AKADEMİ Türkiye jürisinde görevli olduğum için Eurovision finalini eve gelince banttan izlemek zorunda kaldım. Ve gördüm ki, Avrupa Birliği'ne girmek için boşuna çaba harcıyoruz. AB bizi değil, biz AB'yi çoktan sınırlarımızın içine katmışız! Nasıl mı? İşte oylama sonuçları ortada. Gurbetçilerimiz, yarışmaya oy yağdırdılar ve Athena dördüncü sırayı aldı. Sakın ola ki, Athena'nın başarısını küçümsediğim sanılmasın. Son derece ciddi ve titiz bir şekilde yarışmaya hazırlandılar ve şarkılarını en iyi şekilde seslendirdiler. Helal olsun onlara... Ama aldıkları derecede, Avrupa'nın hemen tüm ülkelerine dağılmış gurbetçilerimizin verdikleri oyları da yadsıyamayız doğrusu. Eğer Eurovision oylaması önümüzdeki yıllarda da benzer şekilde devam ederse, şarkımızın ve şarkıcımızın kalitesi ne olursa olsun, ilk beşe girmemizi kimse engelleyemez. Tabii bu avantajımızın yanında, "komşuluk ilişkilerinden doğan" dezavantajımızdan da söz etmemiz gerekir. Özellikle Kuzey ülkelerinin birbirlerini desteklemeleri ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin her yarışmada 12 puanı Yunanistan'a vermesi bu yıl da tepki topladı. Sanırım bu sorunu ileride Kuzey'deki "stratejik noktalara" gurbetçilerimizi yerleştirerek çözebileceğiz. (!) İki toplumlu tek Kıbrıs Devleti kurulduğunda ise puanlar 6 ve 8 olarak Yunanistan ve Türkiye'ye bölüştürülecek ve böylelikle bu handikapı da aşacağız. (!) Keşke adı "müzik yarışması" olan Eurovision'da diplomasi yerine müziği konuşabilseydik...