Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BÜLENT TİMURLENK

İtalya’daki hazan vakti

Roma, Inter’in ardından Çin sermayesinin kontrolüne giren Milan’da da bir devir kapandı. Silvio Berlusconi’den Moratti’ye, Cragnotti’den Sensi’ye, Tanzi’den Cecchi Gori’ye... Çizme’de patron-başkanların yaprak dökümü...

Juventus ve Agnelli Ailesi'ni bir kenara ayırırsak İtalyan futbolunda bir devir, Silvio Berlusconi'nin Milan'ı satmasıyla birlikte kapandı. Bizim dernek statüsündeki kulüplerimiz patron gibi başkanlar tarafından yönetilirken Çizme, servetini bir kulüp için harcayan başkanlarla dolu, ya da doluydu...
90'ların sonuna dönersek fotoğrafı daha iyi çekebiliriz galiba.
Angelli Ailesi yönetimindeki Juventus, bir zaman sonra politikaya atılıp başbakan olacak olan Silvio Berlusconi yönetimindeki Milan, petrolcü iki aile Moratti ve Sensi'lerin kontrolündeki Inter ve Roma...
Avrupa'nın bir numaralı süt şirketi Parmalat'ı kontrol eden Tanzi Ailesi'nin Parma'sı, her daim öfkeli patron Cragnotti'nin idaresinde Lazio ve film prodüktörleri, Fiorentina'da Cecchi Gori ve Napoli'de Aurelio de Laurentiis.
"Kulüpler patronların mıdır yoksa taraftarın mı?" tartışmasının İtalya'nın her kafesine yapıldığı, sonunda patron başkanların istediği teknik adamı getirip iki hafta sonra kovduğu, istediği futbolcuyu oynattırıp (Inter Başkanı Moratti ve Uruguaylı yıldız Recoba gibi), ısınmadığını da kapının önüne koyduğu yıllar.

2000'LERDE HER ŞEY DEĞİŞTİ
2000'lerin başında üretim de, para da Doğu'ya kayarken, önce Rus oligarkların İngiliz futboluna girişinin ardından Amerikalı patronların "Bu futbolda para var" ile Britanya topraklarına adım atması, İtalyanları hem sanayide hem de futbol sahasında baş aktörlükten almış, karakter oyuncusuna çevirmişti. Önce Chelsea ve Manchester United ardından Manchester City'nin aldığı yabancı sermaye dopingi, Real Madrid- Barcelona'nın müthiş medyatik gücü ve futbol altyapısıyla birleşince İtalyanlar için tek çare kalmıştı: Beyaz bayrak sallamak...
Parma bugün iflas etmiş bir kulüp. Tanzi Ailesi son olarak 8 milyar euroluk vergi borcuyla boğuşuyordu.
Cecchi Gori iflas etti, Fiorentina'yı tekrar ayağa kaldıran Tod's markasının sahibi Diego Della Valle, servetinin 170 milyon eurosunu Floransa kulübü için harcadı.
90'ların sonunda efsane kadro kuran ve şampiyon olan Lazio, Cragnotti'nin kontrolünden çıkıp Claudio Lotito'ya teslim edildiğinde İtalyan patron ilk gün kulübün kasasına 21 milyon euro koymuştu, o Lazio hâlâ eski günlerini arıyor. Roma kulübünü borçsuz yönetmek için büyük çaba sarfeden Franco Sensi, 2008'de hayatını kaybedince koltuğa oturan kızı Rosella Sensi, ancak üç yıl dayanabildi. Kulübü Amerikalı patronlara satıp sahneden indi.
60'larda babasının patronajında 'Grande Inter' (büyük Inter) olan kulübü satın alan Massimo Moratti, 17 yıl oturduğu başkanlık koltuğunda bir milyar 300 milyon euroyı kasasından kulübe aktardı. Calciopoli skandalı olmasa ve Juventus küme düşmese, o hasret kaldığı şampiyonluğa belki de hiç ulaşamayacaktı.
Önce Taylandlı patrona satılan Inter, bu yaz da el değiştirdi ve artık yönetim Çinli Suning Holding'in kontrolünde. Avrupa'nın en önemli oyuncak markalarından biri olan Preziosi'yi kuran aileden Enrico Preziosi'nin, Genoa için harcadığı para 80 milyon euroyu geçti. Palermo'nun tatlı deli başkanı Massimo Zamparini de Sicilya kulübü için servetinden 60 milyon euroyu gözünü kırpmadan verdi.

NEREDE O ESKİ MİLAN?
Silvio Berlusconi, Çizme futbolunda son mohikandı. 4.7 milyar euroluk serveti, geride kalan 10 yılda holdingi Fininvest'in medya yatırımlarındaki kayıplarıyla yara almıştı. 30 yıl önce aldığı Milan'ı, ülkenin 'Yaşlı Kadın'ı Juventus'a baş kaldıran kulübü yapan, Gullit- Rijkaard-Van Basten ile başlayan ve bu sezonun kadrosuna bakan futbolseverlerin "Nerede o eski Milan" dediği üç efsane jenerasyon kuran Berlusconi de sonunda pes etti.
800 milyon euroya yaklaşan rakam 30 yıl boyunca Berlusconi Ailesi'nin kasasından Milan kulübüne aktarılmıştı. Taraftar-başkan olmanın, tek forvet oynatan teknik adamın odasına dalıp "Benim Milan'ım her zaman çift santrfor oynar" demenin, 80 bin taraftar tarafından San Siro'da alkışlanmanın bir bedeli vardı elbette...
Ülkenin en iyi yönetilen kulübü Juventus, Agnelli Ailesi'nin kontrolünden hiç çıkmadı. Fiat, Ferrari, La Stampa gazetesi ve onlarca yatırımı Exor adı altında kontrol eden John Elknann ve Andrea Agnelli ikilisi, 2006'daki skandal sonrasında Torino şehri kulübüne 170 milyon euro aktardılar. Ayağa kalkan Juventus son beş sezon şampiyonluk kupasını müzesine götürdü. Bu sezonun da açık ara favorisi.
Gelecek sezon Milano'daki Çin sermayesi, Agnelli Ailesi'ne mutlaka meydan okuyacak ama İtalyan patronlar Silvio Berlusconi ve Massimo Moratti bunu artık televizyondan takip edecek. Evlerindeki dev ekranların Uzakdoğu menşeli olduğuna mutabık mıyız?..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA