Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Notlar: Eski günlere dönmeyelim!

Bu günlerde mesajlaşmalar, telefon konuşmaları hep "İnşallah şu badire bir atlatılsın, eski günlere dönelim de..." gibisinden cümlelerle sonlanıyor. Birkaç gündür düşünüyorum; bu günlerimiz eninde sonunda geçip gidecek ama eski günlerimiz dönülmeye değer miydi? Birbirimizi ve kendimizi tükettiğimiz günlere dönelim mi hakikaten? Arsız arzuların hızına kapılıp gidelim mi yine? Yine eşyalarla sevişelim, yine hırs ve hasetten kurulu bir "gösteri" sahnesine oyuncu yazılalım mı?.. Bunları şimdi en baştan sorgulamaya başlamayacaksak, hiç yapamayacağız demektir. Bana kalırsa, fırsat bu fırsat, "yeni günler" için hazırlanmaya başlamanın vaktidir. Sadece beklemekle geçmez bu dönem, beklemez yetmez, yazık olur!

***

Bir de "eve dönmek" konusu var tabii... Döndük! Yurdumuz ev oldu, evlerimiz yurt. Kelimenin bütün anlamları çakıştı, yeniden kaynaştı. "Ev"e itibarı geri verildi. Kuvvetle muhtemel ki, korona günleri geçtikten sonra da böyle sürecek. Şimdi "kapanmış" olmanın verdiği sıkıntıya rağmen evlerimizle derinden yakınlaştık, "ev" fikriyle baştan tanıştık çünkü... Misafirhane, sığınak veya "kürkçü dükkanı" olmaktan çıktı, yeni bir anlam kazandı. Ama ruhumuzun daralmasını da inkar edemeyiz. Çünkü gövdemize "yurt" olan bu daireler, bu odalar, bu düzen ruhumuzu sarıp sarmalamıyor. Demek ki, düşünecek ve daha sonra yapılacak çok şey var.

***

Esas evimiz neresi? O başka bir mesele işte! Onu unuttuk... Fena halde savrulduk... Hani İsmet Özel'in o eşsiz şiirinde "Eve dön! Şarkıya dön! Kalbine dön!" derken kastettiği "ev"den söz ediyorum. Şiirin bir yerinde der ki, şair; "Dostlarının eşiğine varınca başlıyor senin diasporan/ Herkesin bahanesi var, senin yok/ günahlı bir gölgenin serinliğinde/biraz bekleyebilirsin, daha sonra/ burada kalamazsın, başa dönemezsin."

***

Tam şu günlerde... Küçücük bir bahçesi olanlar bile hoşnutlar, o toprak parçası için bin şükürle dolu kalpleri... Bitkilerle dolu bir balkonu olanlar "ne iyi yapmışız" diyorlar içlerinden... Bir de topraksız, saksısız içeriler var, beton kutular. Demek ki, neymiş?.. Bundan sonrasını siz bildiğiniz gibi içinizden yazın...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA