Usta oyuncu Perihan Savaş'ın oğlu Savaş Zafer, Melis Ketenci ile evleniyor. Savaş, önceki gün dünürü Şule Ketenci ile bir araya geldi.
Nişantaşı'nda mağazaları gezen dörtlü, alışveriş sonrası soluğu dinlenmek için bir mekanda aldı.
Zafer, "Düğün tarihimiz henüz belli değil. 27 Mayıs'ta isteme, 28 Mayıs'ta da nişanımız olacak. Bugün de alyans ve kıyafet bakmaya çıktık" dedi.
Perihan Savaş'ın, 9 Kasım 1995 yılında hayatını kaybeden ünlü oyuncu Yılmaz Zafer'den olan oğlu Savaş Zafer, evlilik yolunda ilk adımı attı.
Perihan Savaş daha önce kendisine yöneltilen "Yılmaz Zafer dendiğinde aklınıza gelen ilk şey ne?" sonrusuna
"Adam gibi adam. Adamım, hayatta tek geçerim." yanıtını vermişti. Perihan Savaş, Yılmaz Zafer ile büyük bir aşk yaşamış, fakat yakışıklı oyuncunun genç yaşta yakalandığı hastalık sonucu hayatını kaybetmesi ile sarsılmıştı.
Yılmaz Zafer geçirdiği bir kalp krizi sonrasında beynine dört dakika oksijen gitmediği için rahatsızlanıp sonra da hayatını kaybetmişti. Yılmaz Zafer öldüğünde oğlu Savaş Zafer çok küçüktü.
Şimdilerde yakışıklılığı ile babasına benzetilen Savaş Zafer evlilik yolunda ilk adımı attı.
Perihan Savaş, oğlu Savaş Zafer'in kar küresinde sevgilisi Melis Ketenci'ye evlilik teklifi ettiği anı Instagram'dan yayınladı.
İşte rahmetli oyuncu Yılmaz Zafer ile Perihan Savaş'ın oğulları Savaş Zafer'in mutlu gününden kareler...
Perihan Savaş, "Bir kar küresiyle başlayan aşk. Mutlu sona ilerliyor. Çok mutlu olun çocuklarım. Ailemize hoşgeldin kızım" diyerek, mutluluğunu paylaştı.
Perihan Savaş'ın hayatı da filmlere konu olacak türden. Perihan Savaş filmlerini aratmayan hayat hikâyesini Hürriyet'e verdiği röportajda anlatmıştı.
Perihan Savaş'ın İbrahim Tatlıses ve Yılmaz Zafer ile birlikteliklerinden Melek Zübeyde Tatlı ve Savaş Zafer olmak üzere iki çocuğu var.
Şimdilerde çocukları ve torunları ile mutlu bir hayat süren usta oyuncu Perihan Savaş zor günler geçirmiş. İşte gençlik döneminde yaptığı hatalar, şöhret basamaklarını tırmanışı ve yaşadığı acılar ile Perihan Savaş'ın hayat hikayesi...
Beş yaşında, Şehir Tiyatroları'nda sahneye çıkıyorsunuz. Bu bir çocuğun tek başına alabileceği bir karar değil...
Suna Pekuysal annemin arkadaşıydı. Bir gün, "Bu çocukta ışık var. Tiyatroya götüreceğim" demiş. Babam diş doktoruydu, sanata çok düşkündü ve kabul etti. Sanat yaşamım başladı.
İlk rolünüz neydi?
Bir çocuk tiyatrosuydu, yaşıtlarım çilek veya limon olmuştu. Ben çok kiloluydum. Tombul ve beyaz olduğum için pamuktan bir bulut rolüne seçilmiştim.
Evlendiğinizde 13 yaşındaymışsınız. Çocuk gelin olmuşsunuz. Nasıl o yaşta evlendiniz?
Ailelerden izin alarak.
Sebebi neydi?
Özgür olacağım sandım. Nişanlanınca ince çorap giyip kaşımı alacağım, arkadaşlarımla buluşacağım sanıyordum. Yanılmışım.
Ne kadar sürdü evlilik?
Altı ay. O 22 yaşındaydı ve askeri okulda okuyordu. O dönemin şartlarında okurken evlilik yaparsa askeri okuldan ayrılabilecekti. O yüzden nişandan sonra hemen nikâh yapıldı. Planlarımıza göre bir sene sonra Almanya'ya gidip tiyatro eğitimi alacaktım. O doktora yapacaktı. Ama evlendik, "Tiyatrodan ayrılacak" dedi ve benim için bitti.
Evlilik boyunca birlikte mi yaşamıştınız?
Ben kendi evimde, o kendi evindeydi. Hiçbir birlikteliğimiz olmadı. Boşanma sırasında babam "Bu çocuklar ayrı evlerde yaşadılar, daha sonra kızımın kısmeti çıkarsa evlenmiş görünecek" dedi. Kızlık olayları çok önemli diye rapor almamızı istedi. Ben Adli Tıp'a gittim. Maalesef hepsini yaşadım.
Yaşadıklarım elbette bende travma yarattı
◊Bunlar o yaştaki biri için çok ciddi travmalar değil mi?
Evet öyle. Düşün, apartmanda evcilik oynuyordum. Mahallenin küçük çocuklarını kapı önüne dizer, "Nişanlım gelince haber verin, oyuncaklarımı toplayayım" derdim.
Sonra ailenizi affettiniz mi olanlar için?
Amcamlar çok tutucuydu. Babamın aklını çeldiler. Babam bana sordu aslında. Ama çocuk aklıyla daha rahat bir hayatım olacağını düşünerek "İstiyorum" dedim. Tabii yaşım nedeniyle kesinlikle ailenin sorumluluğundaydı. Ben kendi kızım için böyle bir şeye asla izin vermezdim. Çocuk gelinsin düşünsene! Ama o yıllarda her şey farklıydı. Ve bu bende elbette travmalar yarattı.
Artık pazara gidiyorum
Yıllardır içinde bulunduğunuz sektörü nasıl anlatırsınız?
Laylaylom iki saat çalıştın, gidip paranı kazandın gibi bir şey yok. Sabahın köründen gece yarılarına kadar çalışmalısın. Özel hayatından fedakârlık ediyorsun.
Hayatınızda nelerden, ne kadar vazgeçtiniz?
İki çocuğumdan birini sette büyüttüm, diğerineyse annem baktı. Film çekmeye gidip döndüğümde çocuğum emeklemeye başlamıştı! Eskiden dışarıya çıkamazdım. Son zamanlarda bunu aştım. Artık pazara da gidiyorum. Pazarcılarla oturup çay içiyorum. Etrafımı sarıyorlar, fotoğraf çektiriyorum.