakim" dizisinde Erdal Beşikçioğlu'nun dizisinde oynamaktı. İlk kırılma noktam o diyebilirim yani. Oyunculukla ilgili ilk attığım adım. Onun verdiği haz, keyif, o heyecan… Hissettim yani.
-"Ben bu işi yapmalıyım" dedin…
Evet, mutlu hissettim. Kendini tanırsın ya, deneye deneye. Kendimi tanıdım ve orada kendimi keşfettim.
-Hayatından neyi çıkarırsak geriye hiçbir şeyin kalmayacağını düşünürsün?
Bu çok zor bir soru. Hayatımdan birçok şeyi çıkartamam. Ama ailem derim ya ben.
-Çevrenden kendin hakkında en sık duyduğun şikâyet nedir?
Çok acıkmam ya. "Yine mi acıktın, daha yeni yemek yedik, bir saat önce yemek yedik" derler. Metabolizmam hızlı galiba. Acıkıyorum.
-Hiç de belli olmuyor…
Boyuma gidiyor galiba (gülüyor).
-Karşı cinste ilk dikkat ettiğin şey genellikle ne olur?
Hanımefendiliği ya. Ağırbaşlılığı ve duruşu. Her erkek gibi dış görünüşe de bakıyorum. Gülümsemesi beni çeker, o sıcak samimi gülümseme bana çok geçer.
YALANCI İNSANA ASLA TAHAMMÜL EDEMİYORUM
-"Asla tahammül edemem" dediğin insan tipi?
Yalancı. Yalancı insana asla tahammül edemiyorum.
-Seni bu hayatta en çok ne sinirlendirir?
Ya yine diyeceğim ama açken biraz gergin oluyorum (gülüyorum).
-Ağzına asla sürmediğin, "kokusuna bile tahammül edemem" dediğin bir yiyecek var mı?
Çok yemek ayırt etmiyorum. Her şeyi yerim ama etçilimdir. Kırmızı eti de çok severim ama ciğer yiyemiyorum ya. Ciğeri yiyemiyorum, enteresan yani.