Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi'nin 2. haftasında sahasında Nice'i 2-1 mağlup etti. SABAH Spor yazarları Ömer Üründül, Ahmet Çakar, Gürcan Bilgiç ve Murat Özbostan sarı-lacivertli takımın aldığı bu galibiyeti değerlendirdi. İşte o sözler...
ÖMER ÜRÜNDÜL: "AĞIR YÜKÜ BAŞARIYLA TAŞIDI"
"Fenerbahçe için mutlak üç puan gerektiren bir karşılaşmaydı. 90 dakikanın geneline baktığımızda kolay kazanılabilecek bir maç zora girdi. İlk devrede erken gol takıma moral de getirdi. Sonra fark ikiye çıktı. Rakip orta sahayı rahat geçiyor ama üçüncü bölgede üretkenlik sağlayamıyordu.
Bu arada Skriniar deneyimine yakışmayan gereksiz bir penaltıya neden oldu, fark bire indi. 2. devrenin ilk 10 dakikasından sonra gelgitli bir maç olmaya başladı. Tedesco biraz geç kalsa da Talisca ve Asensio'yu çıkarıp iki takviye yaptı, ardından yorulan ve sinirlenen Kerem'i çıkarmakta geç kaldı. Onun yerine giren Oğuz da sıkıntılı son bölümü rahatlatan isim oldu.
Sonunda maç önemli üç puanla noktalandı. Gelelim genel gözlemlerime; Bana göre günümüz futbolunda yüksek kalitede de olsalar devamlılıkları ve pres özellikleri olmayan iki oyuncu birlikte orta sahada oynamaz (Talisca, Asensio). Bu yüzden İsmail çok ağır yükü başarıyla taşıdı ama canı çıktı. Takımın genel yapısı En-Nesyri'ye ters geliyor.
Kerem Aktürkoğlu, sıfıra inip, orta yapan yapıda bir kanat forveti değil. Nene de çalışkan, istekli ama dağınık ve son hareketler yetersiz. Eğer rakipler bekleri de keserlerse En-Nesyri beslenemiyor. Konsantrasyonu bozulunca da o son pozisyonu harcadı.
Tedesco, Oğuz'u sağ kanat için göz ardı etmemeli. Mutlaka iyi bir ön libero olan Alvarez'i güçlendirip, İsmail'le birlikte oynatmalı. Tedesco'nun bana göre yaptığı en doğru işlerden bir tanesi 1.5 senedir oynarmış gibi yapan, hiçbir katkı veremeyen medyanın olmazsa olmazı Fred'i ilk 11'den almasıydı."
GÜRCAN BİLGİÇ: "SİPEYŞIL'IN MİRASI"
Garip bir ikilem var Tedesco'nun takımında. Sahadaki hesaba baktığınız zaman "Ofansif beşli" oynamak çok mantıklı. Topla yüzde 65 oynuyorsanız, yetenekli oyuncu sayısının fazla olması, baskıdan daha çok pozisyon üretmenizi sağlamalı.
Maça döndüğümüzde, yüzde 30'larda oynamış rakibin aksiyon sayısı veya ceza alanınıza girme imkanı daha fazla olmuş. Rakibi tehdit edeyim, pasları daha doğru kullanayım derken, stoperlerin forvetleri burunlarının dibinde görmüş. Kazanılan maçın analizinden bu "kısırlığı" çıkarmak zorunda Tedesco.
Taktik veya set hücumu çalışma imkanlarının sınırlı olduğunu bilerek, aslında bu antrenmanı maçta yaptığının altını da çizmek lazım. Kadroda beklenen ile üretilen arasında büyük fark var. Üçüncü bölgede topu ayağına alanının eveleyip-gevelemesi de bunun nedeni. Çünkü atak hamlelerinde kimsenin bir fikri yok.
Kerem'in iki golünün de bireysel aksiyonlarla gelmesi de bu yüzden. Takımın pozitif vücut dili, beklemek yerine topa gitmeyi, pas bağlantılarını kesmeyi hedefleyen agresif tavır çok iyi. Zaten ilk dakikadan itibaren "maçı kazanacağız" mesajını da verip, tribünleri de arkalarına aldılar. Yine de kandaki "sipeyşıl" (Special One) virüsü, ikinci yarının hakimiydi.
Topu rakibe verip, savunmaya geçmek. Geçişin peşine düşmek. Bu arada seyredenlerin yüreği pırpır ediyor. Geçmişte biliyorlar çünkü böyle yapıp, alakasız pozisyonlardan yedikleri golleri, sarsak defansın yaptığı hataları. Sonucun peşindeyseniz, bu bölümleri kazanarak geçip, kimliği bulmanın hedefindeyseniz, yukarda yazılanları ikinci plana atın. Çözüm için zamana, havanızı korumak için de galibiyete ihtiyacınız var."
MURAT ÖZBOSTAN: "MUTLU SKORLA DÜZELECEK"
"G.Saray, Liverpool'u devirdikten sonra yaşanan futboldaki bayramın devam etmesi için bir galibiyette de F.Bahçe'den bekleniyordu.. Bir de buna yeni başkan ve yönetim, eklenince sarı lacivertli futbolcular bu motisyonla sahaya çıktı ve golleri de erken buldu.. Günlerdir sözleşmesi didik didik edilen Kerem Aktürkoğlu, parladı gitti.
Hücumda sürekli tehdit, topu alınca rakibi zorlayan bir dinamizmdi.. Golleri sadece sonuç odaklı değil, aynı zamanda estetikti; tekniği ve zamanlaması mükemmeldi. Büyük coşku yaşadı. Bu duygusal bir patlamaydı.. Goller sonrası yaşanan bir sevinçlerdeki bir detay da dikkat çekiciydi!
F.Bahçe komple takım halinde sevinirken Kerem'e gösterilen ilgi, "İşte Fenerbahçe'nin de aradığı ruh, birlik" dedirtiyordu. Talisca eskiden bu kadar koşmazdı.. Tedesco ondan vazgeçmiyor.. Brezilyalı futbolcu da oyundan çıkana kadar büyük efor harcadı.. İsmail'in enerji patlaması da başka bir detaydı.. Koştu, mücadele etti ama yoruldu.. Tabi ikinci yarının tablosu biraz farklı oldu.
Skor 2-1 olunca stres başladı.. İlk yarıdaki o coşkulu ve baskın oyun, ikinci devrede yerini daha kontrollü ama biraz ağır bir tempoya bıraktı. Hücumda ilk yarıdaki gibi fazla pozisyon üretemediler, savunmada ise daha temkinli oynadılar ama bu biraz oyunun hızını kesti.. Takım genel olarak skoru korumaya odaklanmıştı.
Tedesco'nun bilinçli bir tercihi ama riskli bir stratejiydi. Genç teknik adam ikinci yarıdaki düşüşe karşı proaktif bir hamle yapmaktan ziyade skoru tutmaya odaklandı. Son dakikalar stresli geçse de bunu da başardı.. Şu an Fenerbahçe'ye iyi oyun değil iyi skor lazım.. Skorlarla moral bulacak, skorlarla kendine gelecek.. Gerçek bu…"
AHMET ÇAKAR: "TEDESCO İLE UYUM TUTUYOR"
"Fenerbahçe; oldukça iyi oynadı, bazı oyuncuları büyük sıçrama yaptı… Belki bunu söylemek için çok erken ama Tedesco ile takım ve taraftar arasında ten uyumu tutmuş gibi… Maça fevkalade iyi başlayan bir Fenerbahçe ve matkap gibi oynayan bir Kerem Aktürkoğlu vardı. Talisca'nın harika pasını, Kerem çok iyi değerlendirdi.
Belki de Talisca çıkana kadar Fenerbahçe'deki en iyi maçını oynadı. Pek tabii ki İsmail de öyle… Fenerbahçe, Nice'i boğduğu dakikalarda yine Kerem'le ikinci golü buldu. Fenerbahçe yine çok iyi oynuyor, yine pozisyonlar yakalıyordu, Nice asla hücumda çoğalamayan, rakip sahada top tutamayan bir takımken birden penaltı geldi…
Skriniar'ın istemsiz de olsa elle topu oynaması sonucu, gelen penaltı golü Nice'in belli oranda direncini artırdı ama daha önemlisi Fenerbahçe bozulmadı, oyun disiplinini bozmadı, paniklemedi. Aslında ikinci yarıda En-Nesyri'nin kaçırdığı pozisyonlardan biri gol olsa maç çok daha erken kopardı.
Sonuçta; Fenerbahçe kağıt üzerinde bir maçı çok iyi oynayarak rahat kazandı. Ama yukarıda da belirttiğim gibi sanki Tedesco, takımla uyum sağladı. Nice'e çok şaşırdım, bu takım nasıl Fransa 1. Ligi'nde oynuyor inanılır gibi değil. Bu arada maçın Sırp hakemi Srdjan Jovanovic'i de kutlamak gerek. Fevkalade iyi yönetti ve gelecek yıllarda onu daha iyi yerlerde göreceğiz diye düşünüyorum."