Trendyol Süper Lig'de 2024-25 sezonunu da şampiyon tamamlayan Galatasaray, Okan Buruk ile birlikte üst üste 3. kez zaferi yaşadı.
Sezonun son maçına çıkan Galatasaray, dün Başakşehir'i Mertens ve Osimhen'in golleriyle 2-0 mağlup ederek taraftarına galibiyetle veda etti.
Tarihi şampiyonluğun ardından stadyumda da kupa kaldıran Galatasaray'da Mertens ve Muslera da kulübe veda etti. SABAH Spor'un usta kalemleri Levent Tüzemen ve Bülent Timurlenk, Galatasaray'ın genel performansını değerlendirdi. İşte dikkat çeken o sözler...
LEVENT TÜZEMEN: FENERBAHÇE'Yİ KRİZE SOKTU
Başkan Dursun Özbek'in 2017'deki "F.Bahçe 4. yıldızı takmadan biz 5. yıldızı takarız" söylemi bu sezon hayat buldu ve G.Saray, 25. şampiyonluğunu elde ederken omuzlarına da 5. yıldızı taktı.
G.Saray camiası ve taraftarları 5 yıldızla kapanan sezonu coşku ile kutlamaya devam ediyor. Ancak bu şampiyonluğun stratejik açıdan çok büyük önemi var. G.Saray, Fatih Terim'le 4 yıl üst üste şampiyon olurken başarılarını önce UEFA Kupası, sonra da Süper Kupa'yı kazanarak taçlandırmıştı. Eğer 2000-01 sezonunda 70 milyon dolara kurulan F.Bahçe takımı Mustafa Denizli ile şampiyon olmasaydı Aziz Yıldırım, tıpkı mevcut başkan Ali Koç gibi istifaya davet edilirdi.
"F.BAHÇE YÖNETİMİ CİDDİ BİR KRİZ İÇİNE GİRDİ"
O şampiyonluk Aziz Bey'in 20 yıl başkan olmasını sağladı. Dursun Özbek yönetimi, Okan Buruk ve oyuncular 2. yıldan sonra üst üste 3. şampiyonluğunu kazanarak bütün rakiplerin üzerinde ciddi bir psikolojik baskı oluşturdu.
3 yıldır ikincilikle yetinen F.Bahçe yönetimi ciddi bir kriz ve kaosun içine girdi. Tribünlerdeki koreografi mükemmel hazırlanmıştı. Hem takıma hem Okan Buruk'a atfedilen bu koreografiler çok anlamlıydı.
Başkan Özbek'in 2017'deki söylemi sadece tribünlerde kalmayacak, G.Saray tarihine de büyük harflerle yazılacak. Bu arada Başakşehirli oyuncuların şampiyon G.Saray'ı alkışlamaları örnek olacak güzellikte. Ancak ligde 1 kırmızı, 8 sarı gören Ba'nın, gol kralı Osimhen'e karşı tavırları güzelliklere gölge düşürdü.
BÜLEN TİMURLENK: RAKAMLARIN ÖTESİ
Lazio Başkanı Lotito inat etmeyip 500 bin Euro daha verse sezon başında Muslera'nın bir yıl kalmış kontratını 5 sezona uzatacaktı. O sezon G.Saray ligde 16 mağlubiyet aldı. 2011 yazında Copa America vardı ve belki de sarı-kırmızılı kulübün yönetim tarihinde ellerini en çabuk tuttukları transfere imza attılar.
Muslera 'Evet' dedi, kupayı Uruguay aldı. Gecikseler devler önünde sıraya girerdi. Bugün neredeyse bir fotoğraf karesine sığmakta zorlanılan kupalarla veda ederken 16 mağlubiyet almış takıma gelen adam, son 3 sezonunda Okan Buruk yönetiminde sadece 7 maçta mağlubiyet üzüntüsü yaşadı.
Uruguaylı file bekçisinin büyük kaleciliği kadar bunca yıl G.Saray'dan ayrılmayı düşünmemesi -elbette iyi kontratları vardı ve G.Saray'ın da onu 14 yıl boyunca kadrosunda tutmayı başarması, o büyük kaleciliğin yanında çok büyük bir futbol doğrusudur.
"MERTENS'İN TULUM PEYNİRİ YİYİP ÇAY İÇECEĞİ VARMIŞ"
Napoli tarihinin en çok gol atan adamı, şampiyonluk kazanamadan ayrıldığı şehirden pekala İtalyan devi Juventus'a gidebilirdi. Önerilen rakam 5 milyon Euro'ydu. Mertens'in tulum peyniri yiyip çay içeceği varmış! 30'ların ortasında Türkiye'ye gelen bir Serie A efsanesinin, bir gün olsun ne oynadığı pozisyonu ne de yedek kalmasını dert etmeyip sahada ve tesiste hocasının sağ kolu gibi davranması, attığı goller ve yaptığı asistlerden çok daha önemlidir.
Büyük bir kaleci gittiğinde yenilecek gollerin, önemli bir futbol aklı gittiğinde çözülecek maçların endişesi düşer taraftarın aklına. Söz konusu Muslera ve Mertens olunca işte bunlar istatistiklerden fazlası. G.Saray, sadece rakamlarla anlatılmayacak kadar iki büyük karakter ve yürek ile vedalaştı.