Bu eser, yıllardır içimizde biriktirdiğimiz duyguların dışa vurumu. 'Dünyaya hâkim olmanın yolu Ortadoğu'ya hâkim olmaktan geçer' düsturu, batılı devletlerin iştahını kabartıp her tür vahşetin meşru görülmesine sebep olmuştur.
Buradan yola çıkarak, tarih, bilgi ve duyguyu birleştirip bir Ortadoğu, bir muasır medeniyet ve yıllardır bize pazarlanmaya çalışılan bir insan hakkı ve hümanizma tahlilidir bu eser. Bu minvalde yüzlerce eser yapsak bile iki asırdır yaşanan haksızlıkların yüzde birini dahi dile getirmiş olamayız.
Sözüm ona muasır medeniyet iflas etmiştir. Bu girdaptan, bu bataktan kurtulmanın tek yolu vardır. O yol da Türkiye'den geçer. Filistin meselesi değil sadece, yanı başımızda işlenen her zulüm ve hukuksuz her olay kapsama alanımıza girer. Ortadoğu'ya barış gelecekse bir gün, bunu Türkiye gerçekleştirecektir.
Sözün ötesi eylemdir, kıyamdır. Birleşmiş Milletler'in alacağı kararı bekleye bekleye yüzbinlerce masum insan katledildi bugüne kadar. Artık ne İnsan Hakları Mahkemesi, ne Uluslararası Ceza Hukuku, ne Batı medeniyeti, ne BM, ne de Batı demokrasisi bana anlam ifade etmiyor.