Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Göz pınarlarımıza takılan vakum

Yeni diziler birer birer start alıyor. Şimdilik dişe dokunur bir yapıma rastlayamadım.
Nedenini aslında iyi biliyorum.
Diziler artık bir hikaye anlatmıyor, 'projelendiriliyor.' Acı çeken bir çocuğun dramı iş mi yaptı, hemen bir 'acıların çocuğu' bulunup ekrana sürülüyor.
Karadeniz'de eziyet gören kadını sarıp sarmalayan ailenin duruşu takdir mi kazandı, hemen o dizinin dümen suyuna girilip Laz aksanlı yeni dizi ekrana dayanıyor. Hastane sahnesi yüksek reyting mi aldı, anında dizinin içine bir ameliyat masası sokuşturuluyor.
Tempo düşmesin diye vızıldayan kurşunlara, hararet yapsın diye yeni entrikalara başvuruluyor... Bu reyting amaçlı 'iliştirmeler' topluluğuna da 'dizi' diyorlar... Son olarak Star'ın yeni dizisi Çocuk'u izledim. Çocuk, bizim toplumumuzun en büyük hassasiyetidir.
Bunu bildikleri için mevzuyu iyice bir kanırtmış, göz pınarlarımıza adeta vakum takmaya kalkmışlar. Sultanahmet Meydanı'nda üvey annesi tarafından kasten eli bırakılarak kaybolması sağlanan çocuğun haline yürek mi dayanır?
Tepe tepe kullanmışlar işte... Bir de son zamanlarda gına getiren, neredeyse tüm şehrin birbiriyle akraba olduğunu bizlere düşündürten acayip soy sop dağınıklığı var ya, artık isyan edesim geliyor...
Meğer o üvey çocuk, babaannenin gayri meşru ilişkisinden doğan oğlunun çocuğuymuş filan... Neyse ki İsmail Hacıoğlu'nun, saplantılı bir aşığı canlandırdığı muhteşem oyunculuk performansı vardı da, "Nasıl bitecek bu sezon?" yakınmalarımdan beni uzaklaştırdı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA