ZEKİ UZUNDURUKAN - İKİ TAKIMIN DA MAZERETİ VAR!
Derbinin ilk yarısında iki takım da risk almaktan çekindi. Galatasaray; Arda ve Linnes ile iki net pozisyon buldu. Arda'nın kafa şutu etkisizdi ama Linnes'in fişek gibi vuruşunu kaleci Altay köşeden müthiş bir refleksle çıkardı.Yine ilk yarıda Galatasaray'ın kazandığı bir serbest vuruş vardı ki, Falcao çok kötü bir vuruş yaptı. Tam da Emre Kılınç'lık bir yerdi aslında.
Galatasaray adına ilk yarıda Emre Kılınç ve Arda Turan etkisiz kalınca Feghouli ve Belhanda'nın da verimi düştü. Bu yüzden Falcao'yu topla buluşturamadı Galatasaray. Taylan orta sahada adeta tek başına savaştı, hem savunmaya yardım etti, hem de orta sahayı ayakta tutan isim oldu. Fenerbahçe ilk yarıda orta alanı iyi kapattı, çok adamla savaştı, sarı-kırmızılıların pas bağlantılarını kesti. Ama Fenerbahçe de ceza sahasında tehlike hunisinin olduğu bölgede Thiam ve Valencia ile etkisiz kaldı. Erol hoca, maça Samatta ile başlasaydı belki de golü bulabilirdi.
Fenerbahçe savunmasında Lemos etkili kademeleri ile dikkat çekti.İki takım da 2. yarıya tempoyu artırarak başladı. Luyindama, maç boyunca Valencia ve Thiam ile iyi savaştı. Marcao'dan yeteri kadar yardım alamadı. Çoğu pozisyonda Fenerbahçe hücumcuları ile tek kaldı. Ama ayakta kalmayı da başardı. Erol Bulut, soyunma odasında 'İlk yarıda sarı kart gören Luyindama'nın üzerine oynayın' demiş sanki hücumcularına.
Çünkü Thiam, Valencia, Deniz ve Ozan, Luyindama'nın kart görmesi için çok baskı yaptılar Kongo'lu oyuncuya. 55'ten sonra iki takım da orta alanları çok çabuk geçmeye başladı. Gol bulma telaşı, oyun disiplininin önüne geçti. Hafta içi Avrupa maçı oynamanın (6 oyuncu rotasyonuna rağmen) dezavantajını yaşadı 2. yarıda Galatasaray. Çünkü 65'ten sonra yorgunluk baş gösterdi sarı-kırmızılılarda. Altay Bayındır, maç boyunca olağanüstü kurtarışlar yaptı. Erol hoca, Thiam'ın yerine Samatta'yı oyuna alarak hücum bölgesinde bir adım öne geçmek istedi.
Fatih Terim de Fenerbahçe'nin Samatta hamlesine 3 oyuncu değişikliği ile karşılık verdi. Hem de Falcao, Arda ve Feghouli gibi 3 önemli asını çıkararak... Babel ve Diagne, Galatasaray hücumuna bir ivme kazandırdı. Fenerbahçe'nin en iyisi Altay, Galatasaray'ın da en çalışkan ismi riskli işler de yapsa Luyindama idi.
Derbinin hakkı beraberlikti ve öyle de bitti... Sonuçta G.Saray evindeki derbide 2 puan kaybetti. Maç seyircili olsaydı bambaşka bir senaryosu olabilirdi derbinin... Yeni oyunculardan kurulu Fenerbahçe, 4'te 4 yapan Galatasaray'ı durdurmayı başardı...
Maçtan karlı çıkan taraf Fenerbahçe oldu. Hakem Ali Palabıyık ise gösterdiği kartların (12 sarı kart) hepsinde de haklıydı.
REHA KAPSAL - MAZERET
Galatasaray, maç önü düşünüldüğü gibi topa sahip olarak ve ilk devre daha fazla ofansif aksiyon yaptığı rakip yarı alanda pozisyonlar da buldu. Son vuruş becerisi istenilen kalitede olmayınca G.Saray golü de bulamadı. İlk yarı hem topun hem de oyunun kontrolüne hakimdi. F.Bahçe ikinci devre oyuna daha hızlı ve ön alan baskısıyla başladı. Özellikle 60'a kadar pozisyonlar da yarattı. 50 ile 60. dakika arasında özellikle orta sahalar çabuk geçilince iki takım da hızlı hücumlar gerçekleştirdi.
Takım savunmasının dengesiz yakalandığı anlarda hatalar yapıldı. İkinci yarı, F.Bahçe ilk yarıya göre daha iştahlı, hücumu düşünen, takım halinde akıl koyan görüntü ortaya koydu. Deniz'in 78 dakika oyunda kalması doğru değildi. Saha içinde oynanan çizgi oyunu için Deniz çok yetersizdi. Caner ile Gökhan her zamanki gibi iyi oynadı. Thiam'ın kanatta oynayacak kadar dar alan becerisi yok.
Valencia ise tamamlayıcı santrforla oynayabilecek özelliklere sahip. Erol Bulut maç içinde hamleleri daha önce yapmalıydı. Sahaya çok hücum oyuncusu attı ama sahada olan nicelik, niteliğin istenilen seviyede olmasını sağlamadı. Kaleci Altay ve Luyindama sahanın en iyisiydi. Maçın berabere bitmesinin en büyük nedeni sergilenemeyen hücum oyunudur. Bunun zaman zaman istenilen seviyede olmaması, iki takımın da doğru zamanda doğru yerde hücum yapamamaları ve başarılı hücum planlarının olmayışından maç başladığı skorla bitmiş oldu.
Rakip ceza sahasına F.Bahçe'nin daha fazla girmesinin nedeni ise merkez oyunlarından değil Caner ve Gökhan'ın ortalarından dolayıdır. Son bölümde Fatih Terim'in Babel,Diagne, Etebo değişiklikleri de G.Saray'ın aşırı üretkenliğine katkı sağlamadı. Geçtiğimiz maçlarda G.Saray kenardan bu istediği katkıyı almıştı. İki takımın 'mazereti' G.Saray'ın son 15 günde 5. resmi maçını oynaması, F.Bahçe'nin de yeni takım olması.
EMRE BOL - PSİKOLOJİ...
Skordan bağımsız söyleyeyim; Fenerbahçe iyi yolda dostlar. Erol Bulut'un sahaya çıkardığı 11 Galatasaray'ın Fegholi, Belhanda ve Emre Kılınç gibi silahlarını henüz oyunun başında etkisiz hale getiriverdi. Arda'yı saymıyorum bile, zira SSK'dan emekli olmuş, yaş bekliyor! Fatih Terim'in onu oynatarak kazanma çabası başına çok iş açacak. Ne yazık ki Arda'nın gücü ligimiz için yeterli değil. Hakem Ali Palabıyık'ın Sosa'ya gösterdiği ama maçın devamında kimselere gösteremediği sarı kartlar var.
Ben uzun yıllardır maç izliyorum ama atağı kesen hakemi çok az gördüm! Luyindama gibi girdiği her ikili mücadelenin yüzde 80'i kartlık pozisyon olan bir oyuncuyu 90 dakika sahada tutmak en hafif tabirle, "hakem ayıbıdır." Lemos- Tisserrand tandemi ışık veriyor. Uyum sürecini aştıklarında geçilmez olacaklar. Erol hocanın en büyük hatası sahada Fenerbahçe adına pek ne yaptığı belli olmayan Deniz Türüç'ü uzun bir süre oyunda tutmasıydı. Bu takım daha birbirine yeni ısınıyor. Uyum sağlandığında şampiyonluğun en önemli adayı olduğunu gösterecek.
Kaleci Altay Fenerbahçe adına maçın yıldızıydı. Benim saydığım 3-4 tane net pozisyonu çıkardı. Erol Bulut'tan tek isteğimiz var. Burası Fenerbahçe. Sadece takım savunmasıyla değil, hücumunla da etkili olman gerekiyor. Umarım takım oturdukça bunu da göreceğiz. Yeniden kendine güvenen, sahaya ağırlığını koyan Fenerbahçe'yi özledi taraftar. Hem oyunu hem psikolojiyi düzeltmek gerekiyor.
ERMAN TOROĞLU - ADALETLİ SONUÇ
Öncelikle bir şeyin altını çizelim. Evvelki gün Trabzon'daki zemin kötüydü, hadi Karadeniz'e biraz yağmur falan yağdı. Peki dün akşam Türk Telekom Stadı'ndaki zeminin hali ne? Bakmayın siz, kameralar uzaktan çektiği zaman iyi gözüküyor ama yakın çekime girdiği zaman sanki bataklık. Futbolculara tonla para veriyorsunuz sonra çıkıyorsunuz bilardo oynamaya, bilardo masasında değil de mermerin üzerinde oynatıyorsunuz.Sakatlık da olur, kartlar da çok olur bu tip maçlarda. Hakem için çok zor. Futbolcu kayarak mı, istemeyen mi hareket ediyor yoksa kasıtlı mı? İyi futbol iyi sahada oynanır.
Galatasaray daha hazır takım, daha hazır kadro. Fenerbahçe yeni inşa ediliyor. Kağıt üzerinde Galatasaray favori gözüküyor ama maç başlıyor, iki takım arasında da çok büyük fark yok. Hatta Fenerbahçe, Galatasaray'a göre daha bir kontrollü oynuyor. Galatasaray bir türlü istediği hücumu yapamıyor. Niye? Sebebi basit… Fatih Terim, Arda'yı kaptan çıkarmak için ve oynatmak için o kadar süre bekliyor. Oyundan almıyor, aynı cümleleri Belhanda için de söyleyebilirim. Yani Galatasaray 9 kişi oynuyor.
Orta sahada Taylan Antalyalı'nın neredeyse canı çıktı. Ama çocuk isyan etmiyor, genç. Fatih Terim'in maçın ikinci yarısına değişiklikle başlaması lazımdı eğer bu maçı kazanmak istiyorsa. Ama değişikiliğe bakın kaçıncı dakikada yaptı. Tam 70'te yaptı. Dakika 70'ti, bir yerde iş de bitmişti. Fenerbahçe bu kadar oyunuyla Türk Telekom Stadı'ndan 1 puanla çıktı. Sarı-lacivertliler, doğru oynadılar iyi şeyler de yaptılar. Daha iyisini de yaparlar mıydı? Yüzde 100 yapacaklardır Fenerbahçe ceza alanına daha fazla girdi gözüktü ama Galatasaray kalecisi, yere yatmadan maçı bitirdi.
Dün gecenin kaybedeni Galatasaray, kazançlısı Fenerbahçe'dir. Bunda da Fatih Terim'in payı büyüktür. Seyirci de olmayınca maç tatsız tuzsuz oynanıyor zaten. Futbolcular da birbirlerine fazla kasıtlı hareketler yapamıyorlar, yapmıyorlar. Çok sarı kart oldu. Zaten sarı kartların adedine baktığımızda Galatasaray takımında yük bazı futbolculara fazla bindiği için onlar sarı kartı fazla gördüler. Futbol olarak fazla bir şey yoktu. Heyecan biraz vardı. Kalite ise yoktu. Maçın sonucu da bence adaletli oldu.
SERKAN KORKMAZ - YAVAN
Herkesin merakla beklediği maçın ilk yarısı kelimenin tam anlamıyla "yavan" (tatsıztuzsuz) geçti. Top ağırlıklı olarak Galatasaray'daydı ama "neyi, neden yaptığını bilen" tarafsa Fenerbahçe'ydi. Yine de Arda'nın kafası, Linnes'in ayak içi ile gole rakibine göre daha çok yaklaşan bir Galatasaray izledik. Sarı kırmızılıların orta sahasında Etebo, sol açıkta ise Babel maça 11'de başlasalar çok farklı bir ilk yarı senaryosu izlenebilirdi.
Rakibinin ilk dört resmi maçını izlemiş olan bir Gökhan Gönül muhtemelen Babel yerine Arda ile oynamayı tercih etmiştir zannımca. Arda, son derece iyi niyetli oynuyor olsa da bence Babel seviyesinde değil. Ama galiba bu ülkede böyle düşünen tek futbol yorumcusu benim. Fenerbahçe orta sahasının üstünlüğü ikinci yarıda artarak devam ederken Terim'in ilk değişikliği merakla beklenir olmuştu. Keza maç Fenerbahçelilerle Galatasaray stoperleri arasında geçmeye başlamıştı. O dakikalarda birkaç fırsatı Feghouli ile harcayan ev sahibinde Arda, sarı kart görünce Babel değişikliği için bir fırsat doğdu. Enteresandır ki ilk oyuncu değişikliğini kullanan Samatta'yı sahaya süren Erol Hoca oldu.
Hemen sonra Diagne'nin, Etobo ve Babel'le birlikte oyuna girişleri Terim'in geç de olsa denediği bir silkinme arayışıydı. Terim, Babel-Diagne ve Arda-Falcao şeklinde iki farklı ikili kullanıyor ama bence ideal olan; Babel-Falcao. "Yavan" başlayan maç, "yavan" devam etti ve iki kulüp teknik heyetleriyle yönetimlerinin gönlüne göre de bitti. Hakem Palabıyık'ın yüze müdahalelere gösterdiği tolerans çok dikkat çekiciydi. O pozisyonlarda bence hatalı şekilde kartına davranmayarak değişik bir standart sergileyen hakem, sarı kart kullandığı pozisyonların genelinde aynı standardı sergileyemedi. (Fotomaç)