Schuster rotasyonu Türk oyuncular ile yapmıştı. Beklerini bile değiştirmiş, altı yabancısını, kulübedeki "iki" ile sekizleyip, Bucaspor maçından kalan biri mecburi (kaleci Cenk) dört değişiklik yaptı.
İkilemler vardı sahada. Mustafa Denizli, pazartesi günü maçı yorumlarken Delgado'nun farklılığından bahsediyor ve Helsinki maçına renk katacağını söylüyordu. Schuster ise Mustafa Hoca'nın kadroya bile zor aldığı Tabata'yı ikinci forveti yaptı.
Eski ile yeninin yorumları değişik olabilir ama kimin doğru, kimin yanlış olduğu kararını vermeye Q7 izin vermiyor. Gevelenen oyun içinde, öyle bir parlayıp, farkını ortaya koyuyor ki; Helsinki takımının üç pası üst üste yapamadığı gerçeği ikinci plana kayıyor.
Guti'nin orta sahaya kendini hapsetmesiyle, üç gün önceki ekstra pasları kalmadı ortada. Yerine Tabata geçti. Her boşluğu doldurma kararlılığıyla, sahayı enlemesine koştu durdu. Bobo'yu pasları ve varlığıyla da destekledi. Sonucun yapımcısı Portekizli olabilir ama Tabata'nın bu senaryoya katkılarını göz ardı etmeyelim.
Sekiz yabancı dedik. Biri Nihat'ın, diğeri Necip'in göreviyle oynuyordu. Maç boyunca da niye bu oyuncular yok, ötekiler oynuyor diyemedik. Bu kadro kalitesinin birbirine yakın olması olarak yorumlanıp, "iyi şeyler" hanesine yazılabilir. Ya da bizim önemli saydığımız oyuncuların, aslında o kadar da "gerekli" olmadıkları yorumu da yapılabilir. Ekrem Dağ bu on bir içinde "en bocalayan" kuşkusuz.
Genç Cenk maçı "bir" aut atışı yaparak bitirdi. Rakibin çelimsiz kalması veya Beşiktaş'ın geriye koşma ciddiyeti, maçı tek takımlı yapan, Helsinki'yi figüran olmaya iten nedenler.
PROBLEM ÇÖZEN YETENEK Q7
Böylesine kapanan, sert defans yapan bir rakibi, 90 dakika sabırla paslaşıp, açmaya çalışmak önemli bir refleks. Bir saniye bile panik yapmadılar. Quaresma'nın problem çözen yetenekleri, tüm takıma güven getirmiş gibi. Bu sinerji tribünleri de sarıyor ve sahada az hata yapan bir ekip yaratıyor.
Beşiktaş kafasındaki sorunları ve ön yargıları temizlemiş. Günleri lehlerine çevirip, güçlerinin sınırlarını genişletirlerse, siyah-beyazlılar tadına doyulmaz bir keyif takımıhaline gelirler.