Öfkelendiğiniz anlarda, derin bir nefes almak sandığınızdan çok daha önemli olabilir. Son yapılan çalışmalarda ani öfke krizleri yerine sakin kalmaya çalışmak hayatınızı kurtarabilir. Nasıl mı? İşte cevabı…
ABD'li bilim insanları öfkenin sizi gerçekten öldürebileceği konusunda uyardı. Araştırmacılar, kısa süreli öfke anlarının kan damarlarının işlevini bozabileceğini, potansiyel olarak kalp krizi veya felç riskini 40 dakikaya kadar artırabileceğini buldu.
Çalışmanın yazarı ve Columbia Üniversitesi'nde tıp profesörü olan Dr Daichi Shimbo; 'Öfkeli bir duygu durumunun, kan damarı işlev bozukluğuna yol açtığını gördük. Gerçi bu değişikliklere neyin sebep olabileceğini henüz anlamıyoruz' açıklamasında bulundu.
Araştırmacılar bu etkiyi 'kan damarı genişlemesinde bozulma' olarak tanımladılar. Kan akışının kesilmesi teorik olarak kalp krizine veya felce yol açabilir.
Diğerleri ise gönüllülerin bir kaygı anını hatırlamasını veya üzüntü hissi uyandırmak için tasarlanmış bir dizi moral bozucu cümleyi okumasını sağladı. Duygusal açıdan nötr olan dördüncü görev, katılımcıların tekrar tekrar 100'e kadar saymasını gerektiriyordu.
Kan basıncı ve damar genişlemesi ölçümleri üç dakika sonra ve 40, 70 ve 100 dakika sonra tekrar yapıldı. Hücre sağlığını değerlendirmek için kan örnekleri de alındı.
Araştırmacılar; 'Öfkeye neden olan geçmiş olayları hatırlatan görevler, görevden sonraki sıfırdan 40 dakikaya kadar kan damarlarının genişlemesinde bozulmaya yol açtı. Düşüklük 40 dakikalık işaretin ardından artık mevcut değildi' diyerek verileri analiz ettiğini bildirdi.
Araştırmada yer almayan Houston'daki Baylor Tıp Fakültesi'nden tıp profesörü Dr. Glenn Levine şunları söyledi: 'Bu çalışma, zihinsel sağlığın kardiyovasküler sağlığı ve yoğun akut duygusal durumları etkileyebileceğine dair giderek artan kanıt tabanına güzel bir katkı sağlıyor. Öfke veya stres gibi kardiyovasküler olaylara yol açabilir.
Bu yılın başındaki endişe verici veriler , kalp krizi ve felç gibi kardiyovasküler sorunlardan kaynaklanan erken ölümlerin on yıldan uzun bir sürenin en yüksek seviyesine ulaştığını ortaya çıkardı.
75 yaşın altındaki kişiler arasında kalp krizi, kalp yetmezliği ve felç vakaları, sigara içme oranlarının hızla düşmesi, ileri cerrahi teknikler ve stent ve statin gibi buluşlar sayesinde 1960'lardan bu yana düşüş gösterdi.
Ancak artık artan obezite oranlarının ve bunun yüksek tansiyon ve diyabet gibi ilişkili sağlık sorunları listesinin, katkıda bulunan en önemli faktörlerden biri olduğu düşünülüyor.
Örneğin yoğun üzüntü veya benzeri duyguların Takotsubo kardiyomiyopatisinin (kırık kalp sendromu) yaygın bir tetikleyicisi olduğunu biliyoruz. Deprem gibi, hatta futbol maçı izleyen bir taraftarın stresi tetikleyen olaylar, miyokard enfarktüsüne (kalp krizi) ve/veya aritmilere yol açabilir.'