Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

İnsanlık 10 bin yıldır yoğuruyor

Seramik üretimi çok yönlü bir etkinlik. Zanaat tarafıyla ihtiyaçlarımızı karşılarken, duygularımızı somutlaştıran bir sanat olarak estetik dünyamıza da hitap ediyor

Bir vakitler seramik sanatını önemsemezdim, "Duvara pano yapmaktan başka ne işe yarıyor" derdim. Derken bu anlayışım kökten değişti... Berlin Hackescher Markt civarındaki bir sokakta yürürken, bir vitrinin önünden geçtik... Sonra durduk. Bu vitrinde tuhaf şeyler vardı. Geri geldik, bir daha baktık: Vitrindeki objeler, gayet demode, 1900'lerden kalma duvar tabakları, çocuk ve at biblolarıydı.
Ancak ilk bakışta öyleydi. Yaklaştığınızda bambaşka bir dünya ile karşılaşıyordunuz. Karanlık, kötücül, korkutucu bir dünya: Kurukafalar, kanlı dudaklar, Adams Family filminden fırlamış marazi cüceler...
Daha sonra aradım taradım internette buldum: Seramik sanatçısı Hinrich Kroeger'in atölyesi ve sergi salonuydu... Kroeger, 1920'lerin ekspresyonist ressamı Otto Dix'i hatırlatan çalışmalarıyla bilinçaltının abukluklarını yoğuruyordu. Belli ki seramikte benim bilmediğim bambaşka galaksiler vardı.
?Füreya Koral'ın (1910-1997) kapsamlı sergisi seramiğe olan merakımı kamçıladı. Bu da karşıma, İBB Kültür A.Ş. ile Türk Kültürüne Hizmet Vakfı'nın ortak çalışması olan, Türk Sanatları: Seramik kitabını çıkardı.
TKHV Başkan Vekili Fatma Yücel Ayık'ın yayına hazırladığı Seramik, büyük boy (23x33cm) bir kitap (255 sayfa). Baştan sona okuduğunuzda, seramiğin ne kadar kapsamlı bir faaliyet olduğunu anlıyorsunuz.
Seramik, tarihiyle de fevkalade önemli üretim. Bir kere çok eski. Cilalı Taş Devrine (kabaca 8-10 bin yıl öncesi) kadar uzanıyor. İnsanlar tarımı icat edip yerleşik düzene geçerken, topraktan kap kacak yapmaya da başlıyor.
Arkeolojik Çalışmalarda Seramik Değerlendirme Yöntemleri (Tuba Ökse) başlıklı bir kitabın yazılmış olması boşuna değil. Kadim kültürleri anlamakta çok önemli ipuçları sunuyor seramik.
Gıcır kağıda basılmış ağır kitaplarda, genellikle görsellik baskındır, bilgi miktarı ise düşüktür. Bu kitap farklı! Fatma Yücel Ayık muazzam miktarda bilgi yüklemiş.
Hititler... Romalılar... Selçuklular... İznik, Kütahya, Çanakkale ve İstanbul'daki atölyeleriyle Osmanlı... Günümüz Türkiyesi'ndeki seramik merkezleri (örneğin Karacasu/Aydın) ve dünden bugüne sanatçılarımız: İsmail Hakkı Oygar'ın ilk seramik sergisini 1928'de Paris'te açması... Bauhaus'un izinden giden Hakkı İzzet, Art Deco'dan etkilenen Vedat Ar... 1960'ta Türk Seramik Sanatçıları Derneği'nin kurulması... Kasabadan çıkan büyük usta Hamdi Kirişçi (d.1936)...
Ve tabii çamurundan tornasına, bezemesinden fırınlama tarzlarına, seramiğin bin bir ayrıntı barından üretimi...
Picasso, Chagall, Miro gibi 20'nci yüzyılın büyük sanatçıları, üç boyutlu bir ifade olanağı veren seramiği önemsemişti. Günümüzde Ai Weiwei gibi çağdaş sanatçılar da aynı yoldan ilerliyor. (Çinli sanatçının porselenlerini, 11 Mart'a kadar Sakıp Sabancı Müzesi'nde görebilirsiniz.) Seramik bugün sadece ustaların ve sanatçıların uğraşısı değil. Her kuşağın ilgi alanına girmiş durumda seramik. Gerçekten sevindirici.
Not 1: Yukarıdaki satırlar yazılırken, Ayık'ın, "Anadolu'yu durmaksızın incelemek ve vardığı sonuçları eserlerine taşımak, en büyük tutkusuydu" diye anlattığı, 1927 doğumlu Prof. Sadi Diren'in vefat haberi geldi. Marjinal malumat: Hoca, uzun yıllar, Göksu'da, Hasan Usta'nın atölyesinde çalışmış. Ama çömlekçi çarkının verdiği simetri, eserlerinde görülmezmiş.
Not 2: İBB Kültür A.Ş.'nin Türk Sanatları serisinden bir de, arkeolog ve mozaik sanatçısı Aysel Ergül'ün Mozaik kitabı var. Önümüzdeki sayıda ona değinelim mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA