Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Yarının dünyasına doğru yeni arayışlar

Bazıları bugünün olayları üzerinden kavga ederken, dünya siyasetine ve ekonomisine yön verenler ise yarın neler olacağını anlayabilmek için harıl harıl kitap karıştırıyorlar. Örneğin Jaron Lanier'in "Gerçekle ve Sanal Gerçekle Karşılaşmalar"ı, Kevin Kelley'nin "Geleceğimizi şekillendirecek 12 Teknolojik Güç"ü, Gideon Rachman'ın "Asya'nın Yükselişi ve Obama'dan Trump'a Amerika'nın İnişi" bu kitaplardan bazıları.

Gençler için öğütler
Dünyanın en büyük şirketlerinin ve bankalarının üst yöneticilerine göre, yarının dünyasına yön vermeyi amaçlayan gençlerin dijital teknolojilere hâkim olacak eğitimi almaları gerekiyor. Ayrıca yapay zekânın kurumlara ne tür katkılar yapacağını görenlerin önü açık olacakmış.

Yeni düzen de eskidi
Siyasette ise dünya düzeninin değişkenliğini doğru gözlemleyenler için, gelecek ümit vaat ediyormuş. Düşünün ki Sovyetler'in çöküp dağılması sonrasında Baba Bush'un ilan ettiği "Yeni Dünya Düzeni" bile artık geride kaldı. Oysa bazılarına göre bu düzen "Tarihin sonu" değil miydi? Bunlara göre "Demokrasi" ve "Serbest Pazar Ekonomisi" artık yeryüzünün rakipsiz ideolojik değerleriydi. Bunların uygulayıcısı ise hem askeri hem de ekonomik gücü ile "Tek süper devlet" ABD olacaktı.

Yeni kutuplaşmalar
Yeni Dünya Düzeni belki El Kaide'nin ABD'yi vurması, belki Çin'in ekonomik dirilişi, belki Putin'in Rusya'da başa geçmesi ile sona erdi. En son Yeni Dünya Düzeni'nde ise hem siyasi, hem de ekonomik açıdan yeni kutuplaşmalar var. Adeta ilan edilmemiş bir yeni Soğuk Savaş ve global ölçekte de vekalet savaşları yaşanmakta. Arap Baharı ertesinde Ortadoğu'da yaşanan kaos ise, demokrasinin yenilgisini ifade ediyor.

Üç temel değişim
Mesela Henry Kissinger'e göre en yeni dünya düzeni, üç devrim niteliğindeki değişimin üzerinde gelişiyor. Birinci değişim Avrupa'nın geleneksel devletler sistemini terk etmesidir. İkinci değişim köktenci İslam'ın tarihsel egemenlik kavramına karşı savaş ilan etmesidir. Üçüncü değişim de uluslararası ilişkilerde ağırlık merkezinin Atlantik'ten Pasifik'e kaymasıdır.

Türkiye'nin yeri
Bütün bu olgular arasında Türkiye'nin dünyadaki yeni yerinin saptanması gibi bir sorunsal da var. ABD'nin Irak'ı işgalinin yarattığı trajik tablo, Suriye'de sürekli değişen dengeler ve Türkiye'yi Güney sınırımızdaki istikrarsızlıktan kaynaklanan terörizmin vurmasına karşı klasik müttefiklerimizin seyirci kalması, bizi de yeni arayışlara yönlendirmekte. Özellikle başta Almanya olmak üzere Avrupalı müttefiklerimizin Türkiye'deki her yasadışı eyleme destek vermesi, "Avrupalılaşmak" kavramını lekelemedi mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA