Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERHAN AFYONCU

Darbe ve Paralel yapılanmaya karşı alınması gereken önlemler

Hayatı eğitim dünyası içinde geçmiş, darbelerin tarihini yazmış, ayrıca bir buçuk seneye yakın yedek subay olarak askerliğini tank ve jandarma birliklerinde yapmış biri olarak hem askeri ortamlarda hem de eğitim camiasında birçok gözlemim oldu. Tarihçi olarak da birçok hadisenin arka planı hakkında bilgi sahibiyim. Bunların ışığı altında darbe ve paralel yapılanmaya karşı şu önlemlerin alınması gerekir diye düşünüyorum:

1- Jandarma sivilleşmelidir. Jandarmanın sorumluluk alanı Türkiye'nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 90'ı olduğu için darbelerde en etkin güç jandarma olmuştur. Bu yüzden jandarma olmadan bir darbenin başarı şansı çok azdır. Sadece İçişlerin'e Bakanlığı'na bağlanması yetmeyecektir. Muhtemel bir darbeyi önlemek için jandarmanın, tamamen sivilleşmesi gerekir.

2- Zırhlı ve mekanize birliklerin kışlaları şehir merkezlerinden uzakta olmalıdır.

3- Askerliğe başlayan gençlerimize, sivil hukukçular tarafından darbelere karşı uyanık olmaları ve böyle bir durumda kendilerine verilen emrin kanunsuz bir emir olduğu, suç işledikleri için komutanların emirlerini dinlememeleri gerektiği öğretilmelidir.

4- Askeri okullarda ders veren öğretmenler dikkatle gözden geçirilip, en az 25 yıldır görev yapan öğretmenlerin ders vermesi sağlanmalıdır. Subay öğretmen olarak görev yapan öğretmenlerin emeklilik yaşı artırılmalıdır. Hatta gerekirse emekli olmuş askeri öğretmenlerle görüşerek, tekrar işbaşı yapmaları sağlanmalıdır.

5- Özellikle son 15 yıldaki sınavlardan (ÜDS, KPDS, ALES vs.) başlayarak, bu imtihanlarda çok yüksek not alanlar incelenmelidir.

6- Önemli devlet kademelerinde görev yapacak personel seçilirken en az 20-25 yıllık hizmeti olanlar, ilk planda düşünülmelidir. Memuriyette FETÖ'ye mensup olup-olmayanın sağlıklı seçilemediği ortaya çıkmıştır. Birçok kurum gizlenme aracı olarak kullanıldığı için bizim sendikadan, bizim dernekten denilmemelidir. Bir yere atama yapılırken liyakat öne alınıp, o kişinin kimliğini tespit etmekle uğraşma yerine kimliği açıkça belli olanlar (milliyetçi, solcu vs.) tercih edilmelidir.

7- Devlet içinde kendi fikri yapımızdan bile olsa hiçbir grubun, cemaatin, ideolojik yapının yoğun olarak yerleşmesine izin verilmemelidir.

8- Darbelerin önünü almak için devletin silahlı unsurlarının dengeli olması gerektiği yaşadığımız son vahim olaylarla bir kez daha açıkça görüldü. Bu yüzden devletin ordu kadar polisini de güçlü tutması, polis teşkilatını da tekrar bir grubun, hizbin veya görüşün tekeline bırakmaması zaruridir. Askeriyede olduğu gibi, emniyet teşkilatımızda da ana unsur millî bir yapıdır.

9- 15 Temmuz 2016'dan sonra devletin birçok organında ciddi temizliğin yapılması gerektiği herkesin mutabık olduğu bir vakıa. Fakat bu yapılırken de bazı yerlerde eksik ve yanlış uygulamalar yapılmaya başlandı. . Bu yanlışın kanaatimce üç önemli sebebi var. Birincisi FETÖ'cülerin kimliklerinin tespitlerinin birçok yerde oldukça zor olması ve istihbarat zafiyetinin bu zorluğu daha da müşkül hale getirmesidir. İkincisi temizlik yapılırken bazı idarecilerin gerekli ciddiyet, hassasiyet ve özeni göstermemeleridir. Hatta bazen bu terör örgütüne mensup olduğu herkesçe bilinen kişilerin himaye edilmeye çalışılmaktadır. Üçüncü yanlış ise temizliğin bazen temizlenmesi gerekenlere emanet edilmesidir. Bunların yanlış veri akışı hazırlamakta mahir olduklarına da çok dikkat edilmelidir.

10- FETÖ'nün devlet içinde bu kadar güçlenmesindeki en önemli neden, hiç şüphesiz bunların eğitimle ilgili çalışmalarıdır. Bu terör örgütü devletin ihmal ettiği birçok sahayı doldurmasını iyi bildi. Eğitim sistemindeki yanlışlar ve açıklar bunları besleyen en önemli damardı. Benim öğrencilerim arasında gözlemlediğim ve evlatlarımızın bu terör örgütünün kucağına itilmesini sağlayan en ciddi eksiklerden biri üniversite öğrencileri için devlet tarafından yeteri kadar yurt açılmamasıydı. Devletin en azından bundan sonra daha anaokulundan başlamak üzere eğitim sistemine köklü çözümler sağlaması ve öncelikle öğrenciler için devlet eliyle yurtlar açması gereklidir.

11- Ordumuz kendisine karşı yapılan Ergenekon-Balyoz gibi operasyonlar ve son cunta hareketinden dolayı yıpranmıştır. Türkler tarih boyunca ordularıyla var olmuşlardır. Suriye ve Irak gibi olmamamızın sebeplerinden biri de kahraman askerlerimizdir. Ordumuzun moral-motivasyonu artırılmalı, halk gözündeki saygınlığı eski haline getirilmelidir. Bunun için de son cunta kalkışmasında halkın yanında darbecilere karşı kahramanca mücadele eden askerlerimizden sık sık bahsedip, ordunun önemli bir kısmının bunların yanında yer almadığı ısrarla belirtilmelidir.

12- Türkler, tarihte devletleriyle var olmuşlardır. Devlet olmazsa milletimiz tarihten silinir, gider. Bu yüzden devletimiz tarih boyunca kutsal sayılmıştır. Ancak rahmetli Turgut Özal'dan itibaren devletin kutsallığı eleştirilip, devlet hizmetkâr gibi gösterilmiştir. Bu durum bana göre yanlıştır. Bunun yerine devlet ve millet arasında, haklar kadar sorumlulukların da ayrıntılı olarak tayin edildiği karşılıklı bir mukavele sağlanmalıdır. Zira tarih bize devletsiz milletlerin yok olduğunu gösterdiği gibi, milletine dayanmayan devletlerin de zamanla zayıflayıp ortadan kalktıklarını göstermektedir. Bu yüzden milletin azizliği kadar, devletin kutsallığı da belirttiğimiz mukavele çerçevesinde yeniden ikame edilmelidir.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA