Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönemin Başbakanı Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam kararının alındığı Yassıada'da yapımı devam eden kongre ve sergi alanlarını gezerek bilgi aldı. Erdoğan daha sonra gazetecilerle bir söyleşi gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ziyaretinde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Çiğdem Karaaslan ve Mahir Ünal, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Ömer Çelik, MESA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Boysanoğlu, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, AK Parti Ankara Milletvekili Mücahit Arslan ile bazı gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri eşlik etti.
Yeniden düzenlenen ada 103 bin 750 metrekarelik alana sahip bulunuyor. Adanın yüzde 60'ı peyzaj alanı olarak ayrılırken, yüzde 20'sinde doğal nitelik korundu.
Bina oturum alanının 3 katı kadar yeşil alan ve toplam inşaat alanı 63 bin 361 metrekare olarak planlanan adada, 123 odalı 320 yataklı ada oteli ve bungalovlar, 500 kişilik kongre salonu, 752 metrekare 600 kişilik cami, 616 metrekare Demokrasi Şehitleri Anıtı ve Meydanı, arıtma tesisi, açık hava müzesi, demokrasi parkı ve sergileme alanları ile kafeterya ve restoranlar yer alıyor.
Adaya 39 bin 191 yeni bitki dikileceği de belirtilirken, çim alanı olarak da 25 bin 855 metrekare belirlendi.
İnşaatın büyük ölçüde tamamlandığı kaydedilen adanın sahil kesiminde bazı bölümlerde işçilerin çalışmaları sürüyor.
Yassıada'nın 14 Mayıs 2015'te gerçekleştirilen temel atma töreninin ardından çalışmalar hızlı bir şekilde başlamıştı.
Yeni planlamayla adadaki yapılar şöyle: "Spor Salonu - 27 Mayıs Müzesi, Adnan Menderes Kongre Merkezi, Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi, Demokrasi ve Karşılama Meydanları, Şeref Salonu, Tarihi Bizans Sarnıcı, Şato Yapısı, İskele Kafe Yapısı, İskele İdare ve Kriz Yönetim Yapısı, VIP Karşılama Yapısı, Seyir Terasları ve Elektrik Merkezi, Ada Oteli Yapısı, Bungalovlar, Helikopter Pisti, Cami, Demokrasi ve Şehitler Anıtı ve Meydanı, Ada Restoran ve Personel Yatakhanesi, Subay Gazinosu, Arıtma Tesisi, Yönetim Binası, Açık Hava Müzesi, Demokrasi Parkı."
Yassıada 4. yüzyıldan itibaren sürgün yeri olarak kullanılırken, zaman içinde üzerine kilise ve bir manastır inşa edildi.
Birkaç sahip değiştiren ada 1947 yılında Deniz Kuvvetleri tarafından satın alındı. 1952 yılında eğitim hizmetlerine açıldı.
1993 yılında İstanbul Su ürünleri Fakültesi enstitüsünü adaya taşıdı. Fakülte, adayı 1995 yılında terk etti.
O tarihten inşaat başlayana kadar Yassıada terk edilmiş olarak bulunuyordu.
Erdoğan Yassıada'da yaptığı konuşmada, "Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak 14 Aralık 2015 de adını koyduğumuz bu adanın yıl sonu itibariyle açılışını yapacağız. Sivriada'da amfi tiyatro yapabilirsek burası süper bir şey olur. Sivriada'yı da cazibe merkezi haline getirebileceğimize inanıyorum. Kimse bu ülkede darbe yapamaz. Bütün mesele bizim güç kazanmamızdır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri ve gazetecilerle söyleşi yaptıktan sonra, soruları yanıtladı.
Kütüphane çalışmasının ayrıca düşünülebileceğini, öncelikli olarak müzeyle ilgili objelerin toplanmasını istediklerini ifade eden Erdoğan, objelerle beraber kütüphane konusunda çalışılabileceğini, uygun bir bölüme proje içinde kütüphane konulabileceğini söyledi.
Kütüphanenin "Demokrasi ve Özgürlükler Adası"nın tarihini bugüne taşıyacak güçlü bir kaynak, arşiv oluşturacak şekilde yapılabileceğini dile getiren Erdoğan, "Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde 5 milyon ciltlik kütüphaneyi şu an bitirmek üzereyiz. Bir de İstanbul'da Rami Kışlası'nı Ankara'dan daha güçlü bir kütüphane haline getiriyoruz. Bu, 6 milyon ciltlik bir kütüphane olacak, dijital ortamda bu kitaplar sergilenecek. İnşallah bu adımları atmanın yanında Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na da kendisini tanımlayan bir kütüphaneyi kazandırmış oluruz." diye konuştu.
Erdoğan, işletmesiyle ilgili bir netlik olup olmadığı, İstanbul'dan her gün ziyaretçi gelip gelemeyeceği, otellerin her zaman açık olup olmayacağına yönelik soru üzerine de, işletmeyle ilgili oluşumun tamamlandığını söyledi.
Ofisin devrede olduğunu, otel vesaire bütün teknik kadroların kurulacağını, işletmeyi de TOBB'un yapacağını ifade eden Erdoğan, "Devlet ticaretle uğraşmaz. Belli toplantılarda bu oteller kullanılırsa burası yürümez, iflas eder. Denizin aşırı tehdidi olduğu zamanlarda belki gidiş gelişlerde sıkıntılar yaşanabilir. Gidiş geliş noktasında daha iskeleler bitmedi. Deniz otobüsü, İDO gibi deniz araçlarıyla inşallah gidiş gelişler olacak. Aslında adaya karadaki yaklaşımlar Ataköy'den 16 kilometre, Kadıköy'den 13 kilometre, Suadiye'den 14 kilometre, Heybeli 5,5 kilometre, Büyükada yaklaşık 10 kilometre, Pendik 14 kilometre civarında. Araç noktasında İDO'nun, şehir hatları, deniz otobüsleri sürekli servis yapabilecekler. Belki o konuda kendi servisleri olacak." ifadelerini kullandı.
"Sizde siyasi hayatınız boyunca birçok badire atlattınız. Bu adayı dolanırken neler hissettiniz? 'Türkiye'de darbeler dönemi artık kapanmıştır' diyebilir miyiz?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu anda bu işareti onun için vermek istedik. Artık bu ülkede darbeler devri kapanmıştır. Burada aslında bunu yapmakla, 'Bakın sizin darbe yaptığınız yeri biz güllük gülistanlık hale getirdik. Siz darbeciydiniz, biz burayı pırıl pırıl hale getirdik...' Bu bir farkın aynı zamanda ortaya konmasıdır.
Demokrasi Feneri olarak adını koymamızın hepsi bir anlam ifade ediyor. Temennimiz bu, artık konuşmaktan öte bu tür şeyleri bir daha insanlar yaşamaz. Bunların hala heveslileri var mıdır? Vardır. İçeriden veya dışarıdan. Dünyanın değişik, her tarafında bu tür hevesler ne yazık ki bitmiyor. Güçlendikçe kimse bu ülkede darbe yapamaz. Bütün mesele bizim güç kazanmamızdır. Hala birileri Türkiye içinde bakıyorsun ekonomi, bir şeyler hala konuşuyorlar. Hala bir şeyler yapmanın gayreti içerisindeler ama bunlara inşallah bu fırsatı vermeyeceğiz.
23 Haziran'da (İstanbul) Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi var. İlgili ilgisiz, bakın kimler bu işle ilgileniyor. Türkiye seçime giderken hala burayı nasıl karıştıracaklar, bunun hesabı içerisindeler. Kendilerine göre, belediye seçimine giderken merkezi yönetimin ekonomik noktadaki performansını belediyeden almak gibi bir gayretleri var. Belediye başkanının böyle bir görevi yok, o merkezi yönetimin görevi. Size ne? İşi bu tarafa doğru kanalize etmenin gayreti içerisindeler."