Pop dünyasının son dönemde parlayan yıldızları arasında yer alan şarkıcı Buray, kariyerindeki yükselişin yanı sıra özel hayatıyla da merak konusu oluyor.
38 yaşındaki şarkıcı Buray, oyuncu Ezgi Şenler ile yeni bir aşka yelken açmıştı.
'Sevmek Yüzünden filminin kadrosunda yer alan Ezgi Şenler, şarkıcı Buray'la biten ilişkisi hakkında konuşurken; ayrılık nedenine dair 'kıskançlık' iddiasına da yanıt verdi.
"Her ilişki gibi aşklar başlayıp bitebiliyor. Bazı olumsuz anlaşamadığımız şeyler oldu aramızda, konuşarak aşkı bitirme kararı aldık. Kıskançlık gibi bir durum değil ama. Herkesin yolu açık olsun."
BURAY'DAN DUYGULANDIRAN SÜRPRİZ
Diğer yandan kendisiyle şarkı söylemek isteyen 11 yaşındaki görme engelli Ameliya'nın hayaline kayıtsız kalmamış ve İzmir'de onunla piyano çalıp eser seslendirmişti.
Sürpriz ziyaret karşısında bir süre donup kalan Ameliya Selma Oğuz, gözyaşlarına hakim olmakta zorlanmıştı.
Buray'a kendi bestelerini dinleten ve onunla parçalar söyleyen kız çocuğu, hayalini kurduğu müzisyenle okul arkadaşlarına konser vermişti.
-Nasılsın nasıl gidiyor?
Otellerde yaşıyorum. Son iki ayda evimde yatağımda uyuduğum gece sayısı 5 ya da 6 şu anda. Böyle bir tempo. Ama istediğim bu zaten, koşuşturma panik seviyorum.
YORULMAK ZEVK VERİYOR
-O enerji yoruyor mu seni zaman zaman?
Yorulmak zevk veriyor.
MÜZİK BENİM İÇİN ARAÇTI
-Ne gezdin be Buray? demek istiyorum. Herkesin aklındaki soru, senin de kanalına verdiğin isimle bir başlayalım… Çoğu insanın hayalidir dünyayı gezmek, farklı ülkelerde yaşamak. Peki canlı şahidi birisi olarak, hayalimizdeki kadar güzel bir şey mi dünyayı gezmek?
Çocukluktan beri içgüdüsel bir şey. Ben de sebebini hiç bilmedim ama Kıbrıs'ta doğdum büyüdüm. 18'lerde evi bıraktım. Üniversite için başka yerlere geçtim. İngiltere, İspanya, Avusturalya ve farklı memleketlerde yaşadım. O arada başka memleketleri de gezdim. Müzik de benim için bir araçtı aslında. Hem işim, hem hobim, hem de müziği kullanarak merak ettiğim yerlere gittim. Maddi durumum da müziğe bağlıydı. "Dünyada belli bir süren var Buray, bir ömür verilmiş sana, dünya diye bir gezegendesin. O kadar güzel yerler var ki, hepsini sığdırabilecek misin?" gibi bir dürtü var içimde. O yüzden ömrüm yettiğince o kadar güzel yerler var, bunları görmek istiyorum.
TEKERLEKLİ SANDALYEYLE DÜNYAYI GEZEN ADAM GÖRDÜM
-Bu bence çoğu insanda vardır. Herkesin bir hayalidir ya dünyayı gezeyim dolaşayım, ama işten fırsat yaratamaz…
Bahane üreten çok var. Ben inanmıyorum. Maddi durumum yok, çocuğum var, engelliyim… Bunların hiçbiri bence kabul edilemez. Ben de zengin bir aileden gelmedim sonuçta. Ama küçüklükten beri kendimi öyle bir hazırladım ki, seyahat edebilecek bütün şartları hazırladım. Param mı yok, "müzik yapacağım" dedim. Çok para gerektirmeyen yerlere gittim. Zamanında köprülerin altında da çaldım. 5 yıldızlık otellerde de çaldım. Bir şekilde maddiyatı da kırıyorsun. Ben tekerlekli sandalyeyle dünyayı gezen adam gördüm. Kimse bana bahane üretmesin. Gezmek bir tutku benim için. Zincirleri kırmak lazım önce kafada. O cesareti bulmak lazım. Herkesin kendi filmi, herkes de kendi filminin yönetmeni. O yüzden herkes senaryosunu istediği gibi yazabilir.
-Bana 6 aylık ömrün kaldı deseler senin şu cesaretine ancak ulaşabilirim sanırım. Varımı yoğumu satıp öyle gezebilirdim. Ama sen bunu gerçekleştirmişsin, peki var mı hayalinde olan, henüz gerçekleştiremediğin bir düş?
Var tabii gitmediğim o kadar yer var ki… Küçükken bir reklam filmi izlemiştim. Sanırım o tetikledi. Şöyleydi; burnumuz kaç milyon koku ayırt edebiliyor, kulağımız kaç hertz çeşit sesi ayırt edebiliyor, dilimiz kaç çeşit tadı ayırt edebiliyor ve o kadar geniş bir gezegenimiz var ki… Her yerde başka bir çeşit lezzetler, görseller, iklim… Doğa ananın yar attığı mucizelerle dolu bir dünya var. Hangi çocuk belgesel izlememiştir? Orada işte kapılıp gittim. Benim gibi yüzlerce çocuk var dünyayı merak eden. Karşımıza çok çıkar, ortalama 60 yıllık ömrümüz var. Siz harcasanız da harcamasanız da bu ömür bitecek. Önemli olan o dakikaları nasıl harcamanız gerektiği. Ben anılar biriktirmeye çalışıyorum. Bu YouTube'daki gezi programı da benim arkadaşlarımla keyifli dakikalarımı kameraya çektim unutmamak adına.
-O halde senin hayatının dönüm noktası o reklamdı diyebilir miyiz?
Diyemeyiz çünkü bir sürü ufak ufak etkenler var. Yani bir kırılma noktası diye bir şey yok.
AİDİYET DUYGUSU BENDE YOK
-Pek çok yer görüp gezdiniz, fakat gezmek ayrı yaşamak ayrı. Kendi kültüründen, kendi vatanından ayrılıp farklı ülkelerde yaşadığınız zaman aidiyet konusunda bir sıkıntı yaşadığınız oldu mu?
Aidiyet duygusu bende yok. Ailem haricinde kimseye bağlanamıyorum. Bir yere de ait değilim. İyi tarafları da var, kötü tarafları da var. O sorumluluğu almak istemem, kimseye duygusal bir bağ kurmak da istemem. Geçen gün bir sayayım dedim kaç ev değiştirdim bugüne kadar diye, 33 tane ev. Sadece İstanbul'da bu 7. taşınmam oldu. 37 yaşındayım, 33 tane ev gezmişim. Bu kadar zaman maddiyat olarak sahip olduğum bir gitarım var, biraz elbise ve bavul. Başka hiçbir şeyim yok.