Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Millet-siyaset gündem farkı

Milletin gündemi...
Orman yangınları... Kül olan köyler... Yitip giden canlar, canlılar.
Seller... Sular altında kalan evler... Can kayıpları...
Kovid-19, artan vaka sayısı ve ölümler...
Ağustos, zor geçiyor.
Neyse ki... Devlet-millet kaynaşması... Kenetlenme... Yardımlaşma... İşbirliği... Kucaklaşma... Acılar paylaşılıyor, yaralar sarılıyor.
Ama... Ne gariptir... Kimileri de, "bozuk plak" gibi... "2023... Seçim... Millet İttifakı... Cumhurbaşkanlığı" konusunu tartışmayı sürdürüyor.
"Aday isimler" havada uçuşuyor.
Yüzeysel bir tartışma... Derinlik sıfır.
"Slogan" var, "klişeleşmiş sözler" var.
Vizyon... Program... Hak getire.
"Bilgi" olmayınca... Demagoji, siyaset sanılıyor.

***


Okuyan(!) Türkiye
Sahaflara... Aylık olağan ziyaret.
Sıhhiye... Adil Han... Kitapçılar Çarşısı.
Kitapçı çok... Eski kitap... Yeni yayın.
Siyaset... Sosyoloji... Psikoloji... Çocuk... Roman... Tarih... Bilim... Hikâye... Hukuk... Felsefe... Dini yayın... Ders kitapları... Aklınıza ne gelirse.
Merdivenler bile kitap dolu.
Ama... Kitapçılar bomboş... Müşteri tek tük.
Cumartesi... Saat 15.00...
Ayışığı Kitabevi.
- Göktuna Bey, şu ana kadar ne satış yaptınız?
- 35 lira... Dün ise 65 liralık kitap sattım.

***


Göktuna Rahmi
Emekli edebiyat öğretmeni... 21 yıldır kitapçı.
Kendi söylemiyle... "Kitapların arasında bir deli... Hatta zırdeli."

Şair... Kitapları var.
Kitabevindeki kitap sayısı 30 bin.
Sahaflar Çarşısı'na ilgi o kadar düşük ki... Göktuna'yı ilk kez, "Bu kadar moralsiz" gördük... Dedi ki:
- Biri, "Al şu 50 bini" dese, devreder, işi bırakırım.

***


Çare, çözüm nerede?
Unutulmamalı ki... Nuh Peygamber, gemisini yapmaya giriştiği zaman henüz yağmur başlamamıştı.
Sabah-akşam, "2023 plağını" çalanlar... Önce ortaya, "proje" koymalılar. Siyaset... Hep, "Başkasının hatasını tekrarlayıp durmak" değildir.
"Çare" de söyleyeceksin.
"Çözüm" üreteceksin.
Seçmen... Umuda oy verir.

***


Sudan ucuz klasikler
"İkinci el" 4 kitap, 30 lira.

Veya... "Tanesi 10, üç tanesi 25 lira."
"5 liraya" da kitap çok.
"Nutuk... Şu Çılgın Türkler... İnce Memed... Sefiller." Türk ve dünya klasikleri... Dörtlü paket, 25 lira.

Öyle kitaplar var ki... Aramakla bulamazsınız... Bulsanız bile, "dünyanın parası."
Ama... "Burada" birkaç saat geçirin... Binlerce kitabın arasına gömülün... "Bulabilirsiniz... Sudan ucuza."

***


Sahaf
Göktuna Rahmi'nin, "Sahaf" adlı kitabından bir şiir... Paylaşalım:
Benim vergim binbir zorlukla ödemeye çalıştığım vergim
insanların
odalarında kitap
ellerinde kalem
masalarında cetvel
sıralarında pergel
sabahlarında yaşama sevinci
akşamlarında umut olacaksa
olacaksa okul
olacaksa yol
olacaksa köprü
ve fidan
ve resim atölyeleri
ve felsefe salonları
ve dize
ve öykü
ve roman
olacaksa fabrika bacaları sorun yok
helal-i hoş olsun
benim vergim
üç beş zibidinin
üç beş et yığınının
üç beş kenenin
odalarında zevk-ü sefaya
ellerinde pipoya
masalarında kadehe
vur patlasın çal
oynasın salonlarda havada uçuşan
dolarlara... dönüşecekse
sorun var
hem de çok var
benim vergim
yıkım olsun
en büyük yıkım olsun
zehir olsun
zıkkım olsun
zehir zıkkım
haram olsun...

***


Çağdaş giyotin
Kamran İnan... Siyasette bir efsaneydi... Rahmet istedi.
Siyaset Yılları" kitabında... Der ki:
"TV ekranının, mikrofonun cazibesine direnmek gerek... Her ikisi de tehlikeli birer giyotindir. (Sayfa 323)"
Günümüzde... Giyotine aldıran yok.

***


Hesap
Sohbet koyulaştı. Magazin basınından bir haber... Adam, sevgilisine otomobil hediye etmiş.
Bir başka haber... Bodrum'da garsonlara, "3 bin lira" bahşiş ödemiş.
Göktuna Rahmi, "Bunlar beni hüzünlendiriyor" dedi:
- Lokantada yemek yiyor, asgari ücretten fazla hesap ödüyor, ama kitap almaya gelince eli titriyor... Okumuyor.

***


Kitaplar arasında geçen ömür
Kitapçılar... Sahaflar... Kendi deyimleriyle...
Zarar etmiyorlar... Ama bir şey de kazanmıyorlar... Kitaplar arasında bir ömür geçiriyorlar.
Cumartesi öğle sonunu, "onlarla" geçirdik.
Biraz kitap aldık... Biraz sohbet... Eylül'de buluşmak üzere.

***


Yeter ki oku
Bir çocuk... Kitapları karıştırdı... İki hikâye kitabı seçti... Ömer Seyfettin'den.
- Amca... Kaç lira?
Çocuğun kitaba ilgisi, Göktuna'nın hoşuna gitti:
- 5 lira.
Çocuk... Biraz mahcup:
- 4.5 lira olmaz mı
- Olur, olur.
Çocuk, cebindeki bozuk paraları saydı... 4 lira 25 kuruş.
Amca... Özür dilerim... Param çıkışmadı... Alamayacağım.
Göktuna... "O para sende kalsın... Hediyem olsun" dedi ve kitabı uzattı. Çocuk... Öylesine gururlu ki... Almak istemedi... "Hediyeyi" zorla kabul etti ve gitti.

***


Ofise kalın kitap
Kelli felli bir adam geldi... Boylu boslu... Kılık kıyafet düzgün.
- Kitap istiyorum... 10-12 tane... Kalın olsun.
Göktuna sordu:
- Ne tür kitap istiyorsunuz?
- Fark etmez... Yeter ki kalın olsun... Gösterişli.
Göktuna'nın kafası karıştı... Binlerce kitap var. Adam... Göktuna'nın "işini kolaylaştırmak" istedi... "Açıklama" yaptı:
- AVM'nin üst katında büro tuttum... Döşedim... Odamda biraz kitap olsun istiyorum...
Güleceğiz, gülemedik... Dışarı çıktık... Diğer kitapçıları dolaştık... Döndük.
Göktuna dedi ki:
- Adam, "Okumak için" kitap almıyor... "Entelektüel görünmek için" alıyor.

***


İyi, kötü, çirkin
Valiler, kaymakamlar, belediyeler... Okumayı teşvik ediyorlar...
Gezdiğimiz yerlerde görüyoruz...
Biz, bunları anlatınca... Göktuna Rahmi, dedi ki:
- Dedikleriniz doğru... Ama bir başka doğru daha var... Okumayanlar... "Görsel medya, sosyal medya, internet, kolay erişim" meraklıları... Doğruymuş, yanlışmış, önemi yok... Hap alır gibi bilgi alıyor... Sonra da bunu sohbette, içki masasında satıyor.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA