Biri "devlette uyumu gözetmekle yükümlü" Cumhurbaşkanı.
Diğeri "partilere eşit mesafede durma sözü veren" Meclis Başkanı.
Baş başa öğle yemeği yemeleri bile "gönüllere su serpti."
"Tansiyon düşüyor mu" diye herkese ümit verdi.
***
Aslında görüşmelerine "çok fazla siyasi anlam da yüklememek" gerek.
Siyasette yumuşama için "devreye gireceklerini" de beklememek.
***
Ama tekrarlayalım "öğle yemeğinde buluşmaları bile" toplumda bir rahatlama doğuruyorsa...
Siyasetin ipini gerenlerin "bundan çıkaracakları dersler" olmalı.