SETA Dış Politika Araştırmacılarından Can Acun, 33 askerimizin İdlib'de hain saldırı sonucunda şehit edilmesinin ardından yaşanan gelişmeleri Sabah.com.tr'ye değerlendirdi.
Acun, "Rusya, Türkiye gibi bir ülke ile müttefik olmanın değerinin farkına varamadı, miyop bir şekilde İdlib'e odaklandı ve maksimalist taleplerle attığı adımlarla son yıllarda var edilmiş Türk-Rus ilişkilerini ve ortak çıkarları büyük bir tehlikeye attı. Türkiye'yi hedef almanın maliyeti ile yüzleşecektir.
İşte Can Acun'un Sabah.com.tr'ye özel yaptığı açıklamalar:
1-Türkiye neden İdlip'te?
Muhalifler adına son kale konumunda olan İdlib, Rejim ve müttefiklerinin ülke sathındaki saldırılarından ötürü tüm siviller için bir sığınak oldu. Yaklaşık 4 milyon insanın yaşadığı bölgede büyük bir insani kriz yaşanmaması, siyasal çözüm sürecinin devam edebilmesi ve Türkiye'nin ulusal çıkarları adına İdlib'teyiz. Buranın ele geçirilerek, muhaliflerin tamamen topraksızlaştırılması demek, siyasal çözüm umutlarının sonu, istikrarsız bir Suriye ve milyonlarca yeni mülteci demek...
2-Saldırıyı Esed rejimi mi gerçekleştirdi Rusya mı?
Saldırıyı her ne kadar rejim unsurları gerçekleştirmiş gözükse de Rusya'dan bağımsız bir şekilde yapılmış olması mümkün değil. İdlib'de Rusya ve rejim ordusu tamamen koordineli bir şekilde hareket etmekte. Ayrıca rejim hava kuvvetlerinin şuanda böyle bir saldırıyı doğrudan yapabilecek kapasite ve yeterliliği olmadığını biliyoruz.
3-Rusya'da gelen ilk açıklamada "Türk askerlerine biz saldırı düzenlemedik" denildi. Bu açıklama ne anlama geliyor?
Rusya, Türkiye'ye yönelik eylemlerini hep rejim üzerinden gerçekleştirerek doğrudan bir eskalasyondan ziyade dolaylı bir şekilde süreci yönetmeye çalıştı. Bu şekilde Türkiye'ye geri adım attırabileceğini düşündü. Ancak İdlib'deki Türk şehitlerinden yüzde yüz Rusya da sorumludur.
4-Son saldırı Türkiye/Rusya ilişkilerini nasıl etkileyecek?
Rusya, Türkiye gibi bir ülke müttefik olmanın değerinin farkına varamadı, miyop bir şekilde İdlib'e odaklandı ve maksimalist taleplerle attığı adımlarla son yıllarda var edilmiş Türk-Rus ilişkilerini ve ortak çıkarları büyük bir tehlikeye attı. Türkiye'yi hedef almanın maliyeti ile yüzleşecektir.
5-Bu saldırı sonrası 4. Ve 5. Madde gündeme geldi. NATO nasıl bir tutum takınacak?
Türkiye, NATO'nun ABD'den sonra en önemli aktörü olarak ulusal güvenliği açısından bu kurumdan önemli beklentileri var. NATO bu bağlamda önemli bir üyesini yalnız bırakmaz, aksi halde varlığı sorgulanacaktır.
6-Türkiye mülteciler için sınır kapılarını açtı.Bu hamleyi nasıl yorumluyorsunuz?
Çok daha önceden atılması gereken bir hamle. Suriye ve İdlib dünyanın ortak meselesi, sadece Türkiye'nin sırtına yüklenemezdi, şimdi buradaki insani krizin sonuçlarıyla Batı dünyası da yüzleşecek, Türkiye'yi yalnız bırakmanın bedelini görecekler.
7-AB ve ABD'den gelen ilk açıklamaları nasıl okumak gerekir?
AB ile mülteci meselesi üzerinden ABD ile ise askeri ve siyasi bağlamda İdlib'de ortak çıkarlar söz konusu. ABD de İdlib'de Rusya ve İran'ın rejim eliyle bir zafer ilan etmesini arzu etmiyor. Türkiye'ye ciddi bir siyasal destek verdiklerini görüyoruz. Ancak ABD Suriye bağlamındaki dengeyi korumak istiyorsa somut asker adımlar atmak durumunda . Sadece retorikle bu süreç yönetilemez.
9-Suriye'de kalıcı bir çözümden giderek uzaklaşıyor muyuz?
Astana süreci savaşın bir çözüm olmadığı üzerine inşa edilmişti ancak Rusya ve İran'nı yeninden askeri bir çözüm arayışına girdikleri görülüyor, Türkiye buna izin vermeyecek. Muhataplarını barışa zorlamak adına askeri çözümün maliyetini yükselterek yanıt veriyoruz.