Covid-19 salgını herkesi psikolojik ve ekonomik olarak etkiledi. Siz nasılsınız?
Ruhen hiç etkilenmedim. Tedbirlerimi aldım ve evimde oturdum. Şanslıyım çünkü bahçeli bir evde oturuyorum. Kitap okudum, televizyon seyrettim... Normalde mayısta Bodrum'a gidecektim ama iki ay evvelden gelmiş oldum.
Yıllarca oradan oraya koşturdunuz. Bu süreç size terapi ve dinlenme fırsatı olmuştur.
Ben çok çalışırım. Sinema, tiyatro, televizyon, şirketlere eğitmenlik, öğretmenlik derken birden çok iş yaparım. Bu açıdan iyi oldu, biraz kafamı dinledim. Anılarımı anlatan bir kitap yazıyordum, ona daha çok vakit ayırma fırsatı buldum.
Sizdeki anılar da bir kitaba sığmaz hani... Merak uyandıran bir hayatınız var.
Sığmazsa ikinci cildi yazarım. Epey renkli bir hayatım oldu ve artık anılarımı yazma vakti gelmişti. Farklı toplumsal kesimlerden insanlarla dostluğum var. Heyecan verici bir kitap oluyor. Eylül sonunda çıkacak.

Bu kadar çok çalışmak size iyi geliyor mu?
Hiç şikayetçi değilim. Çalışırken eğleniyorum. Ben öyle bir durumdayım ki kimse bana sevmediğim bir işi yaptıramaz. Hayattaki her şansı kendim yarattım. İnsan önce kendisine yatırım yapmalı, her gün kendini aşmaya uğraşmalı. Hayat o zaman heyecan verici hale gelir.
Tiyatro en büyük heyecanınız, değil mi?
Elbette. Karantina sürecinde doğal olarak tiyatrolara da ara verilmişti ama artık açılacak. Temmuzda her şey eskisi gibi olacak gibi görünüyor. Kış gelene kadar oyunlarımızı açık hava tiyatrolarında oynayacağız.
Sizce karantinadan sonra tiyatroya eski ilgi olur mu?
Olur tabii. 600-1000 kişi kapasiteli salonlar tıklım tıklım oluyor. İşini düzgün yapan herkesin işi tıkırında. İşini becermeyen yeteneksizler, kendi krizlerini meslek krizi gibi gösteriyor. İyi tiyatroların hepsi doluyor ve dolacak. Kaynak: Posta / Alev Gürsoy Cimin