Ülkelerin çeşitli nedenlerle başlattıkları savaşlar, sadece bir toprak kavgası değil binlerce insanın hayatına mâl olan bir olay. Savaşlar kimi zaman can kayıplarına kimi zaman da akıl sağlığının kaybedilmesine neden olur. Leonid Andreyev'in 1905 yılında kaleme aldığı Kızıl Kahkaha, savaşın insan ruhunda açtığı derin yaraları ve akıl sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Rus-Japon Savaşı'nın ardından yazılan eser, savaşın sadece fiziksel değil, psikolojik tahribatını da anlatıyor. Türkiye iş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan kitap bugünkü Çin'in kuzeydoğu bölgesi ve Rusya'nın Primorski bölgesini kapsayan tarihi bölge Mançurya'daki çatışmalarda görev alan bir Rus subayının tuttuğu günlükle başlar. Subay, savaşta yaşadığı dehşeti "Kızıl Kahkaha" olarak tanımlar. Subaya göre bu kahkaha, savaşın delilikle eşdeğer hale geldiği anları simgeler. Subayın savaşa katılmayan kardeşi günlüğü tamamlarken, kitapta onun da savaşın dolaylı etkileriyle akıl sağlığını yitirdiği görülüyor. Savaşın dehşeti, sadece cephede olanları değil, geride kalanları da derinden etkiler. Andreyev, savaşın birey üzerindeki yıkımını sadece fiziksel yaralanmalarla değil, zihinsel çöküşlerle de betimlemiş, savaşın insan ruhunda açtığı yaraları, delilikle örülmüş bir anlatımla sunmuştur. Savaşın anlamsızlığı ve yarattığı travmalar, bireyleri deliliğin eşiğine sürükler. Eserdeki karakterler, savaşın getirdiği korku ve delilik arasında sıkışıp kalır. Andreyev'in bu eseri, savaşın sadece cephede değil, toplumun her kesiminde yarattığı yıkımı gözler önüne sererken, savaşın anlamsızlığı ve birey üzerindeki yıkıcı etkileri, eserin ana temasını oluşturuyor. Yazarın kitapta yer verdiği savaşın doğrudan ve dolaylı yoldan etkileriyle deliliğe neden olmasının, bazı bireylerde savaşın yol açtığı yoğun stresin sebep olduğunu söyleyebiliriz. İnsanlar bu yoğun stres nedeniyle gerçeklik algısını kaybedebilir. Savaş ortamındaki askerler ve siviller kabuslarla geçmişe dönüşler yaşayabilir, sürekli hayatta kalma mücadelesi ve ölüm korkusuyla kendi içlerinde savaş halindedirler. Bu durum birçok kişide stres bozukluğuna neden olur. Bazı askerler halüsinasyonlar, paranoya ve ağır depresyon belirtisi gösterir. Andreyev de bu durumu Kızıl Kahkaha'da olduğu gibi delilik ve kahkaha metaforlarıyla anlatır.
SAVAŞ VE ANDREYEV
1871 Rusya doğumlu Andreyev, hukuk eğitimi aldıktan sonra gazetecilikle ilgilenmeye başladı ve edebi kariyerine kısa öykülerle adım attı. Anton Çehov'un teşvikiyle 1900'lü yıllarda ün kazandı. Eserleri, döneminin sosyal çalkantılarını, bireyin içsel çatışmalarını ve özellikle delilik temasını işler. 1904-1905 Rus-Japon Savaşı, Andreyev'in dünyasında derin izler bıraktı. Kızıl Kahkaha adlı kısa romanını bu savaşın ardından yazdı. Andreyev, hem devrimci fikirleri hem de insan haklarına verdiği önemle, dönemin politik atmosferine duyarlı bir yazardı. Bu süreçte savaşın değil özgürlük mücadelesinin yanında durdu ve şiddet yoluyla sağlanacak bir çözüme karşı çıktı. 1. Dünya Savaşı'nı ve ardından 1917 Bolşevik Devrimi'ni büyük bir endişeyle takip eden yazar, Devrim sonrası Rusya'dan kaçarak Finlandiya'ya yerleşti. Orada sürgün hayatı yaşayan Andreyev 1919'da hayatını kaybetti.
CEYDA CENGİZ DÜŞKÜN