Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Ümit'siz vaka'yım

Ahmet Ümit yine yaptı yapacağını... Son polisiye romanını piyasaya çıkartıp tiryakisi olan bendenizi yine bir süreliğine 'bloke' etti. Şimdi işin yoksa tuğla kalınlığındaki kitabı bitirmek için uğraş, dur. Günde 15 saat televizyon izlemeye mecbur birine yapılır mı bu?
Sevgili okurlar, bir süreliğine televizyon konularını ıskalarsam, sebebi Ahmet Ümit'tir, peşinen söyleyeyim. Zira ben Ahmet Ümit'in polisiyelerini okurken sadece sayfaları çevirmekle yetinmiyorum. O kitabı, öykünün geçtiği yerlerde okumayı seviyorum.
Son olarak İstanbul Hatırası'nı okurken, Tarihi Yarımadayı turlayıp durmuştum... Ustanın üç öyküsü çizgi romana dönüştürüldüğünde de Beykoz-Kandilli arasına sefer düzenlemiştim. Şimdi yine ver elini Topkapı Sarayı ve civarı...
Bu arada okuduğum kitaptan etkilenmek gibi bir huyum da var. Şimdi Sultanı Öldürmek'i okurken, yazılarıma asabiyet ve şüphecilik bulaşırsa; bilin ki Ahmet Ümit'in yazdıkları yüzündendir.
Sultanı Öldürmek şu sözlerle başlıyor:
"Biri sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız ama sizi itham eden kişi, bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?"
Romanın baş karakteri Müştak bir 'psikojenik füg' hastası... Yani kriz dönemi geldiğinde hayatının o kesitini asla hatırlamıyor. Peki Müştak, boşandığı karısı Nüzhet'i böyle bir anda mı öldürdü? Bir insan hem katil hem de o katilin peşindeki dedektif olabilir mi?
Haydi gel de okuma bu romanı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA