Fenerbahçe'ye zirve heyecanı sardıran galibiyetli haftalarda ilk kırılma noktası Sebat maçıydı. Berabere kaldılar. Sonrasında tekrarlanacak Rize beraberliği de geldi. Son olarak Samsun deplasmanında büyük avantaj yakalayabilirlerdi ama yenildiler. Genç takımların en büyük sorunu istikrarsızlıktır. Genç futbolcu kısa zamanda form tutar veya aynı hızla demoralize olup, yürümeye başlar. Fenerbahçe'nin bu tip sorunları lig içinde yaşayacağını düşünüyorduk. Ancak takımın fiziksel grafiği veya mücadele hırsının azalmanın aksine sabit kaldığını gördük. Daum'un saha içi yayılış ve orta saha organizasyonundaki sorunları çözmesini beklerken, Alman hocanın tamamen orta sahasız bir düzeni benimseyip, takımını savunma ve forvet olarak iki bölümden oluşturmasını izledik. Kısmet meleği yanındayken maçlarını kazandı. "Kazanan haklıdır" diye kimin koyduğu belli olmayan bir prensibin korumasında son haftalara kadar kredi kullandı. Şimdi ise oyuncularını karşısına çekip "Bu maçı kazanmalısınız" geyiğini yapıyor. "Onun yerine böyle oynarsanız, rakibin şu bölgelerine sızarsanız" diyemiyor. Çünkü futbolcularına bunları öğretemedi. 13 hafta geçmesine rağmen sahaya sürdüğü takımını bir acemiler birliği olmaktan kurtaramadı. Beşiktaş'ta Lucescu, meslekdaşının tam aksine sistemi ön plana alan anlayışta. Beşiktaş kulübesi yıldızlar topluluğu gibi. Ama herkes sırasını bekliyor; takımın düzeni asla değişmiyor. Lucescu "O da oynasın, kenarda durursa yazık" diye bir eyyamcılığın içine girmeden, maçı futbolcuların oynadığını ama sistemin kazandığını biliyor. Fenerbahçe için Beşiktaş maçı bu sezondaki üçüncü kırılma noktası. Diğer ikisini kayıpsız geçse, şimdi kara kara düşünen rakibi olacaktı. Çünkü arada 6 puan fark olmayacaktı. Kaybetme korkusu içinde çıkacaklardı. Ne kadar oturmuş bir takım da olsalar Saracoğlu'nun baskısını hissedecek, hatalar yapacaklardı. Ama puan avantajı ile, beraberliğin kendilerine yettiği bir maçta Beşiktaş'ın risk alması, arkasını boşaltması beklenemez. Fenerbahçe'nin de kapalı takımlar karşısında çok zorlandığı, beceriksiz davrandığı ve pas yüzdesinin çok düşük olduğu ortadaysa, bu maçtan çıkacak olan galibi tahmin etmek zor değil. Daum hayat prensibini, yani kumar oynamayı bu maçta yine deneyecektir. Rakibi tehdit etmek ilk düşüncesi olacaktır. Bu da maçın Beşiktaş orta sahasının performansına göre yönleneceği anlamını taşır. Yan toplarda çivileri oynayan siyah- beyazlı ekibin, ikinci bölgedeki direncini kıracak formülü üretecek bir Fenerbahçe, herkesin birbirine sorduğu "Bu Beşiktaş'ı kim durduracak?" sorusunun cevabını da tabelaya asar.