Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Memişhane yazısı

Avrupa'ya giden Türk erkeğinin bir sorunu "kumarhane bulmak", diğer telaşı da "zamparalık yapmaktır" ama bunlardan daha önemli bir temel sorunu vardır: Tuvalet sorunu!
Bildiğiniz gibi yabancı ülkelerin "klozetlerinde" su bulunmaz.
Tuvalet kağıdı kullanacaksın, o arada kağıt rulosu da yarıya inecek ama gene de tam temizlik sağlayamayacaksın. (İspanya'da, bırak suyu, kağıt da bulunmaz. Cebinde ya da çantanda ıslak mendil paketi taşımakta sayısız yararlar vardır. İspanya'ya gideceklere önemle duyurulur.)
Bu durumdan tatmin olmayan Türk için çözüm tektir: Oflaya puflaya banyo küvetinin kenarına oturmak, duşun "ahizesine" uzanıp çekmek, suyu açmak ve o şekilde...
Ama dikkat et, sıcak suya ayarlı olmasın!
Bir de "sıkışma" meselesi ortaya çıkar tabii... "Teferruat" küvetin içinde mi kalacak, dışarıda mı toplanacak?
Ne ki bu sorun yalnızca Türk erkekleri için geçerli olup, Türk kadınlarının böyle bir sorunu yoktur.
Bazı lüks otellerde klozetin yanında bir de "bide" bulunur ki, Türk turisti için bu bir nimettir.
Lakin "birinden kalkıp ötekine oturmak" meselesi baş gösterir ama o kadarcık zahmete de katlanacaksın... Bulmuşsun da bunuyorsun...

***
Birçok Avrupalı, öteden beri, bu soruna Türkler'in getirmiş olduğu "pratik çözümü" takdir ediyor ve bizi övüyor...
Bu da elbette "tuvalet ile bideyi birleştirmek"... Yani, "taharet musluğu" dediğimiz çözüm.
Avrupalılar'ın bunu neden akıl edememiş oldukları hayret vericidir.
Ama Avrupa, bırakın poposunu yıkamayı, banyo yapmayı bile yeni keşfetmiş sayılır.
Bunlar yüzyıllarca pis pis dolaştılar.
Osmanlı'da her mahallede şarıl şarıl hamamlar faaliyet gösterirken, Versailles sarayında tuvalet kabini bile yoktu da, oturağa yestehleyip pencereden aşağı dökerlerdi...
Ortaçağda o kontların konteslerin ve de anlı şanlı şövalyelerin hepsi bitliydi!
Tapınak Şövalyeleri'nin tarikata girerken ettikleri yeminlerden biri neydi, bilir misiniz: "Ömrüm oldukça asla yıkanmayacağım!"
Günümüzdeki mirasçıları da bunu uyguluyorlar mı, bilemem.
***
Şimdi, adamlarına para karşılığı söyleşi yaptırıp "hasılatı kırışmasıyla" ünlü bir gazetemizden öğreniyoruz, adını verip de reklamına ortak olmak istemediğim bir üreticimiz "klozet ile bideyi tek bir üründe birleştirmiş!"
Bu bir devrimmiş.
Yok yahu? Kendimizi bildik bileli kullandığımız neydi peki? Düdüklü tencere mi?
Üstelik "kirli suyun geriye akarak temiz suya karışması" önlenecekmiş...
Arkadaşlar, gizli reklamı öküzce yapmayınız, üçkağıda azıcık incelik katınız.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA