Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İSMAİL NUMAN TELCİ

Uluslararası medya kuruluşlarının Türkçe yayına ilgisi neden artıyor?

Türkiye'deki medya sektörü son yıllarda giderek daha fazla yabancı kaynaklı yayın organlarının varlığına sahne oluyor. Türkçe yayın yapan bu kuruluşlar arasında son olarak İngiltere'nin köklü gazetelerinden Independent katılmıştır. Geçtiğimiz aylarda da Arap dünyasının önde gelen medya kuruluşlarından El-Şark El-Evsat gazetesi Türkçe yayınlarında yeni bir açılım getirerek daha geniş kitlelere ulaşmak üzere yayın politikasını güncellemiştir. Bu iki kuruluşun dikkat çeken özelliği ise finansal olarak Suudi Arabistan merkezli kuruluşlar olmalarıdır.

Daha ziyade internet yayıncılığı yapan yabancı medya kuruluşları arasında İngiltere, ABD, Almanya, Rusya, Çin ve İran merkezli yayın organlarının bulunduğu gözlemlenmektedir. Aslında yabancı yayın kuruluşlarının Türkçe yayınlarının uzun yıllara dayanan bir tarihi geçmişi bulunmaktadır. Bu kuruluşlar arasında İngiltere kamu yayıncısı BBC 1939, ABD federal hükümeti tarafından finanse edilen Amerika'nın Sesi 1942, Almanya'nın uluslararası yayın yapan kamu yayıncısı Deutsche Welle 1962 ve Çin Ulusal Radyosu da 1957'de Türkçe yayın yapmaya başlamıştır.

Bununla birlikte özellikle son yıllarda bir taraftan mevcut yabancı yayın organlarının Türkçe yayınlarına daha fazla önem vererek diğer taraftan da bazı ülkelerin Türkçe yayınlar yapma kararı alarak Türkiye'de daha geniş kitlelere ulaşmayı hedeflediği söylenebilir. Bu durum özellikle 2009'dan bu yana ciddi biçimde gözlemlenmektedir. BBC, Amerika'nın Sesi, Deutsche Welle ve Çin Ulusal Radyosu gibi geleneksel yayın araçları kullanan kuruluşlar yeni dönemde ya daha agresif bir yayın politikası izlemeye başlamış ya da internet medyasına yönelerek kamuoyu nezdinde daha görünür hale gelme çabası içerisinde olmuşlardır. Bu kuruluşlara Rusya hükümetinin resmi yayın organı Sputnik 2014'te Türkçe yayınlarına başlarken yukarıda da bahsedilen Suudi Arabistan destekli El-Şark El-Evsat gazetesi de 2016'da Türkçe web sitesini kurmuştur. Öte yandan İran resmi haber ajansı IRNA ve yine İran rejimine ait Mehr Haber Ajansı da Türkçe yayınlar yapan etkili yabancı kuruluşlar olarak göze çarpmaktadır. Bunun yanında İsveç Uluslararası Kalkınma Ajansı gibi yabancı ülkelere ait kuruluşlar tarafından doğrudan desteklenen Bianet gibi bazı haber siteleri de yayınlarına devam etmektedir.

Yabancı medya kuruluşlarının Türkiye'ye olan ilgisinin arkasındaki temel motivasyonun Türkiye kamuoyunu etkilemek ve yönlendirmek olduğu söylenebilir. Klasik bir kamu diplomasisi aygıtı olarak görülebilecek bu yayın organları adına yayın faaliyetinde bulundukları ülkenin politikalarının Türkiye'deki kitlelerce benimsenmesi ve desteklenmesi amacını taşımaktadır. Bunun yanında zaman zaman Türkiye'deki kamuoyunu belirli bir siyasi ajanda çerçevesinde etkilemek ve kimi zaman da hükümete karşı olumsuz algı yaratmak amacı da bu kuruluşların motivasyonları arasındadır.

Bu anlamda bu kuruluşlar Türkiye'ye yönelik yayınlarında kendi dillerini ya da küresel habercilik dili kabul edilen İngilizceyi değil Türkçeyi tercih etmişlerdir. Bu durum da bu kuruluşların özellikle son yıllarda Türkiye kamuoyuyla daha fazla etkileşime girme çabası içerisinde olduklarını ortaya koymaktadır. Bu çaba doğrultusunda Türkiye'deki genç nüfusun farkında olan yabancı medya kuruluşları Türkiye'de yaygın biçimde kullanılan internet medyasını başlıca etkileşim aracı olarak seçmiştir. Bununla birlikte yeni teknolojilerin yanında geleneksel yayın enstrümanlarını kullanmayı tercih eden ülkeler de bulunmaktadır. Çin Uluslararası Radyosu'nun 2016'da kurduğu CRI Türk'ün bir taraftan internet sitesini aktif biçimde kullanması diğer taraftan da radyo kanalının hemen hemen Türkiye'nin her noktasında dinlenilebilir bir radyo haline getirmesi bunun bir örneğidir. Çin'in Türkiye'de Türkçe bir televizyon kanalı hazırlığı içerisinde olduğu da duyurulmuştur.

Türkiye'de artan uluslararası medya kuruluşlarının başlıca birkaç özelliğinden bahsedilebilir: Bunlardan ilki özellikle son yıllarda gelişen internet teknolojileri ve yaygınlaşan sosyal ağlara uyum gösterilmesidir. 1939'da Türkçe servisine başlayan BBC geleneksel yayın mecrası olan radyo yayınlarını 2011'de durdurarak 72 yıllık Türkçe radyo macerasını sonlandırmıştır. 1998'de kurulan BBC Türkçe internet sitesi kısa sürede geniş bir takipçi kitlesine ulaşmıştır. BBC Türkçe'nin 2009'da açılan Twitter hesabı halihazırda 3 milyon kişi tarafından takip edilmektedir. ABD federal hükümetince finanse edilen Amerika'nın Sesi ise 1942'de başladığı Türkçe yayınlarına halen devam etmektedir. Bununla birlikte Amerika'nın Sesi Türkiye'deki diğer yabancı medya kuruluşlarına kıyasla görece sınırlı bir yayın skalasına sahiptir. Kuruluş 2008'de Youtube sayfası, 2009'da da Twitter hesabı açarak Türkiye'deki kamuoyuna ulaşmaya çalışmaktadır. Voice of Amerika'nın internet haber sitesi de aktif biçimde yayın yapmaktadır.

Türkiye'de yayın yapan uluslararası haber kuruluşlarının dikkat çeken bir başka özelliği de internet haberciliğinin yaygın biçimde kullanılıyor olmasıdır. Rusya'ya ait Sputnik, Almanya'nın Deutsche Welle ve İran'a ait İslam Cumhuriyeti Haber Ajansı ve Mehr Haber Ajansı gibi kuruluşlar internet haberciliğini başlıca yayın stratejisi olarak benimsemişlerdir. Özellikle Sputnik ve Deutsche Welle'nin Türkiye kamuoyunu iç siyaset ve dış politika konularında etkileme hedefi doğrultusunda yayın çizgisi izlediği gözlemlenmektedir. Bu anlamda Twitter'daki 704 bin takipçisi ile Sputnik ve 330 bin takipçisi ile Deutsche Welle kamuoyunu ciddi biçimde yönlendirme kapasitesine sahip kuruluşlardır. Öte yandan IRNA ve CRI Türk'ün ise özellikle İran ve Çin'in politikalarını Türkiye kamuoyuna anlatma hedefi doğrultusunda yayınlar yaptığı söylenebilir.

Türkiye ile siyasi rekabet içerisindeki bazı bölge ülkelerinin de Türkçe yayın yapan internet haberciliği kuruluşlarına destek vermektedirler. Bu ülkelerden Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) son yıllarda ciddi bir faaliyet içerisinde olduğu gözlemlenmektedir. Bu iki ülke tarafından desteklendiği bilinen ya da iddia edilen medya kuruluşlarının özellikle AK Parti yönetiminin politikalarına karşı eleştirel bir tutum içerisinde olmaları dikkat çekmektedir. El-Şark El-Evsat ve Independent gazetelerinin Türkçe sayfaları yakından incelendiğinde bu durum çok daha açık biçimde gözlemlenmektedir. Öte yandan BAE tarafından finanse edildiği iddia edilen Londra merkezli Ahval internet haber sitesi ise ciddi biçimde AK Parti karşıtı yayınları ile dikkat çekmektedir.

Türkiye'de medya sektöründe varlıkları giderek artan yabancı haber kuruluşlarının yayın çizgilerinin büyük oranda eleştirel olduğu gözlemlenmektedir. Bu noktada BBC, Amerika'nın Sesi, Deutsche Welle ve Sputnik gibi yayın organlarının da farklı seviyelerde Türkiye'de kitleleri etkileme ve kimi durumlarda hükümete karşı olumsuz bir algı yaratma çabası içerisinde oldukları söylenebilir. Her ne kadar bu faaliyetler Ankara tarafından basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilerek kısıtlanmıyor olsa da bu kuruluşların yayın politikalarının Türkiye'nin ulusal güvenliğini yakından ilgilendirdiği de unutulmamalıdır. Türkiye'deki medya sektörü objektif habercilik yapan yerli ve yabancı tüm medya kuruluşlarına açık olmakla birlikte manipülatif ve yalan habercilik faaliyetlerinde bulunan kurumlara karşı gerekli adımların atılması da kaçınılmazdır. Bunun yanında Türkiye kamuoyunun bu şekilde yayın çizgisi benimseyen medya kuruluşlarının motivasyonları ve yayın çizgileri karşısında aydınlatılması da önem arz etmektedir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA