Bizdeki adıyla Uzay Yolu yani Star Trek 50 yıllık bir külliyat. Birkaç neslin gökyüzüne bakıp hayal kurmasını saglayan, kasiflik duygusunun içimizde kök salmasına neden olan bir külliyat hem de. Açıkçası yüzlerce gezegenin, ırkın cirit attıgı Star Trek dünyasına vakıf olmak hiç kolay degil. Eger Trekkie (her seyi bilen Star Trek hayranları) degilseniz tabii. Alfa Yayınları'ndan çıkan Uzay Yolu Kitabı size Trekkie olma sansı tanıyor aslında. Star Trek ile ilgili her türlü bilgi ve belgeyi derli toplu bir sekilde ortaya koyuyor. Paul Ruditis'in öncülügünde yazılan kitap sizi koca bir galaksinin içine sokuyor, Uzay Yolu'nun dizilerini, filmlerini, efsanevi karakterlerini, ırklarını, teknolojiyle iliskisini, popüler kültüre olan etkisini tane tane anlatıyor. Ama kitabın yaptıgı bir sey daha var o da Uzay Yolu'nun temel felsefesini de anlatması. Kitap "Aslında insanlıgın savasçı, içe kapalı kabile üyelerinden evrenin birlesik yurttasları olma yönündeki öyküsü" cümlesiyle açılıyor. Ki bu cümle aslında birçok seyi özetliyor. Tabii günümüz dünyasındaki savas halini, çıkar çatısmalarını düsününce, insanlıgın evrenin birlesik yurttası olma hayali size çok uzak gelebilir. Ama iste çok degil 40-50 yıl önce insanlar bu hayali kurabiliyordu. Bu tür hayaller de Uzay Yolu'nun ortaya çıkmasına neden oldu. Zaten Uzay Yolu'nun yaratıcısı yazar ve senarist Gene Roddenberry de "Uzay Yolu, insanların gelismeye devam edecegine inanır" diyerek hani o 50 yıllık külliyatın odagındaki, bugünün dünyasında maalesef pek de yeri olamayan iyimserligini anlatır. Aslında bu iyimserlik ve hayal de Uzay Yolu'nun yıllar içerisinde milyonlarca insan tarafından sevilmesinin sebebidir. Uzay Yolu'ndan sonra önümüze getirilen pek çok benzer bilimkurgu hikayelerinde bu iyimserligi bulmak zordur. Genel olarak iyilerle kötülerin mücadelesine sahne olan benzer bilimkurgular daha savasçıldır, iktidar mücadelesi daha sert yasanır. Farklı olana Uzay Yolu kadar sempatiyle bakılmaz. Oysa Neil deGrasse Tyson'ın da belirttigi gibi "Yıldız Gemisi Atılgan'ın hiçbir rotası yoktur. Uzaydadır ve birçok yeri ziyaret eder. Uzay, A noktasından B noktasına ulasmak için izlenecek bir yol olmaktan çıkar; kesfedilmeyi bekleyen sınırsız bir hudut bölgesine dönüsür." Her macera bir kesiftir. Atılgan mürettebatı yeni uygarlıklar kesfetmenin pesindedir. Karsılastıkları yeni uygarlıklara hep dostluk eli uzatırlar. Bilgi edinmek isterler... Lakin kesfin bütün risklerini de üstlenirler. Kimi zaman savasçıl ırklarla karsılasırlar ama barısçıl tavırlarından vazgeçmeden onlarla mücadele etmeyi de bilirler. NASA'da çalısan birçok insanın uzayla kurdugu ilk iliskisinin Uzay Yolu oldugu söylenir. Bu ne kadar dogru bilinmez. Ama Uzay Yolu teknolojik anlamda pek çok yenilige de bizi ısındırmıstır. Mesela cep telefonlarına, bilgisayarlara bu kadar asina olmamızın sebebi arasında bu popüler kültür külliyatının etkisi büyüktür.
726 BÖLÜMLÜK VE 13 FİLMLİK BİR EVREN
Uzay Yolu 'nun her şeyine vakıf olmanın zorluğu özellikle farklı oyuncularla çekilen dizilerin çokluğu. Bugüne kadar 726 bölüm çekildi. Sonra toplam 10 filmden oluşan bir seri ile sinema macerası başladı. Aslında her film de bir dizinin bölümü gibiydi. Yıllar sonra, 2009'da Star Trek'e sinemacılar tekrar el attı. Üç film de bu macerada çekildi. Yani toplamda 726 bölüm ve 13 filmlik bir külliyattan bahsediyoruz.