Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Dünyayı Batılılaştırma projesinin iflası

Düşünürler boşuna 'yaşadığımız dünya önce dilde kurulur' dememiş. Atlantik'in emperyal hegemonyasının zincirleri kırıldıkça periferideki diğer medeniyetler de milli dinamikleriyle hareket edip 'homegrown theorizing' denilen yerelden evrensele yönelik yeni bir kavramsallaştırma, tanımlama ve kurumsallaşma sürecinin bayraktarlığını yapmaya başladı.
Bu nedenle Batı dünyası artık günümüzde bir referans kaynağı olma özelliğini kaybediyor, bilgi ve teknoloji üretimindeki monopol pozisyonu da sarsılıyor.
Dört asırdır yeryüzünde askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel hegemonya kuran Batılılar, dünyanın geri kalanını coğrafyasından, aidiyet, tarih ve değerlerinden soyutlamış; zincire vurdukları milletleri sadece stratejik bir unsur ile ekonomik bir girdiye dönüştürmüştü.
Ancak bu kaotik dönem artık miadını doldurdu. Baskı altına alınan ülkeler ve kültürler tarih sahnesine yeniden çıkıyor.
Dolayısıyla dünyanın dört bir yanındaki köklere dönüş eğilimi Batı'daki akademik ve entelektüel söylemin ezberlerini tuzla buz ediyor. Edebiyattaki kanonlar bile yeniden revize ediliyor. Geldiğimiz aşamada sadece Batı tarzı ulus devletlerin temel dinamikleri değil demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve serbest pazar ekonomisine dayalı Batılı piyasa uygarlığı da derin bir kriz içinde.
Deyim yerindeyse Batı'nın bütün gözde değerleri komada. Hayatiyetini devam ettirenler de ancak ırkçı refleksler gösterebiliyor.
Çünkü diğer medeniyetler farklı halk ve kültürlerin bir arada yaşamasına dayanırken soykırımcı Batı uygarlığı ise bir parazit gibi diğer uygarlıkları sömürerek ve yıkarak hayatta kalmaya çalıştı.

***

Nitekim Batı'nın çöküşüne dair realiteyi bizzat Batılı liderler de birer birer itiraf ediyor. 14-16 Şubat'ta yapılan ve transatlantik güvenlik mimarisinin köşe taşlarından sayılan Münih Güvenlik Konferansı'nın açılışında konuşan Almanya Cumhurbaşkanı Frank Steinmeier, "Siyasi gündemimiz, dünyayı Batılılaştırmayı içermiyor. Avrupa, dünyaya daha az misyoner bir yaklaşımla yaklaşırsa başarılı olur" demek zorunda kaldı.
Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz da "Geçmişte demokrasi, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü, her zaman ekonomik başarı, büyüme ve zenginlik ile el ele idi. Şu anda diğer sistemlerin de ekonomik olarak başarılı olabileceği bir zamanda yaşıyoruz. Bence bu oyunun tamamını değiştiren bir şey" diyerek Batı'nın dünyayı şekillendireceği dönemlerin artık geride kaldığına işaret etti.
İşte bu yüzden 2020 Münih Güvenlik Raporu'nun en önemli vurgusu da 'dünyanın gittikçe daha az Batılı hale gelmesi ve dünyada giderek artan Batısızlık' tanımlaması oldu.
Haliyle Batılı liderlerde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un dile getirdiği Avrupa'nın jeopolitik olarak yok olacağı korkusu had safhada.
Zira dünyada kartlar yeniden dağıtılıyor. Uluslararası düzende temel taşlar yeniden düzenleniyor. Yeni bir dünya kuruluyor.
Ve unutmayalım ki bu yeni dünyanın en etkili mimarlarından biri de Yeni Türkiye...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA