- Afrika hikâyesi nasıl çıktı peki?
- 97'de tanıştım son eşimle. Güney Afrika'da yaşıyordu, peşinden gittim...
- Nasıl göze aldınız bunu?
- Bir ömrün var Şirin, bir maceran var... Çok sevdim ülkeyi, 'Dinlenebilirim burada,' dedim... Alternatif bir hayat arıyordum, 'hayatını yaşamadın Yüksel' diye düşünüp duruyordum...
- Bu adamı tanıyınca da gittiniz?
- Adam cuk oturdu o devrede... 97'de İstanbul'da tanıştık, 97 sonunda onunla Afrika'ya gittim. 2000 yılında evlendik. 26 kediyle gittim oraya yerleştim!
- Nasıl götürdünüz o 26 kediyi?
- Kargoyla. Hayvan giriş çıkışı da yasaktı, bir sürü problem oldu, halettik. Kutularına koydum, dinlendirici haplarını verdim, bir lokma da yemek verdim, uçağa yerleştirdim. Gece bindik, dokuz buçuk saat sonra, sabah ordaydık.
- Mutlu oldunuz mu peki?
- Olsaydım boşanır mıydım? 50 yaşında evlilik yapan bir kadın işte!
- Ne arıyordunuz da bulamadınız?
- Bir şey aramıyordum. O saatte hayatında başka bir anlam arıyorsun. İyi bir arkadaş, iyi bir dost, güvenebileceğin biri olsun istiyorsun. Baktığınız nokta aynı olmalı. Oysa farklıydı. Kötületme şimdi adamı bana! Olsun, onun da misyonu bana o ülkeyi tanıtmakmış.