Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BURHANETTİN DURAN

Salgınla mücadele ve sistem tartışması

Kovid-19 pandemisinin dünya siyasetine etkisi hararetle tartışılıyor. Etkinin büyük olacağı kabul ediliyor ancak daha iyiye gidiş bekleyen az. Tarihin hızlanarak mevcut rekabetleri ve çatışmaları derinleştireceğini öngörenler ağırlıkta.
Virüsün küresel bir ekonomik krizi tetiklediği ise ortak kabul durumunda. Yeni krizin ne ölçekte vuracağı henüz belli değil. Kimisine göre 2008 krizinden, kimisine göre Büyük Buhran'dan daha etkili bir fırtına geliyor.
Yine salgınla mücadeledeki performansa göre otoriter rejimlerin mi demokrasilerin mi başarılı olduğu da konuşuluyor.
ABD ve Avrupa ülkelerinin (Almanya hariç) salgını iyi yönetememesi demokrasilerin itibarını azalttı. Otoriter ülkelerin performansı da net değil.
Çin'in başarı iddiası güven vermiyor. Rusya'da vakalar artıyor, salgın kontrol altına alınmış değil. Meselenin püf noktası rejim tipi değil, daha önceki salgınlarda tecrübe edinme ve devlet kapasitesini etkin kullanabilme… Hem demokratik hem otoriter ülkelerden başarılı örnekler var.

Birlikler ve demokrasiler sorguda
Salgın sırasında birlikler ve ittifaklar da sorgulanıyor. Gün geçmiyor ki bir üye ülke AB projesinin geleceğinin "tehlike altında" olduğunu söylemesin.
Virüsle mücadele için alınan tedbirlerin demokrasilerde hakları ve özgürlükleri sınırlandırmasından kaygılanan çevreler de artıyor. Petrol fiyatlarının düşüşünün etkisiyle Arap dünyasında ikinci bir Arap Baharı bekleyenler dahi var.
Salgın kontrol altına alındıkça tartışma tümüyle ekonomik kriz ve boyutları üzerine odaklanacak. Ekonominin yanı sıra salgın sırasında alınan tedbirlerle güvenliğin özgürlük ve hakları baskıladığı tartışması zamanla öne çıkacak.
Bu da iktidar ve muhalefet ilişkileri bağlamında yeni bir siyasi canlanmaya karşılık gelir. İlk sınav Kasım 2020'de Başkan Trump'ın… İlginçtir, kimse salgını kötü yöneten ABD'de başkanlık sistemi ya da Britanya'da parlamenter sistem tartışması beklemiyor. Kovid ile mücadelede Batı ülkelerinden açık ara daha başarılı olan ve hatta bu ülkelere tıbbi yardım gönderen Türkiye'de ise muhalefet ısrarla sistem tartışması yapıyor.

Başarıya rağmen bizde neden sistem tartışılıyor?
Sebebi, Türkiye'de muhalefetin cumhurbaşkanlığı sistemine geçmeyi bir türlü içine sindirememiş olması.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun bütün muhalefet partilerini "parlamenter sisteme dönüş" teması etrafında toplama niyeti taşıması.
Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı olmak örtük olarak zaten bu sistemi getiren Erdoğan iktidarına da karşı olmak demek.
Böylece bu iki karşıtlığı birleştirerek aslında bir araya gelemeyecek derecede ideolojik farklılıklara sahip partileri bir platformda buluşturma azminde. Bunun için Kılıçdaroğlu ilgili, ilgisiz her konuyu sistem tartışmasına getiriyor. Şimdilik dili sert polemiklerle yüklü değil. Tıpkı TBMM'nin 100. Yılı kutlamalarında yaptığı "parlamenter sisteme dönüş" önerisindeki gibi.
Türkiye'nin salgınla mücadelesi başarılı olmasaydı ve "virüsü kullanıyorsun" suçlamasından çekinmeseydi belki daha sert bir dil kullanabilirdi.
Gerçi CHP'nin il başkanları, belediye başkanları ve medyası bu açığı kapatmıyor değil… Salgın kontrol altına alındıkça ve ekonomide sıkıntılar ortaya çıkması durumunda CHP'nin ve takipçisi muhalif siyasetçilerin dilinin sertleşmesi beklenmeli. Salgın sırasında olmadı; salgın sonrasında 2023'ü beklemeden iktidarı seçime zorlayacak kriz fırsatını bulabileceklerini düşünüyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti'nin birliğine ve beraberliğine işaret eden ve mevcut uluslararası sistemdeki etkin aktörlüğüne denk gelen 100. Yıl kutlamalarını bahane ederek "parlamenter sisteme geri dönme" çağrılarını devam ettirecekler.
Etsinler, demokratik hakları…
Sorun, milletimizin "ortak değerlerini ve sembollerini" yalana dayalı polemiklerin malzemesi yapmalarında.
Öfkeli, buyurgan ve suçlayıcı bir dili Demokles'in kılıcı gibi muhafazakâr kesimin üzerinde tutma isteklerinde.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA