Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

Yapay istihbarat çağı

Bilim ve teknolojideki gelişmeler istihbarat dünyasını da etkiliyor. Bir imparatorluk olarak siyasi, ekonomik ve askeri anlamda büyük bir düşüşte olan ABD'nin istihbaratta yapay zekâ çalışmalarına ağırlık vermesi boşuna değil.
Bu hafta Üç Boyutlu Portre'de 'intelligence' kelimesi İngilizce'de hem zekâ, hem de istihbarat manasına geldiği için 'artificial intelligence' kavramıyla tam olarak ifade edebileceğimiz sahadaki güncel gelişmeleri ve riskleri aktarmaya çalışacağım.
Kuşkusuz her iktidar odağı gibi ABD devlet aklı da istihbaratın, 'iktidarın olmazsa olmazı' olduğunu biliyor. İstihbari iktidardan kasıt, ülke içinde Orwell'ın Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'te anlattığına benzer totaliter bir muhaberat devleti kurup dışarıda zayıf olmak değil. ABD; yayılmacı, yer yer işgalci dış politikası gereği yeni istihbarat rejimini Ortadoğu ve Pasifik'ten başlayarak dünya sathına yayma amacında. Bu çalışmaların taşıyıcısı da CIA değil, teknik istihbarat alanında faaliyet gösteren National Security Agency (Ulusal Güvenlik Teşkilatı). Yaygın kanaatin aksine ABD adına en çok istihbarat toplayan kuruluş da CIA, değil NSA.

İSTİHBARAT ROBOTU
Peki, ne yapıyor NSA? HUMINT (Human Intelligence-İnsana Dayalı İstihbarat) ile yürütülecek kimi faaliyetleri SIGINT (Signal Intelligence-Sinyal İstihbaratı, Teknik İstihbarat) faaliyetleriyle gerçekleştirmeye çalışıyor. Yani istihbaratta insan unsurunun yerine bilgisayarları yerleştirmeye çalışıyor. Yapay zekâ araştırmalarının henüz emekleme aşamasında olduğu günümüzde bu proje neredeyse bir ütopyadan ibaret. Ama ABD yine de en az çeyrek asır sonrasının teknolojisi için şimdiden yatırım yapıyor.
NSA'nın Maryland'deki merkezinde çalışan bilgisayar mühendisleri, istihbarat faaliyetlerinin hatırı sayılır bir kısmını kendi başına yapabilecek ileri yazılım teknolojileri üzerine çalışıyor. Telefon dinlemelerin tape çözümleri gibi basit mekanik işlerden istihbari veri analizi gibi daha karmaşık işlere kadar bir dizi çalışmayı yürütebilecek 'istihbarat robotları' da denilebilir bunlara.
İlk yüz tanıma teknolojisine kaynaklık eden optik transistör sistemi, EMS denilen elektromanyetik spektrum teknolojileri üzerine çalışmalar da bu projenin bir parçası. Buna radyasyon istihbaratı da deniliyor.
Uzun vadede amaç, istihbaratta insanın yaptığı pek çok şeyi (Haber toplama, analiz etme, operasyon planı yapma ve hatta operasyonu gerçekleştirme) yapabilecek yazılım sistemleri üretmek. Gelecekte istihbarat raporu yazan, olası riskleri hesaplayarak operasyon planı hazırlayan, senaryo üreten bilgisayar yazılımları kullanılmaya başlanabilir. Telefon dinleme tapelerini yazmakla kalmayıp onları analiz eden, özgün raporlar hazırlayan yazılım sistemlerinden, yani kendi başına pek çok önemli istihbarat fonksiyonunu yerine getiren robotlardan söz ediyorum.
Bu yazılımlar, sahada 'case officer' denilen operasyon şefleri ile merkezden operasyonu yönlendiren/yöneten 'desk officer'ın işlevlerini de üstlenecek yazılımlar. Bir başka deyişle suikast operasyonu da dâhil operasyon senaryosu yazacak, bütün riskleri olasılık teorisine göre hesaplayıp uygulamaya koyacak yeni nesil teknoloji ürünleri bunlar.

YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA...
Gelgelelim ABD; Çin gibi hasımlarının ekonomik gücünden, Rusya gibi düşmanlarının askeri gücünden ve Türkiye gibi bölgesel rakiplerinin tarihi ve politik potansiyelinden ürktükçe teknolojiye sığınarak vahim bir hata yapıyor. Çünkü bu çaba, mukadder olan çöküşü önlemediği gibi ABD'nin güvenliğini zamanla tehdit edebilir. Yani ABD, yağmurdan kaçarken doluya tutulabilir.
Şimdilik Hollywood filmlerinde (Eagle Eye/Kartal Göz bunlardan biri) örneğini gördüğümüz yapay zekâdan müteşekkil sistemler yarın bir gün 'derin devletçilik' oynamaya kalkarsa o zaman seyreyleyin gümbürtüyü. Zira yapay istihbarat deneylerinde de hayatın tüm diğer alanlarında olduğu gibi 'robot iktidarı' tehlikesi elbette var. Yapay istihbarat/zekâ, orta vadeli bir gelecekte "İktidarın asıl sahibi benim" derse o zaman ABD, Trump gibi çılgın bir başkanı bile mumla arar hale gelir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA