Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Zaman gelip geçerken: Yaz akşamları

Yazı sevmek, akşamlarını sevmektir... Akşam bastırınca dışarıya çıkıp muhabbet ortamlarına katılmıyorsan, ıhlamur ve yasemin kokularının peşinden gitmiyorsan, gökyüzünün güzelim lacivert örtüsünü üzerine çekip içindeki düşüncelere dalıp gitmiyorsan... Koskoca bir mevsimin değerini bilmeden zamanı harcıyorsun demektir. Tamam! Biliyorum, yaz mevsimini sevmekten bahsedilince, ayağını bir kez suya sokmamış olanlar dahi denizden, kumdan, güneşlenmekten söz ediyorlar. Nasıl da zihinleri kıskıvrak ele geçiren modern bir kurgudur bu! Oysa bu "deniz kıyısında tatil" denilen şeyin yeri upuzun insanlık tarihinde 150 yıllık bir geçmişe sahip. Yaz, akşamlardır. Başka hangi mevsimde akşamlar böyledir, söyleyin bana...

***
Ihlamur, yasemin kokuları falan deyince... Belki de birçok şeyi sevmeye kokulardan başlamalıyız. Şehirde ıhlamur, kırlarda iğde kokularıyla başlayabiliriz mesela... Burnumuz güvenilirdir. Güzelliği ve dürüstlüğü tanır. Gözlerimiz mi? O konuda şüpheci olmayı tavsiye ederim.
***
Devamlı okurlarım bilirler... Her yıl yaz mevsiminin gelişini şükran ve övgü kelimeleriyle karşılardım bir zamanlar...
Sonra bu güzel mevsimin her gelişinde içimi ruhsal bulantılar sarmaya başladı. (Şimdilerde bu duyguyu atlatmaya başladım.) Neden mi bulantı?
İlk Gezi zamanı başladı. Uzaktan ahbaplığım olan bir takım insanların teknelerini Yunan adalarına demirleyip oralarda keyif çatarken attıkları tweet'lerle yoksul halk çocuklarını kışkırttıklarını öğrendiğim günlerde... Sonra, o dönem vaktimin geniş zamanını geçirdiğim tatil yöresinde insanların yaz gelince çok sevdiklerini söyledikleri denize bile kafalarını kaldırıp bakmadıklarını görmem iyice tadımı kaçırdı. Deniz kıyısında oturup birbirlerini ve nesneleri arsızca tüketmekle meşgullerdi.
***
Mutluluk yalanları: fotoğraflar...
Ve artık yalanı fotoğraflar da saklayamıyor.
Herkes yalnızca kendini aldatıyor.
Bkz. Instagram.
***
Bazı gençler yüzünden, göğsünde MSA etiketi işli aşçı önlüğü görünce derhal oradan uzaklaşmak ister oldum.
Yapmayın arkadaşlar, bu kadar uydurma tabaklar, bu tatsız yemekler, bu şovlar... Olmuyor!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA