Kırmızı Oda dizisinde hayranları Aslıhan Gürbüz'ü görünce havalara uçtu. Sosyal medya Kırmızı Oda'nın Kumru'su Aslıhan Gürbüz'ü konuştu.
Güzel oyuncu Aslıhan Gürbüz, son olarak Ufak Tefek Cinayetler dizisinde canlandırdığı Merve karakteri ile izleyicinin beğenisini toplamıştı.
37 yaşındaki Aslıhan Gürbüz setlere ara vermiş ve İstanbul'dan uzaklaşıp kendine doğa ile iç içe yeni bir hayat kurmuştu.
Sosyal medya hesabından sık sık paylaşım yapan Aslıhan Gürbüz'ün yeni hayatı hayranlarının da büyük ilgisini çekmişti.
Aslıhan Gürbüz'ün kişisel hesabını takip eden sevenleri Aslıhan Gürbüz'ün özel hayatından paylaştığı karelere beğeni ve yorum yağdırıyor.
Aslıhan Gürbüz'ün ekranlara ne zaman döneceğini merak eden hayranları Kırmızı Oda sürprizi ile büyük heyecan yaşadı.
Peki Kırmızı Oda'nın Kumru'su olarak ekranlara dönen Aslıhan Gürbüz neden setlere ara vermişti.
Aslıhan Gürbüz'ün bu sorunun cevabını ve hastalığını sosyal medya üzerinden açıklamıştı. İşte Aslıhan Gürbüz'ü setlerden uzaklaştıran rahatsızlığı...
Aslıhan Gürbüz geçtiğimiz ocak ayında yaptığı paylaşımda şunları söylemişti:
Tam bir sene önce bugün bir karar vermiştim. İstanbul'dan uzaklaşacak ve sağlığıma kavuşacaktım.
Son 6 seneye 4 ameliyat ve 3 ayrı sakatlık sığdırmış, yaşımdan beklenmeyecek bir performans ile tüm omurgamı haşat etmiş, bedenimde ki tüm ihtiyacım olan hormon ve vitaminleri tüketmiştim.
Dile kolay 2 bel fıtığı ameliyatı, 2 adet köprücük kemiği platini takma-çıkarma, 1 adet fizik tedavisi 7 ay süren donuk ve çatlak omuz, bir adet diz kapağında kemik iliği ödemi ve menüsküs yırtığı ve yıllar önce ki trafik kazamdan yadigar boyun düzleşmem.
Şimdi yazarken bile nefessiz kalıyorum. Nasıl oldu bunlar derseniz ben hepsinin yanıtını biliyorum. Ama nasıl geçti derseniz işte onu anlatırım.
İstanbul'u terk edip hayatıma düzenli sporu ve sağlıklı beslenmeyi sokmadım sadece, bana faydası olmayan her türlü eşya ve insanı da hayatıma sokmadım mesela .
Sadece tüm sahteliklerden uzak gerçek doğada aylar günler geçirmedim, bana ait olmayan, başkalarının tüm yargılarını asla kabul etmemem gerektiğini ve kusurlarımla önce kendimi kabul etmem gerektiğini öğrendim mesela.
Mesela kendimi en çok sakatlıklarım ve marazlarımla da sevmeyi öğrendim mesela, o düz durmayan dizimi her sabah öpüp okşadım, o sabahları yataktan zor kalkmama sebep olan o belime her sabah şefkat gösterdim.
Durmayı öğrendim bir de durmanın da en zor eylem olduğunu, sabretmenin aslında benim de başarabileceğim bir şey olduğunu.