Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Peki bunlar parlamenter sisteme nasıl dönecekler?

Tayyip Erdoğan'ı yoketmek için öne sürdükleri "demokrasi, hukuk, adalet vb." söyleminin temel derdi "başkanlık sistemini de yoketmek", bunu bilmeyen kalmadı.
Onlara sorarsan memlekette demokrasi yok diktatörlük var, ama belediyeleri kazanınca birdenbire memlekette demokrasi olduğunu da keşfettiler! İşlerine geldiği zaman öyle, işlerine gelmediği zaman böyle.
Neyse, genel seçimi kazanırlarsa parlamenter sisteme de dönecekler, demokrasi daha bir demokrasi olacakmış o zaman.
Peki bunu nasıl başaracaklar? Yani işin "tekniği" nasıl kotarılacak?
Her ne kadar istemez görünmeye çalışsalar da bir "erken seçim" için canatıyorlar.
Ama seçim 2023'te...
Diyelim ki Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ya da şu oğlu bu oğlu kazandı...
"Başkan" olarak kazanır. Yani o kazandı diye parlamenter sisteme "otomatikman" dönülecek değildir.
Başkan olarak bir süre icraat yapar, yani kendi kendisiyle çelişkiye düşer, tükürdüğünü yalamış olur!
Yeni bir anayasa hazırlamaları ya da eskisini ısıtıp ortaya sürmeleri vakit alır.
Bu arada "başkan oğlu" ister istemez bir "koalisyon kabinesi" kuracaktır, dört başlı bir CHP-İP-SP-HDP koalisyonu... Çekiver kuyruğunu...
Bizim çekmemize gerek kalmaz, bu ucube birlikteliğin her bir unsuru o hükümeti başka yöne çeker.
Diyelim ki bunu da aştılar, yeni bir anayasa hazırladılar..
Yıl oldu 2024...
Tabii bunun ön şartı, mecliste de yeterli çoğunluğa sahip olmaları...
Seçimi bilmemneoğlu kazandı demek, ille de meclis çoğunluğu onun elinde demek değil.
Elbette referanduma gidecekler.
Anayasalar, kim nasıl hazırlarsa hazırlasın halkın oyuna sunulmak zorundadırlar.
Darbecilerin 1961 ve 1982 anayasaları için bile durum farklı olmamıştır.
Yıl oldu 2025...
Diyelim ki yeni anayasa halk tarafından kabul edildi ve hemen yürürlüğe girdi...
Başkan bilmemneoğlunun hemen istifa etmesi şarttır.
Diyelim ki etti ve hemen seçime gidildi...
Bu sefer seçimi eski hesaba göre kazanmaları, yani herşeye rağmen en büyük parti olan AK Parti'yi eski usule göre de yenmeleri gerekiyor.
Tutturamazlarsa, al yeni bir koalisyon daha...
Peki bu sefer seçimi gene Erdoğan'ın kazanamayacağını kim garanti ediyor?
Yıl oldu 2026...
Sonuçta ne mi olmuş oldu?
Başkanlık süresi en fazla 2028'e dayanabilecek Erdoğan'a, bu sefer 2031'e kadar sembolik de olsa cumhurbaşkanlığı yolu açılmış oldu!
İktidarda AK Parti olacaksa hiç farketmez, Erdoğan bir "üst akıl" ya da "manevi lider" olarak etkisini sürdürür, hani Özal'ın ya da Demirel'in yaptığı gibi...
Diyelim ki halk yeni anayasayı reddetti, o zaman da "bilmemneoğlu" başkan olarak başkanlık sistemiyle devam, yani tükürdüğünü yalamaya 2032'ye kadar devam!
Yani ne mi olmuş oldu? Türkiye çok değerli bir on yılını daha kaybetti.
1991'den 2002'ye kadar kaybetmiş olduğu gibi.

***
Muhalefetin hiç dillendirmek ya da akıllara getirmek istemediği bir şey daha var:
Ya bunlar kazanır, fakat başkanlık "tatlı gelir" de pişmiş aşa soğuk su katmak istemezlerse?
Ya eskiye dönüşü yokuşa sürerlerse?
Ya "biz yanılmışız, bu sistem de o kadar fena değilmiş canım" diye çamura yatarlarsa?
O zaman görmek isterdim faşist basının hangi derelerden hangi suları getireceğini...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA