Kimse projelerden, yatırımlardan, işsizlikten bahsetmesin.
Bir çuval kömüre, bir paket makarnaya, Kemalist duygusallığa ve bir tutam irtica korkusuna göre oy kullanıyoruz.
Oylarımızı ideolojik düşüncelerimize göre atıyoruz ya da atmak zorunda bırakılıyoruz. Dinciler, laikler, solcular, milliyetçiler, ulusalcılar, Kürtler, Aleviler vs. seçim sonuçlarını, hep bu ideolojik ya da ırksal tercihler belirliyor.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
İkinci kriterimiz ise parti liderlerinin performansları. Yaşadığımız bölgelerdeki yatırımlar ve sorunların çözümüne dair üretilen projeler her zaman üçüncü planda kalıyor.
Evet, birçok ülkede de hâlâ seçim sonuçlarını ideolojik tercihler belirliyor. Mesela ABD'de Demokratlar var, bir de Cumhuriyetçiler.
Lakin onların bir de eyalet başkanları var...
Sadece seçildiği eyalete odaklanan, bölgesinin sorunlarına kafa yoran, sadece bölgesinin refah seviyesini yükselten politikacılar bunlar...
Yok, yazıyı Başkanlık sisteminin faydalarına bağlamayacağım.
Nasıl olsa önümüzdeki birkaç yıl, çıldırıncaya kadar tartışacağız Başkanlık sistemini.
Sadece devlet yönetmenin, piyasaları yönlendirmenin, baraj ve yol yapmanın ideolojisinin olmadığını ve günün birinde bu saçmalıktan kurtulmayı umut ettiğimi paylaşmak istedim.