Son dakika... Süper Lig'de 22. hafta geride kalırken, Galatasaray'daki düşüş devam ediyor. Sarı-kırmızılı ekip, NEF Stadı'nda konuk ettiği Kasımpaşa'ya 1-0 öne geçmesine rağmen 3-1 yenilmekten kurtulamadı. Torrent yönetiminde 2'de sıfır çeken Aslan, ateş hattının hemen üzerinde yer alıyor. Sabah Gazetesi'nin deneyimli kalemleri Galatasaray-Kasımpaşa mücadelesini değerlendirdi.
LEVENT TÜZEMEN: KİRALIK GİDENLER GERİ DÖNSÜN
Gençleştirme popülizmi ile kurulan Galatasaray kadrosunun fiyasko hale geldiğini izlemeye devam ediyoruz. Kadro mühendisliği konusunda yaşanan fiyaskoyu sadece Fatih Terim'e yüklemek ve yönetimi dışarıda tutmak haksızlık olur. Çünkü yönetimin desteğiyle bu oyuncular alındı. Bu takım nokta transfer yapılmaz ise kaybetmeye devam eder. Yönetimin ekonomik gücünün olmadığını biliyorum. Eğer imkân varsa kiraya verilen kaleci Okan Kocuk, Yunus Akgün ve Emre Akbaba geri alınsın.
Neden mi? Emre Akbaba 23 maçta 8 gol atıp 4 asist yaptı. Yunus 22 karşılaşmada 6 gol (ikisi Galatasaray'a) atıp 11 asiste imza attı. Kaleci Okan, Nef Stadı'nda G.Saray ataklarına duvar oldu. Sonuç; bu üç oyuncu Galatasaray'dan tam 9 puan aldı. Ayrıca sözleşme uzatılmayan Donk gol atarken Galatasaray'ın çoğu atağını engelledi. Bu oyuncuların yerlerine alınanlar hep karavana attı. Bu işler Domenec'i hoca yaparak, futbolcu sihirbazı denilen Campos'u getirerek çözümlenmez.
İspanyol hoca kararları kendi verdiyse Kasımpaşa'ya karşı maceracı bir kadro çıkardı. Teknik becerisi az oyuncularla geriden pas yaparak oyunu başlatmak hele hele kalede İsmail Çip'e varken ısrar etmek komediydi. Aanholt-Alpaslan-Cicaldau üçlüsünden kurulan orta saha, sıfır verimle oynadı.
Galatasaray adına alkışı tek başına hakeden kişi Kerem oldu. Genç yıldız çok çalıştı, pozisyona girdi, pozisyon üretti ama çevresindekiler hep kaçak dövüştü. Halil güzel bir gole imza attı ama Donk'un attığı golde hatalıydı. Çünkü Halil yakın durduğu Donk'u korner atışından sonra anlamsızca terk edip boş bıraktı. G.Saray tarihine UEFA ve Süper Kupa'yı kazanmış yönetici olarak geçen Elmas, şapkasını öne koyup "Ne yapmalıyım?" diye karar vermelidir.
ÖMER ÜRÜNDÜL: TORRENT HARAKİRİ YAPTI
Dün gece karşılıklı hataların olduğu, kopuk kopuk bir futbol izledik. Galatasaraylı futbolcular hırslıydı. Kötü gidişe son vermek istiyorlardı. Ancak garip orta saha kurgusu ile oyunu domine etmeleri ve organize olmaları mümkün değildi. Kırk yıl düşünsem Van Aanholt-Alpaslan-Cicaldau'dan bir orta saha oluşturmak aklımın ucuna bile gelmezdi.
İlk yarıda Galatasaray iki pozisyon kaçırdı. Kalesindeki bir korner dönüşünde de kontratakta, 31'inci dakikaya kadar sahada hiç görünmeyen Halil, güzel götürdüğü atağı kaliteli bir plase ile golle sonlandırdı. Ama Kasımpaşa maçın başında Umut'la net bir gol kaçırmıştı. Devre biterken de Donk ile beraberlik golünü attı.
İkinci yarıda Galatasaray yine golü bulmak istiyordu ve o aradaki tempoda da maçın kırılma anı geldi. Kasımpaşa'nın hediye ettiği bir pozisyonda Kerem yüzde yüzlük fırsatı aynı pozisyonda iki kere kaçırdı. Kısa süre sonra da Kasımpaşa'yı öne geçiren gol geldi. Ondan sonra teknik direktör Torrent'in oyuncu değişiklikleri başladı. Aslında Kasımpaşa önde olmasına rağmen açık oynuyor, yanlış yapıyordu. Çünkü deplasmanda galipsin, rakibin de üç tane sprinteri var. Ama Galatasaray o kadar kötüydü ki bu ortamdan da faydalanamadı. Üstüne üstlük uzatmada da üçüncü golü yedi.
Hem takım hem yönetim hem taraftar için zor günler başlıyor. İspanyol teknik direktör de eğer böyle kadroda ve taktikte harakiri tipi maceralara devam ederse kaostan kurtulmak daha da zor olur.
Kasımpaşa dünkü galibiyetle 4'te 4 yaptı. Gerçekten çok büyük bir başarı. Takım halinde iyi oynamaya çalıştılar. Bir kişi öne çıkacaksa "Donk" derim. Yalnız yeni yabancıları Mamadou Fall çok enteresan bir oyuncu. Kısa sürede adından ciddi biçimde bahsedileceği görüşündeyim. Hakem Numanoğlu neticeye tesir etmeyen bazı hatalı kararlar verdiyse de çok büyük iki artısı vardı. Biri her zamanki gibi çok soğukkanlıydı. İkincisi de objektifti. En önemlisi de bu...
BÜLENT TİMURLENK: NEDEN GELDİM İSTANBUL'A
G.Saray santra noktasına yürürken ardında kendisini yıkan futbolcusu Yunus Akgün, kalesinde devleşen Okan Kocuk ve Hatay'a hat-trick yapan Emre Akbaba ekleniyor. Sezon özeti olmasa bile bu büyük bir parçası... Kadro açıklandığında "3-4-2-1 mi acaba diziliş?" sorusu da mantıklı ama Galatasaray orta sahayı Alpaslan ve Van Aanholt ile oynuyor. Evet, Berkan ve Taylan yok ama ligde 36 puanı da onların oyunuyla kaybetmiş bu takım...
Kalede kaleci var ama yok, Marcao ve Kerem dışında formanın hakkını verecek futbolcu da yok. Kasımpaşa yüklenirken yiyor golü ardından "yaşlı ama futbolcu" Donk, beraberliği getiriyor. Kasımpaşa geçici teknik adamıyla arka arkaya 4 galibiyet alırken, futbolun doğrularını yaptı, unutmadan bir "santrfor"u vardı: Umut Bozok.
İkinci yarıda G.Saray'ın futbolunu saha dışıyla tarif etmek çok daha doğru: Hollanda'da yaşayan, orada kulüp yöneticisi ortağı olan; G.Saray yönetimine judo şubesi sorumlusu olarak giren; futboldan anlamadığını, futbol aklının menajer ortağı olduğunu söyleyen ama Guardiola'nın yardımcısıyla başkanın direktifi üzere görüşen ve muhtemelen dün stadyumda olmayan bir yöneticisi var Galatasaray'ın...
Takımın yaş ortalamasını düşürmek, kalite dengesini korumak için seçimden sonra 30 milyon Euro harcamadan Luis Campos'u İstanbul'a çağırabilirdiniz, güzel havada gömlekle izlerdi bir maçı... Avrupa futbolunun en önemli futbol akıllarından biri dün Galatasaray'ı buz gibi havada izlerken bilmediği bir türkü çalıyordu belki de kulaklarında: "Neden geldim İstanbul'a..."
AHMET ÇAKAR: ELMAS VE AVANELERİ KINA YAKSIN
Şimdi herkes müsait bir yerine kına yakabilir... Başta Burak Elmas ve avaneleri sonra da Taksim Meydanı'nda Mehter Takımı'nı izleyen İspanyol turist gibi davranan Torrent efendi... Bir kaç hafta öncesine kadar düşme ihtimali çok yüksek Kasımpaşa ile Galatasaray arasındaki puan farkı şu an sadece 3... Galatasaray ufak ufak düşme potasına yürüyor.
Şurası bir gerçek ki gerek takım gerek bireysel savunmada Türkiye'nin en kötüsü Galatasaray. Yedikleri gollere bakın... İlk golde kornerde ceza sahasında 6 tane Galatasaraylı oyuncu var ama Donk bomboş hiçbir markaj altında kalmadan golü yapıyor. İkinci Kasımpaşa golünde ise Umut, topu aldığında üç metre çapındaki dairede hiçbir Galatasaraylı oyuncu yok. Kaleye sadece 6-7 metre uzakta ve topu düzeltip vurabiliyor. Üçüncü golde de slalom yapar gibi Kasımpaşalı oyuncular destan yazıp golü atıyorlar.
Böyle golleri ancak veteran takımlar yer. Oysa Galatasaray, Halil'in golüyle maça önde başlamıştı. Bir kontratakla ve Ertuğrul'un gereksiz öne çıkışıyla gol gelmişti. Bir de ikinci yarıda Kerem'in direkten dönen topu... İşte Galatasaray takımı bu.
Kenarda Torrent diye bir hoca var. Galatasaray gol atıyor, suni hafif bir sevinme, maç boyu poker face suratıyla hiçbir reaksiyon göstermeyen kifayetsiz işi kafasında ve ruhunda bitirmiş bir adam. İşte Burak Elmas ve yöneticilerinin eseri bu.
Kasımpaşa'yı kutlamak lazım. Kazana kazana düşme potasının üzerine çıktılar. Ve kutlanacak diğer isim de hakem Tugay Kaan Numanoğlu. Türkiye'nin en soğukkanlı, en sakin hakemi. Asla oyuncuyu tahrik etmiyor. Topa ve rakibe yapılan hareketleri mükemmel süzdü. Kusursuza yakın bir maç yönetti.