Trendyol Süper Lig'in 16. haftasında lider Galatasaray, Antalyaspor deplasmanından 4-1'lik galibiyetle ayrıldı.
SABAH Spor'un usta yazarları Mustafa Çulcu, Bülent Timurlenk, Levent Tüzemen ve SABAH Gazetesi Spor Müdürü Murat Özbostan, sarı-kırmızılıların galibiyetini yorumladı.
LEVENT TÜZEMEN: GOLCÜLÜK SANATI
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde kaybettiği iki maçla sarsılmıştı. Üstüne ligdeki performans düşüklüğü, tartışmaları beraberinde getirmiş ve "Bu takıma ne oldu, niye bu kadar geriye düştü oyun olarak" eleştirileri de yapılmıştı. Antalyaspor maçı, Galatasaray'ın tekrar bu yaşadığı kısa fırtınalı dönemden iyi bir sonuç ve futbolla çıkışı için önemliydi. Ve temiz bir galibiyet aldı.
Taraftarı da yönetimi de teknik kadrosu da rahatladı. Sarı-kırmızılılar ilk yarıda rakibini adeta sahadan sildi. Üst üste yakalanan pozisyonları Osimhen bonkörce harcadı. Öyle bir oyun vardı ki hiçbir Galatasaray taraftarı sonuç için şüpheye düşmedi. İkinci devrede tempo düşürdüler. Antalyaspor da cesaret alarak yüklenmeye başladı.
"ICARDI'YE PARANTEZ AÇALIM"
Ama elleri ayaklarına dolandı! Sakatlıktan dönen Yunus resital sundu. Hem bu maç hem de gelecek adına nasıl bir çilingir olduğunu gösterdi. Sane'nin performansı her geçen gün yükseliyor. Sağ kanatta top ayağına gelince "Eyvah" diyenler artık "Haydi Sane" şeklinde beklentiye giriyor. Bir parantez de Icardi'ye açalım. Yine kulübeden geldi, pozisyonun içine girdi, son vuruşunu yaptı, golcülük sanatını icra etti. Maçtan sonra da Osimhen, onu taraftara götürerek üçlü çektirdi. Bu galibiyet karabulutların dağılmasına, tartışmaların üzerine sünger çekilmesine, G.Saray'ın tekrar şampiyonluk havasına girmesine sebep oldu.
LEVENT TÜZEMEN: MONACO'DA KEŞKE YUNUS İLE BAŞLASAYDI
Okan Buruk, Yunus'un hücumdaki etkili oyununu gördükten sonra acaba, "Monaco'da oyuna keşke Yunus'la başlasaydım" diye düşünmüş müdür? Çünkü bu Yunus, Monaco'da ilk yarı etkili oynayan G.Saray'ın pozisyon bulmasına fazlasıyla katkı sağlardı. Antalya önüne Yunus'lu kadroyla çıkan G.Saraylı oyuncular, oyunun ilk yarısında sahanın hakimiydi, inanılmaz pozisyonlar ürettiler
Eğer Osimhen, son vuruşlarda dikkatli olabilseydi rahatlıkla üç gol atıp gol krallığında tahta otururdu. Yunus sayesinde Sallai, özellikle Leroy Sane çok etkili oynadılar. Sane'nin attığı gol, Yunus'un pas kalitesiyle geldi. Hücuma sağdan sık çıkan Sallai, güzel oyununu bir golle süsledi. Barış veya Jakobs, Antalya'nın sol kanadından etkili ataklar yapmalarına rağmen isabetli ortalara imza atamadılar.
"BİR MAESTRO GİBİ..."
Yunus'un varlığıyla Torreira ve İlkay ikilisi rahat pas kulandılar çünkü Yunus, resmen Osimhen'in arkasında pas istasyonu oldu. Okan Buruk'un Yunus'a ne kadar ihtiyacı olduğunu Antalya maçında gözlemledik. Yunus bir maestro gibi görev yaparken Osimhen'in attığı gole de verdiği mükemmel pasla büyük katkı sağladı. Kaleci Günay uzun süredir kulübede oturmaktan dolayı biraz paslanmış. Geriden oyun başlatırken riskli paslar kullandı, bu konuda da Okan hocanın doğru bir uyarısı oldu. Yine de Günay, tecrübesiyle ender Antalya ataklarında hata yapmadı. Akdeniz ülkesi Monaco'da morali bozulan G.Saray, Akdeniz'in en önemli şehri Antalya'da kendine geldi. Maçın oyuncusu benim adıma Yunus olur.
MUSTAFA ÇULCU: BU ZEMİN ANTALYA'YA YAKIŞIYOR MU?
Avrupa'nın 6'ncı büyük futbol ekonomisine sahip ülkemizin turizm ve futbol kenti Antalya'ya bu zemin yakışıyor mu? Antalyaspor'un 30 milyon Euro, Galatasaray'ın 305 milyon Euro marketing değeri olan oyuncularına bu zemin reva mı? Böylesine kötü zeminde oyun pas hataları ile başladı. Top kaleci Günay'a gelmeden Galatasaray çok hareketli ve ön alan baskısı ile 11 dakikada iki gol buldu.
Antalyaspor defansı maşallah kevgir gibi, Galatasaraylı oyuncular elini kolunu sallaya sallaya ceza alanına giriyor, cirit atıyor. İlk 20 dakika Antalyaspor'un tüm istatistikleri sıfır. Galatasaray rakip ceza alanına 17 kez girmiş. Sadece bu 20 dakikalık veri bile bize 2 takım arasındaki güç ve kalite farkını gösteriyor. Mağlup durumdaki Antalyaspor fark yerim korkusuyla olsa gerek Galatasaray'ı 5-4-1 ile derinde karşıladı. Dikkat çeken bir durumda şu ki Antalyaspor'un cılız ataklarında bile Galatasaray savunmasının hata yapması! Okan hoca, Monaco maçından sonra antrenmanı sanki Antalya'ya aldırmış.
Erol hocanın ise farklı skora rağmen risk almakta bu kadar gecikmesi ilginç. Galatasaray'ın son çeyrekte ürettiğinden daha fazla rakibine pozisyon vermesi sorgulanmalı. Son 5 maçta kalesinde 7 gol gördü. Ali Yılmaz geçen sezon küme düşecek hakemler arasındaydı. MHK ona bakmıyordu bile. Şans bu ya, Türkiye Kupası Konya-Galatasaray maçında yine 4. hakemken, maçın orta hakemi rahatsızlanınca maçı o yönetti.
O gün bugündür tırnaklarıyla kazıyarak hak ede ede buralara geldi. Hata yapmadı mı? Yaptı tabii ki! Ama diğerlerinin yaptıklarının yanında hoşgörü ve masumiyet içeren hatalar oldu. Beşiktaş-Fenerbahçe derbisini yönetti... 54'te Jakobs'un eline gelen topta Antalyaspor penaltı bekledi ama devam kararı doğru. Tecrübesizlikten kaynaklanan bazı hataları var. Her geçen maç daha iyiye gidiyor. Çaresiz MHK'ye çare oldu. Tebrikler Ali Yılmaz.
BÜLENT TİMURLENK: OCAK AYINDA SİZ GİDİN
Şampiyonlar Ligi'nde son iki maçını kaybetmiş, ligde son iki deplasmanında galibiyete hasret kalmış, 'futbolun patronuyum' diyen bir adamın açık tehditleri ve hakaretlerine maruz kalmış, eksiğin, sakatın çok bir takımsan ve deplasmana gidiyorsan kabul edelim, Galatasaray için Antalyaspor uygun rakipti. Bunu ilk 15 dakikada gösterdiler.
Ev sahibi takım üç oyuncu üzerine kurulu oyunuyla rakip yarım sahayı göremeden iki farkla geriye düştüğünde kağıt üzerinde maç bitmişti. Sara'yı dinlendiren, İlkay'ı 6'ya çeken Okan Buruk, onun müthiş tecrübesine orkestra şefliği görevini vermişti. İlkay da iyi yönetti orkestrayı. Leroy Sane geçen hafta attığının kopyasını attı: Sağdan içeri deplase, devrilen vücut ve plase. Sallai'nin golünden sonra iştah sürse de Osimhen bulamadı çerçeveyi üç pozisyonda.
Samsun ve Monaco maçlarının ardından bir kez daha baskı yiyerek başladığı ikinci yarı Galatasaray adına düşündürücü derken; Osimhen'in geçişte golü geldi. Duran toplardan geçen sezon bol gol atan Galatasaray'ın zayıf ev sahibinden duran toptan gol yemesi, üzerine çalışılması gereken bir mesele.
"Ocak'ta gitsin" tezahüratı yapan medyanın ilgili kısmına İcardi'nin golü cevaptır. Onun kadar işinizi yapsanız mesleki itibarınız sosyal medyada sorgulanmazdı. Galatasaray öyle ya da böyle kısa da olsa devre arasını bekleyen yorgunluğuyla dönüyor İstanbul'a. Son söz Antalyaspor için: En az zemini kadar kötü bir takımlar.