Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DİLEK GÜNGÖR

Cumhuriyetgiller hep kışı yaşar!

Şunları kale almayayım, paye vermeyeyim, adam yerine koymayayım diyorum. Ama bir türlü durmuyorlar. Her gün terör seviciliği yapıyorlar, asparagas haberler üretiyorlar, iftira manşetleri atıyorlar. Sinek küçük de olsa mide bulandırıyor.
Baktım, bu hafta sonu da kamu bankalarını hedefe koymuşlar. Kamu bankalarının görev zararı açıkladığı hatta bu rakamların geçmişe göre katlandığı nev'inden haberler yazıp çizmişler.
Haberi tıklamadan kendi kendime "Allah Allah, bir şey mi kaçırdık" dedim. Tıklayıp metni okuyunca zaman israfı olduğunu anladım. Fakat Cumhuriyetgillere inananlar için meselenin özünü yazmaya karar verdim. Hem onlar olayı kavrasın hem de trol gazetesi haline getirdikleri Cumhuriyet'i okuyan zavallı okuyucuları…
Önce görev zararının ne olduğunu anlatayım. 2004'te çıkarılan bir Bakanlar Kurulu Kararı'yla devlet bankaları tarafından üreticilere düşük faizli yatırım ve işletme kredileri kullandırılmaya başlandı. Bu uygulamadan doğan gelir kayıpları Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinden karşılanıyor. Bu kredilerin bankaların kullandırdığı diğer kredilerden hiçbir farkı yok. Geri ödeme riski Ziraat ve Halkbank'ta... Krediye ilişkin faizin bir kısmı müşteriden tahsil ediliyor, kalan kısmı Hazine'den ödeniyor. Daha basit anlatımla, devlet tarım ve KOBİ gibi sektörleri desteklerken bankalara, "Üretenlere krediyi ucuz maliyetle kullandır. Piyasa ile aranda fark olacak. Faiz yükünün bir kısmını ben üstlenirim" diyor.
Tabii Cumhuriyetgiller eski Türkiye'den bu tarafa gelemedikleri için bilmezler. Hâlâ görev zararı tabirini alıp üzerinde tepinirler.
Halbuki, 1984- 2001 yıllarında kamu bankalarından yapılan destekleme primi ödemeleri, kredilerin ertelenmesi, taksitlendirilmesi, cari faiz oranından düşük krediler verilmesi için bütçeden kaynak ayrılmazdı. 2001 kriziyle de bunlar sürdürülemez hale gelmişti. AK Parti iktidara geldikten sonra o yılların zararları da kapatıldı. Şimdi ise önceden bilinmeyen, planlanmayan, bütçede karşılığı olmayan hiçbir görev kamu bankalarına verilmiyor. Kamu bankalarının bu görevlerden kaynaklanan gelir kayıpları da bütçeden ödeniyor.
Belki de, hata hükümette... Bu görev zararı kavramını artık değiştirmek lazım… Onun yerine faiz sübvansiyonu ya da ödeneği gibi bir kelime bulmak gerek… Yoksa baksanıza, belli kesimler bu kavramı görür görmez üzerine atlıyor. Öküz altında buzağı arıyor. Geçenlerde Ziraat Bankası'nın Genel Müdürü Hüseyin Aydın "Öncü göstergeler baharı müjdeliyor" diyordu ya… Sanırım, Cumhuriyetgiller bu kafayla hep kışı yaşayacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA