İngiliz yazar Graham Greene (d:1904- ö:3 Nisan 1991) tarafından kaleme alınan Havana'daki Adamımız, Küba'nın başkentinde yaşayan 'bir adama' ya da daha doğru bir deyişle 'birilerinin ajanına' dair bir roman. Okurken kahkaha atmanıza neden olacak, samimi ancak akla kazıdığı mesajları ile de etkisi uzun süre devam eden bir modern zaman klasiği.
Romanla ilgili olarak kabaca belki şöyle bir sinopsis yazılabilir. Uzun süredir Havana'da ikamet eden elektrik süpürgesi satıcısı İngiliz tüccar Bay Wormold, fazladan 3-5 kuruş kazanmak için bir dizi hikâye uydurur ve kendini bir anda Küba'yı çevreleyen istihbarat teşkilatlarının arasında bulur...
DEVRİME ÜÇ AY KALA...
Türkçemize Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından Nilgün Miler çevirisiyle kazandırılan Havana'daki Adamımız tam olarak 6 Ekim 1958 günü yayımlandı. Bu tarih önemli. Çünkü romanın yayımlandığı günden 84 gün sonra 1 Ocak 1959'da Fidel Castro ve beraberindeki güçler Havana'yı kuşattı ve Batista rejimini resmen sona erdirdi. Havana'daki Adamımız yayımlandığı tarih itibariyle bir tanıklığı da içinde barındırıyor. Graham Greene'in kaleminde can bulan Bay Wormold ve ona eşlik eden tüm karakterler Küba devriminin hemen öncesinde yaşanan tüm siyasal çalkantıların en yakın tanığı olarak göze çarpıyor. Roman bir yandan devrim arifesindeki ülkeye dair çarpıcı portreler çizerken bir yandan da okura Karayip Denizi'nin güzelliklerini ve o güzelliğin içindeki sefaleti vadediyor. Uçtan uca ateş almış Havana'nın sıradan insanları, bugün hala meşhur barları, gece hayatı, hayat kadınları, gecekonduları, devrim umuduyla heyecanlanan komünistleri ve dahasında kentin neredeyse her yerinden duyulan espiyonajları sayfalar arasında tüm çıplaklığıyla dolaşıyor. Havana'daki Adamımız ne çok uzun ne çok kısa bir roman. 263 sayfa. Ancak hem bir gazeteci hem de bir yazar olan Graham Greene'in alamet-i fârikası olsa gerek dili ve yapısı itibariyle bir çırpıda okunabilecek denli sade.
SİNEMATOGRAFİK BİR ESER!
Kabaca bir anlatımla romanın; kısımlardan, kısımlar içindeki bölümlerden, bölümlerin de alt bölümlerden oluştuğunu söylemeliyiz. Tüm bu kısım, bölüm ve bölüm alt ayrımları belli aralıklarla sanki birer nefes alma molası verir gibi 'Londra'da Kısa Bir Ara' adlı özel başlıklara ayrılıyor. Yazarın, okumayı hızlandıran ve okuma disiplini sağlayan bu yöntemi okuyanı sayfaları çevirdikçe daha da içine çektiği mutlak bir gerçek.
Romanın sanki bir senaryo formatında yazılmış olması da cabası. Nitekim İngiliz yapımcı ve yönetmen Carol Reed romandaki bu özelliği çok erken fark etmiş ve Havana'daki Adamımız eserini yayımlandığı sene Our Man in Havana ismiyle beyaz perdeye taşımış. "Öldürücü derecede komik bir hikâye. Muhteşem oyuncular. Harikulade bir yapım" sloganıyla gayet geniş bir izleyici kitlesine ulaşan filmin başrolünü Star Wars serisindeki efsanevi karakter Obi-Wan Kenobi rolüyle hafızalarımıza kazınan ünlü aktör Sir Alec Guinness'in (d:1914-ö:2000) oynadığını da yine bir dip not olarak ekleyelim
Akıllı insanlar sarsın etrafınızı / Siz, eski aile dostları / Dünya yuvarlak diyorlar / Deliliğim kızdırıyor onları / Portakalın çekirdeği varmış / Elmanın da sert kabuğu...
Nereden mi çıktı bu dizeler? Satır aralarında dolanıp durduğumuz romandan, son sayfadan. Ne anlama geliyor derseniz eğer, o da sürpriz!
MURAT GENER