Dünya siyaset tarihinin belki de en "kirletilmeye aday" seçim dönemine giriyoruz. Buradan herkesi uyarmayı bir görev sayıyorum: Her gördüğünüze inanmayın!
Bu seçim özellikle muhalefet tarafından 14 Mayıs'ta sandık başında değil, öncesinde sosyal medyada kazanılmaya çalışılacak. Önünüze her saat başı sokak röportajı ya da özel haber diye yutturulan düzmece görüntüler çıkacak. Dijital dünyanın tüm efektleri ve kandırmacaları, oyların yönünü değiştirmek için kullanılacak. Milleti galeyana getirmek için akla hayale gelmeyecek pek çok tezgah düzenleyecekler. Bunun ilk denemelerini stadyumlarda yaptılar. İnanın ki durmayacaklar. Maçları provoke edecekler. Kadınlar Günü'nü provoke edecekler. Din, mezhep, etnik kimlik, taraftarlık, cinsel ayrımcılık, eşcinsellik ve daha pek çok "fay hattını" tetiklemeye çalışacaklar.
Bilmem bu konuda yaşadığımız son örnekler dikkatinizi çekti mi? Sosyal medyada rastladım. Muhafazakar imajı yaratılmış başörtülü bir kadınla sözde rastgele bir sokak röportajı yapmışlar.
Kadın diyor ki, "Yahudi gelse, Papa gelse, ona oy veririm. Artık bu ülkeyi Müslüman biri yönetmesin.
" Ya AK Parti'yi destekleyenlere hakaretler yağdıran, "15 Mayıs'ta çöp olacaksınız" diyen Yunus Günçe trolüne ne buyrulur? Bunların hepsi "planlı" tatbikatlar.
Sizlere naçizane tavsiyem, en kirli seçim oyunlarına karşı uyanık olun. Özellikle sosyal medyayı mantık ve vicdan süzgecinden geçirmeden tüketmeyin. Hani pandemi döneminde market poşetlerini sirkeli suyla silip öyle eve alıyorduk ya, hah işte sosyal medyayı da evinize dezenfekte etmeden almayın. Çünkü dışarısı mikrop kaynıyor.